Fad traduction Turc
285 traduction parallèle
A new fad, huh?
Yeni bir furya ha?
It's a little fad of mine.
Benim alışkanlıklarımdan biri.
It's probably some new fad.
Yeni moda olmalı.
I was under the impression that these uncomfortable little cars were just a fad.
Bu küçük arabaların gelip geçici bir heves olduğunu düşünmüştüm.
Yeah. Organic's a fad.
Organik tarım sadece geçici bir heves.
"Comet Parties Now Fad In New York".
"Kuyruklu Yıldız Partileri New York'ta Çılgınlık"
What is it, some new American fad?
Bu nedir böyle, Bir çeşit yeni amerikan çılgınlığı mı?
Folks think the way I walk is a fad.
İnsanlar der ki, yürüyüşüm çok modern.
The guy's a fad, like Hula-Hoops.
Bu adam da hulahoplar gibi geçici bir moda.
Oh, I'm a fucking fad?
Geçici bir moda mıyım?
That was the fad a few years ago.
Bir kaç yıl önce de aynısını diyorlardı.
"Comet Parties Now Fad In New York."
"Kuyruklu Yıldız Partileri New York'ta Çılgınlık"
{ \ move ( 10,10,190,230,100,400 ) \ fad ( 0,1000 ) \ fscx25 \ fscy25 \ t ( 0,6000, \ fscx125 \ fscy125 ) \ cH000000 \ 3cH00FFFF } anoXmous
Çeviri : ebrehe1978
I would never tell them this, but this is a... this is a fad.
Onlara bunu söylemezdim, ama bu... geçici bir moda.
A momentary fad.
Bir anlık heves.
You haven't succumbed to this fad of dressing up like half an allotment in Nottingham Forest.
'Altı kaval üstü şişhane'giyinme hevesine yenik düşmemişsin bakıyorum.
Cryonics. It was a kind of fad in the late 20th century.
Onu sizin emrinize veriyorum Bay Myers.
Perhaps this energy conservation fad is as dead as the dodo. - [Screaming, Buzzing Continue] - No!
Mükemmel bir Flanders olduğu için...
Sunny and I gave ourselves B12 injections in the late'60s. It was quite the fad.
Sunny ve ben 60'ların sonlarında kendimize B12 iğneleri yapardık.
Perhaps this energy conservation fad is as dead as the dodo.
Belki de şu enerji korunumu hevesi sona ermiştir.
They were a fad with the nobility.
Senyörler burun kıvırdılar.
- It's a fad. Next week, we won't know it existed.
Haftaya adını bile unuturuz.
Coming up next, a new fad that's sweeping the nation- - wasting food.
Sırada, ülkemizin başına bela olan yeni bir moda var- -... yiyecek israfı.
It's a fad.
Gelip geçici anlamsız bir moda.
This is Kitty Potter on the scene for FAD TV.
Ben FAD TV'den Kitty Potter.
This is Kitty Potter in Paris, and we're backstage with FAD.
Ben Kitty Potter. Paris'te defilelerin kulisindeyim.
Jean Paul Gaultier. And I'm Kitty Potter with FAD.
Ben FAD'den Kitty Potter.
I'm Kitty Potter for FAD, and this is Cher.
Ben FAD'den Kitty Potter ve bu da Cher.
I'm glad you liked it. Would you do a little thing with us?
FAD için bizimle küçük bir röportaj yapar mısın?
For FAD? Do you mind?
Selam millet.
This is Sophie Choiset in Paris for FAD TV.
Ben FAD TV adına, Paris'ten Sophie Choiset. İyi miydi?
If I ever become famous... I want it to be for something worthwhile, not because of some obnoxious fad.
Günün birinde ünlü olacaksam gelip geçici anlamsız bir moda yüzünden değil, faydalı bir şey sayesinde olmasını istiyorum.
Obnoxious fad?
- Anlamsız bir moda mı?
Ever since this sex-harassment fad, men can't say what's on their minds.
Cinsellik dalgası boyunca, erkekler akıllarında geçeni söyleyemezler.
Hold it, Sandy.Correct me if I'm wrong, but don't lots of people, especially trendy teenagers following the latest "fad", kids who are otherwise perfectly "normal", don't they wear earrings similar to the one shown here?
Dur bakalım, Sandy. Yanlışsam düzelt, ama bir sürü insan, özellikle en yeni "moda" yı... takip eden tiki gençler, tamamıyla "normal" sayılabilecek çocuklar da buna benzer küpeler takmıyorlar mı?
Maybe it's a fad.
Bir hevestir belki.
Anyway, the down-under fad fizzled, and the diplomatic climate turned absolutely frosty.
Her neyse, bu modanın geçmesiyle, diplomatik ilişkilerde soğuk rüzgarlar esti.
A fad, I don't know.
Salata yapmak gerek.
You better get me Johnny Dean, Liz Butsky, and the Fad King.
Bana Johnny Dean, Liz Butsky ve Fad King'i bulsan iyi edersin.
Don't forget Fad King.
Fad King'i unutma.
- Fad King on two.
- Fad King ikinci hatta.
"Give them the boot." What if a shoe was the fad?
"Onlara çizmeyi ver." Ya ayakkabı geçici heves olsaydı?
Where's that Fad King by the way?
Şu Fad King nerede bu arada?
Fad King is my hero.
Fad King kahramanımdır.
- It's just a fad.
- Sadece bir heves.
That was just a fad.
Bu sadece geçici bir heves.
[Skipped item nr. 268]
Fadıl TAYLAN ALtyazı :
I'm hoping it'll start a-a big fad soooo ( mumbles )
Herkesin çıplak olduğu bir O.C geliyor. Giysi miysi olmayacak. Yeni bir modanın öncüsü olacağımızı umuyorum.
No fad diets. Just family bliss, or double your money back.
Homer üzerime oturduğu zaman öldüm.
This is Sophie Choiset for FAD TV.
Ben FAD TV'den Sophie Choiset.
{ \ move ( 10,10,190,230,100,400 ) \ fad ( 0,1000 ) \ fscx25 \ fscy25 \ t ( 0,6000, \ fscx125 \ fscy125 ) \ cH000000 \ 3cH00FFFF } anoXmous THREE COLORS WHITE
Ripped, synch'd corrected by : Chilekes ÜÇ RENK BEYAZ