Fairest traduction Turc
188 traduction parallèle
Magic Mirror on the wall, who is the fairest one of all?
Ayna, ayna, söyle bana, benden güzeli var mı bu dünyada?
Magic Mirror on the wall, who now is the fairest one of all?
Ayna, ayna, söyle bana, şimdi benden güzeli var mı bu dünyada?
Over the seven jewelled hills beyond the seventh fall, in the cottage of the seven dwarfs dwells Snow White, fairest one of all.
Yedi mücevherli tepelerin ardında, yedinci şelalenin ötesinde, yedi cücelerin kulübesinde yaşıyor Pamuk Prenses şimdi, yoktur ondan güzeli.
Snow White still lives, the fairest in the land.
Pamuk Prenses hala yaşıyor, ülkenin en güzeli de o.
Then I'll be fairest in the land!
O zaman en güzel ben olacağım!
Now I'll be fairest in the land!
Artık benden güzeli olmayacak!
By Our Lady, you're the fairest swordsman I ever met.
Meryem aşkına, gördüğüm en iyi kılıç ustasısın.
Here's to the greatest woman in the world, the fairest flower that ever bloomed,
Dünyadaki en harika kadına, şimdiye dek açan en güzel çiçeğe,
# The fairest of them all #
# İçlerinde en adil olanı #
Pearl - fairest of the fair in all Albuquerque... and the best durn barber in the territory.
Tüm Albuquerque fuarının en incisi - en incisi... Ve bölgedeki en iyi Durb berber.
Bring in the fairest wenches in the land.
Ülkedeki en güzel genç kızları getirin.
Mind you see that they are the fairest.
En zarifleri olmalarına dikkat edin.
For at the very moment Hawkins was delayed on the road, the maid Jean was to run afoul of the king's men, who were scouring the countryside for the fairest wenches in the land.
Pek çok anda, Hawkins yolda oyalandı, hizmetçi Jean'in şehir dışında ülkedeki en güzel kızları arayan, kralın adamlarıyla başı belaya girdi.
- The fairest goddess.
- En güzel tanriça.
"Of all things fairest." sang the poet...
"Güzellerin güzeli," diyordu şair...
Antiochus the Great built up this city for his seat the fairest in all Syria
Burayı başkent yapmak için, Büyük Antiochus inşa etti. Sur'un en güzel şehri.
I was commenting on the fairest flower that grows within the human heart :
İnsan kalbinde yetişen en nadide çiçekten bahsediyordum :
My father is the fairest man in the world.
Babam dünyadaki en adil adamdı.
- which finds in you its fairest flower.
- Sizin gelişinizle daha da güzelleşen.
"Ladies and Gentlemen, we are here to welcome the fairest..."
Bayanlar ve baylar. Bugün burada olmamızın...
You're not the fairest of them all, but you're neither ugly nor dumb :
En iyisi de değilsin ama ne çirkinsin ne de aptal.
Old friends are the fairest.
Eski dost düşman olmaz.
A cheer for ourjudge, the fairest one in the world!
Yaşasın bizim mahkemelerimiz – dünyadaki en hümanist mahkeme!
Two of the fairest stars in all the heavens, having some business, do entreat her eyes to twinkle in their spheres till they return.
Göklerin en güzel iki yıldızı. yalvarıyorlar gözlerine işleri düştüğünden. biz dönene kadar siz parlayın diye.
Who is the fairest of all? "
En dürüst kim? "
Which pets are blessed with the fairest forms and faces?
Hangi hayvanlar kurallara uyan vucutları ve yüzleriyle kutsanır?
- Fairest of the fair, she is - You said midnight.
Gece yarısı dedin.
Fairest voice, softest hair, eyes the color of a starlit night.
En güzel ses, en yumuşak saçlar, yıldızlı gece renginde gözler.
Oh, fairest of the fair
Güzeller güzeli
" Fairest of the fair.
" Güzeller güzeli.
That's the fairest drink of whiskey you'll ever throw lip over, boy.
Bu şimdiye kadar boğazından geçen en iyi viski evlat.
Certainly, he certainly opted for the fairest solution.
Kesinlikle, güzel bir çözüm seçti.
She was the fairest maiden that has ever been among all the children of this world.
Bu dünyanın tüm evlatları arasında gelmiş geçmiş en güzel kızmış.
- I hate to seem pushy, my fairest...
- Israrcı görünmek istemem sevgili...
Let's see. "Fairest Kelly." "Beautiful Kelly." "Kelly, my love."
Bakalım, "Sevimli Kelly" "güzel Kelly, aşkım Kelly"...
My dad used to always say he was one of the fairest judges in Central City.
Babam onun Central City'deki en iyi yargıçlarından biri olduğunu söylerdi.
You may be the fairest cat burglars of them all, but if you weren't such snobs, the Louvre guards might still be alive.
İyi soyguncu olabilirsiniz ama, - - Züppe olmasaydınız, Louvre bekçileri ölmeyebilirdi.
Now, most mornings, she spits out, "Garfield, you're the fairest."
Çoğu sabah, "Sensin Garfield," diye cevap verir.
New England... "Pardon me." New England Wire and Cable is the fairest of them all. "
Bağışlayın. "En güzel New England Tel ve Kablo."
# Thou first and fairest
# İlk ve en adil olan
♪ Eliza ♪ ♪ Eliza's eyes are blessed stars, ♪ ♪ Inducing peace, subduing wars. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza is the fairest queen ♪ ♪ That ever trod upon the green. ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza's eyes are blessed stars, ♪ ♪ Inducing peace, subduing wars. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza is the fairest queen ♪ ♪ That ever trod upon the green. ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza's breast is that fair hill, ♪ ♪ Where virtue dwells, and sacred skill. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪
* * * İyi Seyirler * * * ÖLÜM
You have one week to fetch one of the fairest Wenches in the Kingdom :
Bunu yapmak için bir haftan var Krallıktaki en pırıl pırıl güzellerden birine,
Behold the fairest druid of all!
Tüm zamanların en fantastik rahibine bakın şimdi!
Let's draw for it, that'd be fairest
Kura çekelim, en adili bu.
I'll stalk your fairest offspring and claim her as my bride.
Ama iki bininci doğum günümde en güzel torununun peşine düşecek ve onu karım yapacağım.
Maybe the fairest thing would be let one of you kill the other.
Galiba en iyisi birinizin diğerini vurması.
The fairest, that's a certain fact.
En adili olduğun bir gerçek.
This is the fairest guy I know in this whole crooked business.
Bu dalavereli işin içinde tanıdığım en dürüst adam.
How can you be expected to fight for someone else... when you haven't the fairest idea who you are?
Kim olduğun konusunda en ufak bir fikrin bile yokken başkaları için harbe gitmeni beklemek ne kadar doğru olur?
With respect, sir, the fairest way would be to let her advocate be the person who believes the most in her innocence... like me.
Saygıyla, efendim, en adil yol, onun masumluğuna en çok inanan birisinin, onun savunmasını yapmasına izin vermenizdir... Benim gibi.
You're still the fairest to the land.
Hala sağlamsın.