Fates traduction Turc
468 traduction parallèle
Because our fates were so deep, we reincarnated as siblings.
Kader bağımız öyle güçlüydü ki kardeş olarak yeniden dünyaya geldik.
I moonlighted as an agent and sold policies to a few customers who met unfortunate fates.
Her şey iki kişiye bizimle sigorta anlaşması imzalamalarını tavsiye etmemle başladı.
I kept telling myself that maybe those Fates they say watch over you... had gotten together and broken his leg to give me a way out.
Kaderin güçlerinin bir araya gelip bacağını kırdığını ve beni bundan kurtarmaya çalıştığını düşündüm.
Yes, Keyes. Those Fates I was talking about had only been stalling me off.
Evet, Keyes Kader beni engellemeye çalışmaya devam ediyordu.
Men at some time are masters of their fates.
Gün gelir, insan kaderini avucuna alabilir.
If not, the Fates with traitors do contrive.
Yoksa hainlerle birlik oldu demektir kaderin.
Fates, we will know your pleasures.
Ey kader, bize de yapacaksın dilediğini.
The Fates or the Furies or whoever wrote and directed her short, full life they took care of that
Onun hayatını kaleme alan ve yöneten kader, kısmet yada her neyse, banada bir rol vermiştide ondan.
Lady Luck? The Fates?
Kader Tanrıçaları?
Who knows what the Fates have in store
# Kaderin neler getireceğini kim bilir?
- Would you defy the Fates?
- Kader tanriçalarina karsi gelemezsin.
You wouldn't let me take care of you, but the fates did.
Benim sana bakmama izin vermezdin, fakat kader izin verdi.
the three Fates...
üç ölüm...
He clearly got a great deal of pleasure out of holding the fates of such formerly important men in his hands.
Böylesine önemli insanların kaderlerini elinde tutmaktan açıkçası muazzam bir zevk alıyordu.
Have the fates indeed reserved... this unparalleled adventure for my sword?
Acaba kader kılıcımın bu emsalsiz serüveni için planlarını yapmış mıdır?
The zodiacal signs, the horoscopic fates
Burçlar, yıldız falları.
Times and fates you can't defy lf you knew the path we're riding
Zamanı ve kaderi değiştiremezsiniz Eğer yürüdüğümüz yolu bilseydiniz...
Curious the fates are.
Şu kader tanrıçalarının işine bak!
Our fates, of course, will be sealed.
Yazgımız şüphesiz mühürlenecek.
Well, it's my feeling that from this time on... our fates are necessarily intertwined.
Bu andan itibaren kaderlerimiz zorunlu olarak birlesti.
A few thousand years ago the idea developed that the motions of the planets determined the fates of kings dynasties, empires.
Bu fikir birkaç bin yıl önce, gezegen hareketlerinin kralların, hanedanların ve imparatorların, kaderini etkilediği görüşünden ortaya çıkmıştı.
If astrology were valid how could we have such profoundly different fates?
Eğer astroloji doğru ise, kaderlerimizin bu kadar farklı olması nasıl mümkün olabilir?
The ancient Greeks imagined the course of human events to be a tapestry created by three goddesses : the Fates.
Antik Yunanlılar insani olayları Fates isimli üç tanrıçanın ördüğü bir kilimin belirlediğini düşünmüşler.
Their fates are predestined.
Kaderleri önceden belirlenmiştir.
But on their ways to their separate fates all stars experience a premonition of death.
Farklı kader yollarında ilerleyen yıldızların hepsi ölümlerini önceden hissettirir..
But in the beginning, there were three mothers, as there were three sisters three Muses, three Graces, three Fates, and three Furies.
Oysa aslında, üçü ana oldukları gibi aynı zamanda kızkardeştiler. Aynen Üç İlham Tanrıçası, Üç Zarafet Tanrıçası,
- The Fates were unkind to Khoma.
- Kader Khoma'ya çok sert davrandı.
- I am sister to the Fates.
Ben kader tanrıçalarının kız kardeşiyim.
The fates are kinder to you.
Talihin yüzüne gülmeye başladı sayılır.
Both of your fates were decided at that point.
Buraya çocuk muamelesi görmeye gelmedim!
The things that we could've explored together had our political fates been different.
Birlikte keşfedeceğimiz şeyler kaderimizi değiştirebilirdi.
The golden orb tempting the Fates.
- Altın küre kaderi belirliyor.
That's why the Fates brought us here.
Kader bizi o yüzden buraya getirdi.
Just as we no longer believe that the stars control our fates or the spirits of the dead haunt the living.
Aynı, yıldızların hayatımızı kontrol ettiğine, ya da... ölülerin ruhlarının yaşayanları takip ettiğine inanmadığımız gibi.
Mrs. Elzbieta Loranz works at the American institute for investigation of the fates of Jews rescued from the
Bayan Elizabeth Lorance bir Amerikan enstitüsünde çalışıyor ve soykırımdan kurtulan Yahudilerin kaderlerini araştırıyor.
of all the fates on heaven and earth, why did this one befall me?
Cennetteki ve dünyadaki bunca kader içinde, neden bu kötülük benim başıma gelmedi?
Fortune's fates are with you today, friends.
Talih kuşları bugün sizinle dostlar.
"'The fates must despise me
"'Kader benden nefret ediyor olmalı
- If the fates allow
" - Eğer alın yazımız izin verirse"
Don't tempt the Fates.
Şansını zorlama.
The Fates have been kind. I've died and gone to Olympus.
Bir çeşit kader olmalı.
May the fates have mercy on you, sir.
Bu ölüm sizi daha merhametli yapacak.
In your kingdom, Einon, there are worse fates than death.
Senin krallığında, Einon, ölümden daha kötü akıbetler vardır.
And even the like precurse of feared events, as harbingers preceding still the fates and prologue to the omen coming on have heaven and earth together demonstrated unto our climatures and countrymen.
Korkunç olayların belirtileri bunlar. Kaderin önünde yürür bu haberciler her zaman. Yerin, göğün birlikte açtığı felaket falları bunlar hem yurdumuza, hem de yurttaşlarımıza!
But orderly to end where I begun our wills and fates do so contrary run that our devices still are overthrown.
Ama ilk başta söylediğime döneyim yine isteklerimiz öyle çatışır ki kaderimizle bütün kurduklarımız yıkılır gider.
They sent the fates to separate the strands of his life so that he might see himself more clearly.
Onlar da, onun hayatının güçlerini ayırması için Fateler'i ( Kader Tanrıçaları ) yollamışlar, böylece kendisini daha net bir şekilde görebilirmiş.
First of the Fates, whose province is the past.
Fateler'in birincisi, uzmanlığı geçmiş olan.
Lachesis, second of the Fates, here to show your present.
Fateler'in ikincisi. Sana şimdiki zamanını göstermek için buradayım.
If you, Fates, hadn't separated Inalia and me I might have been a different man, a better king.
Eğer siz Fateler, Inalia ve beni ayırmasaydınız... farklı bir adam... daha iyi bir kral olabilirdim.
By this flame, I call on the three fates.
Bu alevle üç Fate'i ( Kader Tanrıçaları ) çağırıyorum...
There are other easier fates but your is better.
Nasıl olmuş?