English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / Fetch

Fetch traduction Turc

4,187 traduction parallèle
Fetch the wagons, Charlie.
Vagonları getir, Charlie.
Brother James, fetch me the paperwork on Sister Jude, please?
Rahip James, Rahibe Jude'nin evraklarını verir misin lütfen?
Shall I fetch the ukulele?
Ukuleleyi getireyim mi?
Tell my brother. He'll fetch that, too.
Kardeşime söyle onu da getirir.
I certainly didn't come all this way so you could fetch me a coffee.
Bu kadar yolu bana kahve ikram edesin diye gelmedim.
Next we'll try fetch and play smash.
Bir dahaki sefere alıp getirmece ve parçalamaca oynayacağız.
Or he just sent his dog - - told it to go fetch.
Ya da köpegini yollayip getirmesini söylüyor.
And when I went to fetch the spare key, you dashed in..... you threw her out of a window.
Yedek anahtarları almaya gittiğimde içeri dalıp onu pencereden aşağı attınız.
I'll go and fetch the first aid kit.
Kötü bir burkulma gibi görünüyor. Gidip ilk yardım çantasını getireceğim.
I came back to fetch the first aid kit when Lady Felicia twisted her ankle.
Bayan Felicia bileğini burkunca ilk yardım çantasını alıp götürmek için geri geldim.
Daniel, did you fetch her?
Daniel, onu buraya sen mi getirdin?
Go fetch.
Git getir.
Please wait here while I fetch him.
Onu getirirken burada bekleyin lütfen.
You will fetch a maid and prepare a room.
Sen de hizmetçi getirerek bir oda hazırlayacaksın.
Oh... Fetch me an apron.
Bana bir önlük getir.
- Fetch me some tea? - Absolutely.
- Bana biraz çay getirsen?
Uh, I thought I'd fetch my things.
Eşyalarımı alırım diye düşünmüştüm.
Grog wench, fetch me some grog.
İçkici kız, bana biraz içki getir.
Go fetch the rest.
Gidip kalanları getirin.
Fetch some help.
Gidip yardım getir.
Later this week, what am I supposed to do till then, play fetch with Trailer?
Bu haftanın sonunda, o zamana kadar ne yapayım, kumda mı oynayayım?
I've come to fetch my hunter.
Avcımı almaya geldim.
Ida, fetch the suitcases we arrived with.
Ida, gidip valizleri getir gidiyoruz.
Ida, go and fetch the suitcases.
Ida, git ve bavulları getir.
Go and fetch the midwife.
Git ve ebeyi getir.
We have to fetch Henry!
Gidip Henry'i getirmeliyiz.
Jasper bids me fetch him now.
Jasper hemen gidip almamı söylüyor.
I will fetch the boy.
Gidip çocuğu ben alırım.
Fetch a spinning wheel!
Bize bir çıkrık getirin!
The place was in the hands of the police until an hour ago, so they couldn't fetch their things until now.
Bir saat öncesine kadar ev polisin incelemesi altındaydı. Haliyle gelip böceklerini alamadılar.
Watson, would you be so kind as to fetch my tablet for me?
Watson, tabletimi buraya getirir misin?
Since we're all acquainted, fetch us some food while at it.
Hepimiz birbirimizi tanıdığımıza göre eliniz değmişken bize de biraz yemek getirin.
Fetch me something gay.
Hadi geyce bir şeyler getir de giyeyim.
I knew I should have gone to fetch him myself.
Gidip onu kendim almam gerekirdi biliyordum.
- Fetch a physician, Brackenbury!
- Hekimi getir Brackenbury!
While she goes off to fetch water, it reveals a dark side to the relationship with its nest mate.
Anne su almaya gidince... yuva arkadaşına karanlık yüzünü gösteriyor.
Today, powdered rhino horn can fetch up to $ 65,000 a kilo.
Bugün, boynuz tozunun kilosu 65 bin dolara çıkabiliyor.
FETCH a policeman.
Polis getirin olacaktı.
He was too big a coward to fetch it himself, so he sent you...
Kendisinin alması için çok büyüktü, o yüzden sana yolladı.
He's, like, the Pelé of, let me finish, fetch.
Şeyin Pele'si gibi, bitirmeme izin ver. Yakalamanın.
I want to go and fetch my niece and nephew.
Gidip yeğenlerimi almak istiyorum.
You ever heard of Fetch-Far?
Fetch-Far diye bir şey duydun mu?
Thomas, you must go and find someone to fetch a midwife.
Thomas, gidip ebe bulacak bilirini bulmalısın.
I must fetch Your Graces'horses.
Majestelerinin atını getirmeliyim.
Go fetch the camera out of the van.
- Gidip kamyonetten kamerayı getir.
Fetch him now.
Çağırın hemen gelsin.
I had to find him and fetch him back.
Takip edip yakalamak zorunda kaldım.
Fetch the car round.
Gidip arabayı getirin.
Go fetch.
Hadi git getir.
Shall I fetch her?
Çağırayım mı?
Morse can fetch me.
- Sen işine bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]