English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / Find out where he is

Find out where he is traduction Turc

189 traduction parallèle
If you connect to the Ziggurat's network you can find out where he is.
Ziggurat ağına bağlanırsan yerini bulabilirsin.
It wouldn't do any harm, though, to find out where he is.
Ama herifin yerini öğrenmek hiç de fena olmazdı.
We've got to find out where he is at night.
Ayrıca gecelediği yeri öğrenelim.
The minute I find out where he is,
Nerede olduğunu öğrenir öğrenmez...
But if you like. I'll find out where he is.
Ama arzu ederseniz, nerede olduğunu bulurum.
I've just been stalling around, waiting for you, hoping you'd help me before those damn people in town find out where he is.
Oyalanip duruyorum. Bana yardim edersin diye bekledim. Kasabadaki su lanet insanlar onu bulmadan önce.
Did you find out where he is?
- Hala bulamadınızmı yerini?
- Yes. We have to find out where he is.
Ben onu buldum bile!
I was hoping to find out where he is these days.
Onun bugünlerde nerede olduğunu bulurum diye umut ediyordum.
I can't find out where he is.
Nerede olduğunu bulamıyorum.
I'm just being paid to find out where he is.
Sadece, onu bulmak için para alıyorum.
- Find out where he is.
- Nerede olduğunu öğrenin.
Find out where he is. Um, uh, look.
Nerede olduğunu öğren.
Find out where he is.
Nerede olduğunu bul.
Find out where he is, and call me at the Alibi.
Nerede olduğunu öğren, ve Alibi den beni ara.
- Find out where he is today.
- Onun bugün nerede olduğunu bulun.
Find out where he is today.
- Onun bugün nerede olduğunu bulun.
Dr. Greene said the hospital lawyers can't even find out where he is.
Dr. Greene hastane avukatlarının bile bulamadığını söyledi.
Just call me if you find out where he is.
Yerini öğrenirseniz beni arayın yeter. Tabii ki.
Give me your mobile to call and find out where he is.
Cep telefonunu bana verde nerde olduğunu öğreneyim.
How do we find out where he is?
Peki, onu nasıl bulacağız?
Find out where he is!
Nerede olduğunu bul!
So find out where he is.
Nerede olduğunu öğren.
Find out where he is.
Onun nerede olduğunu bul.
Call the Inspector and find out where he is.
Merkezi ara ve nerede olduğunu sor
You can find out where he is. So, please?
Senin tanıdıkların var, nerede olduğunu bulabilirsin.
Halsey : Find out where he is now.
Nerede olduğunu bul.
We'll put a trace on it, find out where he is.
Telefonu takibe alacağız, bakalım nereden geliyormuş.
But now you tell me that Lee Ray is actually alive... and that you will find out where he is... if I pay you?
Ama şimdi sen bana, Lee Ray'in hayatta olduğunu ve eğer sana ödersem onun nerede olduğunu bulacağını mı söylüyorsun?
I'm just being paid to find out where he is.
Sadece onu bulmak için para alıyorum.
He's missing. We're trying to find out where he is.
O kayıp ve nerede olduğunu bulmaya çalışıyoruz.
Look, if he tries to call, find out where he is...
Aramaya çalışırsa nerede olduğunu öğren... ve geldiğimi söyleme, tamam mı? Tamam.
Find out where he is with the security video already.
Güvenlik videosunda ne kadar ilerleme kaydetmiş onu da öğren artık.
He put you in prison for life, yet you act like you don't even want to find out where he is.
Müebbet hapis yatacaksın, yine de onun nerede olduğunu öğrenmek istemiyor gibisin.
Tommy, just find out where he is.
Tommy, nerede olduğunu öğrensene.
Find out where he is.
- Nerede olduğunu bul.
Find out where he is. - Why don't you call him?
Neden sen aramıyorsun?
Once I find out where it is, he'll be no problem to us.
Yerini öğrendikten sonra, o bize sorun çıkaramaz.
All right. I won't tell you who he is, but I'll tell you where you can find out.
Onun kim olduğunu söylemeyeceğim ama onu nerede bulabileceğinizi söyleyeceğim.
Now the important thing is that he doesn't find out where you are, at least until the baby's born.
Şimdi önemli olan seni bulamayacağı bir yer, en azından bebek doğana kadar.
As God is my witness, I'll find out what really happened... - and where he lies. - Please, Gordon.
Tanrı şahidim olsun ki gerçekte ne olduğunu ve nerede yattığını öğreneceğim.
- Find out where he is!
- Nerede olduğunu öğrenin.
And when he gets back, we'll find out that this is still the United States of America, where men have rights.
Ve oğlum geri geldiği zaman, anlayacağız bakalım burası hala erkeklerin de hakları olan Amerika mı diye.
You find out what's going on, where he is and if he's not running his own show, who is?
Neler olduğunu, onun nerede olduğunu ve kendi gösterisine neden gelmediğini bul.
That is, if you'd bothered to find out where he was.
Nerede olduğunu öğrenme zahmetine katlansaydın yani.
I'd like you to find out what happened, where he is today.
Neler olduğunu ve onun şu anda nerede olduğunu bilmek istiyorum.
You know, Rick, often times, Jerry, he lends me his car and I find myself in a situation where the car is almost out of gas.
Rick, genelde Jerry, bana arabasını ödünç verir. Ve arabasının benzini azaldığında bu konumda bulurum kendimi.
That he not only knows Betty Templeton and where we can find her but that he is hip to whatever she's into, and that I should look at that house on Morton Bay Street while you find out from Mr Zupanic
- Bay Zupanic, Betty Templeton'ı nerede bulabileceğimizi bilmekle kalmayıp ne peşinde olduğunu da biliyor. Ben Morton Bay Sokağındaki eve gidip bakacağım.
But what I wanna know is... how did he find out where it was?
Bilmek istediğim şey arabanın yerini nasıl öğrendiği.
Your mission is to get into Tambor's suite, find out where he keeps the Black Thorine, how he plans to move it.
Göreviniz Tambor'ın süitine girmek,... Kara Thorine'i nerede sakladığını ve nasıl taşımayı planladığını öğrenmek.
Find out who he is, where he likes to hide.
Kimliğini, yerini öğreniriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]