English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / Far from it

Far from it traduction Turc

1,861 traduction parallèle
Far from it.
Alakası bile yok.
Far from it.
Hiç de değil.
Far from it.
Ne gezer.
We're not giving up, okay? Far from it.
Uzaktan yakından alakası yok.
The time-far from it.
Dostum, onu çoktan aştık.
I have not become a better person. I'm far from it.
Kalmana gerçekten sevindim.
- Far from it.
- Ne münasebet
I have been far away from home before, but then I had my parents with me, so I never missed it.
Daha önce de evden çok uzaklaşmıştım ama o zaman ailem benimleydi o yüzden hiç özlememiştim.
Far From the Madding Crowd. Thomas Hardy. Do you have it?
Çılgın Kalabalıktan Uzak, Thomas Hardy var mı?
It's not far from here.
Buraya çok uzak değil.
It's only now, far from home that we're beginning to truly appreciate it.
Ve şimdi, yuvadan bu kadar uzakta onun kıymetini gerçekten anlamaya başladık.
This galaxy, the huge Pinwheel Galaxy is so far from Earth that if we send a message home now it will take 27 million years to get there.
Bu Sarmal Galaksi, Dünya'dan o kadar uzak ki şu anda buraya doğru bir mesaj gönderecek olsak,..... ulaşması için 27 milyon yıl geçmesi gerekirdi.
Is it from the village or somewhere far away? I don't know.
Artık köyden mi desem uzak diyarlardan mı desem?
From how it reveals an unknown world of antimatter to how empty space is far from empty. From what we thought was a basic building block of the universe to the discovery of something even more fundamental inside it.
Evrenin en temel yapı taşı zannettiğimizden, içindeki daha bile temel olan bir şeylerin keşfine atom dünyasıyla ilgili pek çok şey öğrendik.
It's far from anybody and perfect for storing the rice.
Gözlerden uzak ve pirinç depolamak için mükemmel bir yer.
How far is it from here?
Evin ne kadar uzakta?
It's far from obvious how a three-dimensional world can be accurately represented on a two-dimensional surface.
Üç boyutlu bir dünyanın iki boyutlu bir yüzeyde... doğru olarak nasıl resmedilebileceği hiç de bariz olan bir şey değil.
So it's not too far off to suggest that memories can also be accessed from these organs too.
Yani, benim organ naklimde de vericinin hafızasından bazı şeyler bana geçmiş olabilir.
It's built from materials common to earth but utilizes a nanotechnology that so far is only theoretical.
Bu da bize göre bir kaplama veya dağıtım sistemi olabilir. Dünyaya ait materyallerden yapılmış. ama şu an için imkansız nano teknolojiden faydalanılmış.
And if the start value is too far removed from true zero, then it fails.
Ve başlangıç noktası sıfırdan fazla uzaklaşırsa işe yaramıyor.
But it's far from being personal. It applies to everyone.
Ama bu kişisel bir mesele değil ki, herkesi etkiliyor.
Do you know how far it is to Zwolle from here?
Zwolle buradan ne kadar uzakta, biliyor musun?
It's far from enough.
Gerekenden yine de çok uzaktayız.
- Far from it.
İlgisi bile yok.
It is far from gone
Uzakta olamaz.
I've been trying to steal you from your wife, but it hasn't worked so far.
Seni karından çalmaya çalışıyorum ama henüz başarılı olamadım.
But it was far from complete.
Ama oldukça eksikti.
- Yeah, it's not far from here.
- Evet, buraya pek uzak değil.
From now on, my fist is gonna be so far up your shithole that every time you have a thought, it's gonna have to tiptoe past my wedding ring.
Şu andan itibaren yumruğum makatına öyle bir girecek ki aklına gelen hiçbir fikir alyansıma takılmadan geçemeyecek.
But sometimes, no matter how far you try and run away from your past, it always catches up with you and bites you hard.
Fakat bazen geçmişinden ne kadar uzağa kaçmaya çalışırsan çalış o her zaman sana yetişip canını yakar.
Far from being independent or impartial, it would actually damage the very idea of justice.
