Fans traduction Turc
4,387 traduction parallèle
Well, I'm sure there's a whole legion of Susan Lucci fans that would disagree with you.
Eminim, Susan Lucci hayranları seninle aynı fikirde değildir.
You've got big fans around here.
Buralarda çok büyük hayranlarınız var.
Well, Karen thinks it would be a classy, exclusive way for you to address your fans'concerns and to tell it like it is, and your manager thinks so, too.
Karen bunun, hayranlarının endişelerine cevap vermek ve her şeyi olduğu gibi anlatman için özel ve seçkin bir yol olduğunu düşünüyor, menajerin de aynı şekilde.
And I'm different as an artist, and I want my fans to be excited about what I'm doing now.
Sanatçı olarak daha farklı birisiyim ve hayranlarımın bu yaptığım işten heyecanlanmasını istiyorum.
Huge fans.
Büyük hayranlarınız.
Who tweets more than my fans?
Hayranlarımdan daha fazla tweet atan kim var ki?
I really... They're huge fans.
- Seni çok seviyorlarmış.
I've got 15 million Twitter followers, 30 million Facebook fans, and more Tumblr pages than any country music star on the planet.
15 milyon Twitter takipçim var 30 milyon Facebook'tan hayranım ve dünyadaki Country müzik yapanların hepsinden fazla Tumblr sayfam var.
I mean, it's bad enough that my fans have to sit through her show to get to mine.
Fanlarımın, benim konserimi izlemek için Rayna'ya katlanmaları zaten yeterince kötü.
And thank you so much to all the Rayna fans out there.
Rayna hayranlarına da teşekkür ederim.
Yeah, those people are our fans, Derek.
- Evet, o insanlar hayranlarımız, Derek.
I used fans, large fans.
Hayranlardan yararlandım, geniş hayranlardan.
Enough with the fans.
- Yeter dedim.
The incessant chatting gives me a migraine, but some people do, and apparently, some of these little shows have fans that write articles.
Bitmek bilmeyen konuşma migrenimi azdırır ama bazı insanlar önemsiyor. Ve görünüşe göre bu küçük programların bazılarının yazılar yazan hayranları var.
Your fans may not fact-check your lying ass, but I plan to.
Hayranların, o yalancı kıçının her yaptığını kontrol etmek istemeyebilirler. Ama ben edeceğim.
They're both fans of the UK band Suede too
İkisi de İngiliz grup Suede'ye bayılıyor!
One of my fans
Hayranlarımdan biri.
We are such big fans!
Senin hayranınız biz.
But thank you for being the greatest fans in the whole world.
Ama dünyadaki en muhteşem hayran kitlesi olduğunuz için sağ olun.
[Fans whooping and hollering] Man, that guy does have a lot of fun.
Bu herif cidden herkesi eğlendiriyor.
Well, does this mean that there's still hope for the Zade fans out there?
Bu bütün Zade hayranları için hala umut var mı demek?
I'm guessing they're Cardinals fans.
Cardinals'ı tutuyorlardır herhalde?
The bloody heroine perverted fans are not letting me sleep.
O lanet olası eroin bağımlısı keşler beni uyutmuyorlar.
And... I really feel I've been very blessed... that I've had such amazing support from the audience and from my fans.
Ve seyircilerden, fanlarımdan böyle inanılmaz bir destek aldığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Fans and audience came much later.
Fanlar ve seyirciler çok sonra geldi.
Alright That's My Television fans, are you excited to be here?
Pekâlâ "Bu Benim Televizyonum" hayranları burada olduğunuz için heyecanlı mısınız?
Thanks for being fans, I love you all.
Hayranım olduğunuz için sağ olun, ben de sizi seviyorum!
No, I don't wanna alienate half the neighborhood who are Cubs fans.
Hayır. Yarısı Cubs taraftarı olan mahalleliyi uzaklaştırmak istemem.
All right, the fans are blowing, Casey.
Tamamdır, fanlar çalışıyor Casey.
Just big fans.
Büyük hayranınızım.
You stay in the car, I don't want the fans seeing you before the show.
Siz arabada kalın. Hayranların sizi gösteriden önce görmesini istemiyorum.
His fans are gonna be so devastated.
Hayranları yıkılacaklar.
- Mets fans.
- Mets taraftarı.
Shouldn't forget about our Muslim fans.
Müslüman hayranlarımızı unutmamalıyız.
"We're the Goddess's super fans."
Biz hepimiz Tanrıçanın en büyük hayranıyız.
You have a lot of fans.
Bir çok hayranın var.
Once we're done filming Danny, the special effects department will fill in the green screen with 10,000 screaming fans.
Danny'nin çekimi bittiğinde, özel efekt bölümü yeşil arka planı 10,000 tane çığlık atan fan yapacak.
Well, we have sources that won't talk to the police, folks who aren't fans of the current regime.
Eh, bizim polisle konuşmayacak kaynaklarımız var. Rejimden hoşnut olmayan insanlar,
I owe it to myself and my future fans.
Bunu kendime ve gelecekteki hayranlarıma borç biliyorum.
Me and your dad are both big Stones fans.
Ben ve baban büyük Stones hayranlarıyız.
And we're big fans of your new look.
Biz yeni bir görünüşüne hayranız.
Rayna's storied career has won fans all across the globe, and although hospitalized, she continues to do so.
Dalga mı geçiyorsun? Bu tarz adamlar başa geçtiğinde ne olduğunu bilirsin. Oraya gidip dimdik durmalıyız.
Fans continue to visit the...
Şirketimi korumak zorundayım. Scarlett ve Will'i de götürelim.
( Man ) Fans across the world are monitoring the superstar's condition closely..
Sadece yemen gerektiğini düşünüyorum. Biraz yakamdan düşmelisin, tamam mı?
But while concern for the singer's uncertain future is trending worldwide, fans have been drawn here to Nashville, along with... ( Dials cell phone )
Tanrım... Lanet olsun, Scarlett. Elim iyileşeceği zaman iyileşir, tamam mı?
I bet you didn't know that Del Paraiso FC draws more fans on those Saturdays than they have seats in their stadium.
Eminim ki Del Paraiso FC'nin cumartesi günkü maçlarında stat kapasitesinden daha fazla seyircisi oluyordur.
In sports, Chiefs fans may have to open their wallet wider...
Spor haberlerinde ise Chiefs fanları cüzdanlarını...
Father must be happy. Having fans like this.
Böyle bir hayranın olduğu için mutlu olmalısın.
One good thing about leading such a public life is it makes it much easier for your fans to find and contact you.
Böyle halkın içinde yaşamanın en iyi yanlarından birisi de hayranlarının sana kolayca ulaşması.
Ryan's fans.
- Ryan'ın hayranları.
Rayna Jaymes remains in critical condition, leaving many of her fans afraid that history may be repeating itself.
Evet, harika bir sohbetti.