Explosives traduction Turc
2,418 traduction parallèle
Twenty pounds of plastic explosives.
9 kilo plastik patlayıcı.
And how is that related to the plastic explosives about to be detonated somewhere in the city?
Bunun şehrin bir yerinde patlamak üzere olan patlayıcılarla ne ilgisi var?
Turns out Marsden's an explosives expert.
Meğer Marsden, patlayıcı uzmanıymış.
The police hit a dead-end tracking the explosives.
Polis, patlayıcılar konusunda bir şey bulamadı.
If you want to create the sensation of a big blast without the devastating effects, you need to reduce the explosives and place the charge in an open space instead of against a load-bearing wall.
Yıkıcı etkileri olmayan büyük bir patlama yaratmak istiyorsanız patlayıcı miktarını azaltırsınız ve bombayı duvarın yakınlarına değil boş bir alana yerleştirirsiniz.
Whether it's a stray hair arranged to detect someone's opened a drawer or a cabinet booby-trapped with explosives, skilled operatives know how to secure their hiding places.
İster çekmecenin açıldığını tespit etmek için konulmuş bir saç teli olsun. Ya da bubi tuzaklı bir dolap. Harekatçılar gizli bölmeleri nasıl koruyacaklarını iyi bilirler.
Low-tech explosives may be clumsy and unreliable, but their simplicity makes them almost impossible to trace.
Basit patlayıcılar, güvenilmez ve kullanışsız olabilirler. Lakin bu basitlik izlerinin sürülemez olmasına olanak tanır.
Yeah, well, based on the scorch marks, I'm guessing that this was used to hold the explosives.
Evet, tabi yanık izlerine bakılırsa, bu parça patlayıcıları tutmak için kullanılmış.
Explains why the nitrates are less consistent with explosives and more consistent with fertilizer.
Nitratın neden daha çok patlayıcıyla değil de gübreyle tutarlı olduğunu açıklıyor.
We'll sweep the rest of the house for any more explosives.
Başka patlatıcı var mı diye evi gözden geçireceğiz.
I don't see any explosives.
Patlayıcı göremiyorum.
This whole area could be rigged with more explosives.
Bütün alan patlayıcılarla donatılmış olabilir.
In this case shells mean explosives.
"Silah" diyorum. Hızlıca göreceğin gibi bahsettiğimiz ateşli silahlar.
We don't use highly reactive explosives so... even if you tossed it like this...! It won't go off.
Yüksek tepkili patlayıcılar kullanmıyoruz, o yüzden bu şekilde atsanız da patlamaz.
Isuke is in charge of explosives.
Patlayıcı sorumlusu, Isuke Ninokuruwa.
We have used unusually strong explosives, Thus we will not assure one's life if he triggers the bomb.
Olağandışı ölçüde güçlü patlayıcılar kullandık dolayısıyla bombayı tetikleyen olursa onun hayatını garanti edemeyiz.
In the first place, if not for the explosives, who would lend a ear to what you've got to say?
Her şeyden önce, patlayıcılar olmasaydı kim söylediklerine kulak verirdi?
Put those explosives in the brown bag.
Patlayıcıları kahverengi çantaya koy.
What are you gonna do with those explosives?
O patlayıcılarla ne yapacaksın?
However, I have spent a considerable amount of time hiding explosives.
Ancak patlayıcı saklama alanında azımsanmayacak kadar zaman geçirmişimdir.
You have any explosives on you now?
- Üstünde şu anda hiç patlayıcı var mı?
I have six tons of explosives in this thing.
Bir sürü patlayıcım var.
- Your laptop, it's a detonator and the modem's rigged with explosives. It's a big finale.
- Dizüstü bilgisayarın modemdeki düzmece patlayıcıyı tetikleyecek ve patlayacak.
I'm betting that she rigged the explosives on the truck to make it look like you were both killed.
İddiaya girerim ki, patlayıcıları, sırf bizi ölü olarak göstermek için kurmuştur.
- Plastic explosives- - they're sealing us in.
- Bizi içeri kilitlemek için plastik patlayıcılar.
Do I need to remind you that the explosives around the Opera House are still armed?
Operanın etrafındaki patlayıcıların hâlâ aktif olduğunu hatırlatmama gerek var mı?
I wouldn't know how to make a bomb with a strawberry box or anything else. I've never handled explosives in my life.
Çilek kutusu ya da başka bir şeyle nasıl bomba yapıldığını bilmiyorum hiçbir patlayıcı maddeyle işim olmadı.
Detective, I heard you picked up quite a haul of explosives.
Taşınan patlayıcıların tamamını topladığını duydum.
They're explosives.
Onlar patlayıcılar.
40 minutes later, he confessed to planting explosives in a self-storage facility after you paid him to do it.
40 dakika sonra senden aldığı emirle depoya patlayıcı koyduğunu itiraf etti.
Well, then we can't use explosives.
- Patlayıcıları kullanamayız.
- I saw you back at the clinic and you made those explosives.
Klinikte bomba yaptığına tanık oldum.
- I've known a lot of field medics... but they don't have your chops with explosives.
Bir sürü sıhhiye tanıyorum ; ama hiçbirinde sendeki bombacı yeteneğinden eser yok.
Not here. Not here. So, you guys have experience in explosives, huh?
Pekala, bombalarda deneyiminiz var, ha?
The crew rigged the interior with explosives to prevent enemy access.
Düşman erişiminden korumak için, tayfa içerisini patlayıcılarla donatmış.
- Yeah, but I don't see any explosives.
Evet ama hiç patlayıcı göremiyorum.
The explosives on the plane were her idea.
Uçaktaki patlayıcılar onun fikriydi.
We got bomb squads sweeping every floor, but it'll take at least 20 minutes to finish the evacuation and another hour to clear the building for explosives.
Bomba imha birimlerimiz bütün katları tarıyor ama binayı boşaltmak en azından yirmi dakika daha sürer ve bir saatte binanın patlayıcılardan temizlenmesi için.
brought me somewhere to give me the explosives.
Patlayıcıları vermek için beni bir yere götürdüler.
Why the hell did they need all these explosives?
Onlar, niye ihtiyaç duyduki Bütün bu patlayıcılara?
Has volunteered to Redding to check for explosives.
Patlayıcıları kontrol etmesi için Reddinge yardım ediyor.
There are so many explosives...
O kadar çok patlayıcı var ki...
Pigs can detect explosives.
Domuzlar patlayıcıları tespit edebiliyormuş.
From selling my sardines, for explosives.
Balık sattım. Patlayıcı hazırlamak için.
This pig had the explosives.
Patlayıcılar bu domuzdaydı.
That means weapons, explosives, camo gear - - anything and everything that could be used to support a growing insurgency.
Direnişimizi desteklemek için aklınıza gelebilecek, bulabileceğiniz her şey.
They didn't see the explosives in the car. That's good.
Araçtaki patlayıcıları görmediler.
Which brings me to the issue of demo and high explosives.
Ki bu da bizi patlayıcılar konusuna getiriyor.
Explosives expert?
Patlayıcı uzmanı mı?
-'Cause the doors are wired with explosives.
- Çünkü kapılar patlayıcılarla mühürlenmiş durumda.
But I don't want it to take you away from making explosives.
Ama seni patlayıcı yapmaktan alıkoymak istemiyorum.