Bağımsız ya da tarafsız olmaktan çok uzak. Adalet fikrine gerçekten zarar verebilir.
It's not that far from what some of our own Mithras followers believe.
İçimizdeki Mithras'a inananlarınkinden o kadar da farklı değil.
It's not that far from Berkeley as the crow flies.
Kargaların uçuşuyla Berkeley'den pek uzak sayılmazdı.
Okay, well maybe not centuries, but for, like, a lot and lot of years people have been answering their phone, not knowing who it is and as far as I can tell, no one's died from that.
Belki yüzyıllardır değil ama uzun yıllardır insanlar kimin aradığını bilmeden telefonlarını cevaplıyorlardı ve bildiğim kadarıyla bu yüzden ölen kimse yok.
It's far from over!
Devam!
Oh. And if corporate calls, remember, it's my Uncle Murray that had kidney failure. Not too far from the truth.
Ayrıca şirket yönetimi ararsa Murray Amcamın böbrek yetmezliği olduğunu söylersin.
Something so far removed from our experience as Australians, and yet so inextricably interwoven within... the atmosphere of this place... that we'll find it very difficult to convey to you.
Öyle bir olaydı ki, şimdiye kadarki Avustralya deneyimimizden farklıydı ama bir o kadar da içinden çıkılamayacak şekilde size iletmemiz çok zor olan bu atmosfer ile iç içeydi.
My dream has always been to fly across the Atlantic, but the way you want me to do it is far from the way I've envisioned it.
Atlantik'i boydan boya uçarak geçmek her zaman hayalim olmuştu ama sizin benden istediğiniz şey hayal ettiklerimin yanına bile yaklaşmıyor.
But how it stands, like, the lads are far from being sure about the enigmatic Professor Carty.
Fakat nasıl olur çocuklar emin olmaktan öte, Profesör Carty'i esrarengiz buluyorlar...
"it's not far from here" thought Muir. What if I waited for him?
İçinden "Buraya çok uzak değil," "Ama ya onu beklemem gerekirse?" dedi.
And it's clear from this evidence that most of you know far too much about the former and next to nothing about the latter.
Bunlardan anlaşıldığı üzere, çoğunuz ilk kısmı iyi bilmesine rağmen sonrasına dair bir şey bilmiyorsunuz.
I think it was best to stay as far away from me.
Sanırım uzak olmaları onlar için en iyisiydi.
Apple doesn't fall far from the tree after all, does it?
Armut dibine düşermiş, değil mi?
Far be it from me.
- Bu benlik bir davranış değil. - Hayata olan zevkini yeniledi.
- I think it is far from dying suffocated by his own vomit.
- Bence kendi kusmuğunda boğulmasına bir reçete kaldı.
Were you far from here, when it...?
Olduğunda, buradan uzakta mıydın?
It's how Darken Rahl communicates with his commanders from far away.
Darken Rahl, uzaktaki komutanlarıyla bu şekilde haberleşiyor.
On the way here we saw bones, human bones, a mass grave, and it's not so far from here.
Buraya gelirken kemikler gördük. Büyük bir mezar. Yakın bir yerde.
All the silicon and aluminum that are the basis of the framework of this soil, all the carbon in the hummus, the magnesium, the sodium, the calcium, all of that is made in stars very different from our star very far away and has probably been recycled dozens of stars before it got to us.
Bu çamurun temelini oluşturan silikon ve alüminyumun, humusta bulunan karbonun, magnezyum, sodyum ve kalsiyumun hepsi bizim yıldızımızdan çok farklı ve çok uzak yıldızlarda oluşturuldu ve bize gelmeden önce muhtemelen düzinelerce yıldız tarafından geri dönüştürüldü.
The city of Los Angeles itself spends close to a billion dollars a year to bring in water from as far away as Wyoming and Utah, all over to bring it here.
Sadece Los Angeles şehri, yılda neredeyse bir milyar doları Wyoming ve Utah kadar uzak yerlerden suyu buraya getirmeye harcıyor.
- Well, it's hard to say from this far out.
- Bu kadar uzaktan emin olmak zor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]