Fix it traduction Turc
8,067 traduction parallèle
No, he needs to fix it.
Hayır, O'nun düzeltmesi lazım.
I need you to fix it.
Düzeltmen gerek.
And you throwing my daughter a bone ain't gonna fix it.
Ve kızıma el uzatman bunu değiştirmeyecek.
Fix it?
Tamir etmemi mi?
But you can fix it?
- Ama tamir edebilirsiniz değil mi?
Well, considering how we left the place, maybe not so much, but we're totally gonna fix it.
Nasıl gittiğimizi düşünecek olursak belki de pek özlememiş olabilirsiniz. Ama bunu kesinlikle düzelteceğiz.
Look, the ship is in a state of disrepair and we can't afford to fix it.
Bak, bu geminin tamire ihtiyacı var ve bizde onu tamir ettirecek para yok.
It's gonna be okay, we're gonna fix it.
Sorun olmayacak, halledeceğiz.
Can you fix it?
Düzeltebilir misin?
Neither do I until I fix it.
Çözene kadar ben de öyle.
I need to see what you've learned, what you can and can't do on your own while I'm still around to fix it when you screw up.
Neler öğrendiğini, kendi başına neleri yapıp neleri yapamayacağını görmeliyim. İşleri berbat edersen düzeltmek için yanında olacağım.
Wait a minute. ... I am trying to fix it!
- Halletmeye çalışıyorum.
Alan's gonna fix it!
Alan düzeltecekmiş!
Um, our toilet won't flush. Could you come and fix it?
Um, tuvaletimizin sifonu çalışmıyor gelip tamir edbilir misiniz?
You must fix it... for good.
Bu sorunu temelli çözmelisin.
I'll fix it. Pass it over here.
Ben tamir ederim.
I'll bet you he can fix it.
Kesin düzeltecektir.
That's how I fix it in the office.
Memuriyetimde böyle tamir ediyorum.
Fix it?
Ne düzeltmesi?
How can we fix it?
Nasıl düzelteceğiz?
- We can't fix it.
- Düzeltemeyiz.
We'll fix it. Get your stuff, put it in the bag.
İşler yoluna girecek, eşyalarını topla, çantaya koy.
Go on, you son of a bitch, fix it!
A bitch, bunu düzeltmek, sen oğlunu git!
Sam, Texas is in a state of chaos, and you're the only man who can fix it.
Sam, Teksas'ta tam bir kaos ortamı var. Bunu düzeltebilecek tek kişi de sensin.
Now I think I need to know about Syria and it fucks up my whole day'cause I'm trying to solve it and fix it.
Suriye'yle ilgili bir şeyler öğrenmem gerektiğini düşünüyorum ve bu işe bir çözüm bulmaya çalıştığım için tüm günüm berbat oluyor.
Ugh, your hair, let me fix it.
Saçın, dur da düzelteyim.
'I had to fix it.
Bunu düzeltmeliydim.
Last I heard, the divers were trying to fix it, but I don't know how much progress they're making.
Son duyduğumda dalgıçlar onarmaya çalışıyordu ama ne kadar ilerleme kaydettiler bilemiyorum.
I could ask Casey to come fix it.
Bir bakması için Casey'yi çağırabilirim.
Ah, I see. I'll fix it.
Ah tamam, hemen hallediyorum.
Like I said, Harvey's busting his ass to fix it, which means he's gonna fix it.
Dedigim gibi, Harvey duzeltmek icin kıcını yırtıyor bu da duzeltecek demek.
And by the time you send it back and they fix it, it's probably cheaper to just get a new one.
Gönderip tamir olmasını beklemektense yeni bir telefona almak daha ucuza gelir.
And I don't know... I don't know if we can fix it.
Ayrıca bunu düzeltebileceğimizden de şüpheliyim.
And I don't even know if I wanna fix it.
Düzeltmek istiyor muyum, o da meçhul.
Not only that, you are gonna help me fix it up and get it running again.
Bununla kalmayacak, tamir edip çalışır hale gelmesi için bana yardım edeceksin.
We'll fix it.
Mezar soyma mı?
I can fix it.
- Hallederim.
I'm sure it's nothing a little mother's milk won't fix.
Ana kuzusu değilsin.
As of now, their... their deaths have been in vain, but if Mayor Galavan can truly... if he can truly fix Wayne Enterprises, isn't it my moral... duty to allow him to do so?
Şu ana kadar ölümleri beyhudeydi. Ama Başkan Galavan gerçekten, gerçekten Wayne Girişimcilik'i temizleyebilecekse... Ona izin vermek ahlâki görevim değil midir?
A real fix would take a week in dry-dock, but we can make it work like we did before.
Esaslı bir tamir, tamir havuzunda bir haftaya kadar sürebilir ama önceden yaptığımız gibi çalışmasını sağlayabiliriz.
I don't mean to rip into your beliefs in your own home but we just received some news about Sharon that is not good and if I thought for a second that I could just rub a blueberry on her vagina and fix her, I would do it.
Senin evinde fikirlerini eleştirmek istemem ama daha yeni, Sharon'la ilgili iyi olmayan bir haber aldık ve bir an olsun, vajinasına yaban mersini sürüp onu iyileştirebileceğimi düşünseydim, bunu yapardım.
Well, it's not like we have to live with the guy, just hold your breath whenever he comes to fix the garbage disposal. It's like spoiled mayonnaise. Ugh!
şey, onunla yaşamak zorun da değiliz, çöp öğütücüyü tamir etmeye geldiğinde nefesini tutarsın bozulmuş mayonez gibi ah!
I'm trying to fix this, not throw it away. She came to the house yesterday. She called claire's phone.
bunu düzeltmeye çalışıyorum çömpe atmaya değil dün eve geldi claire in telefonunda aradı ne?
And if it doesn't, I will find another way to fix this.
Ve eğer işe yaramazsa, düzeltmek için başka bir yol bulurum.
Until I hear back, it'd be damn stupid to fix on any plan.
Onlardan haber gelene dek plan yapmak aptalca olur.
And I suggest you finish up your little party here and come with us and get back home and fix Texas before it's too late.
Ve seni bitirmek öneririm küçük bir parti burada [bağırıyor] ve bizimle gel ve eve geri almak ve çok geç olmadan Teksas düzeltin.
You won Texas, and I suggest you finish up your little party here and come with us, and we'll get back home and fix Texas before it's too late.
Teksas'ı kazandın, ve sana önerim buradaki şu küçük partine son ver bizimle dön ve çok geç olmadan Teksas'ı kurtar.
I can fix it.
- Toby, EMA'yı çalıştırması için benimle...
[laughing] It's a simple fix.
Basit bir şeymiş!
Well, it's nothing a hot shower can't fix.
Sıcak bir duşun düzeltemeyeceği şey yoktur.
Things that it might just be too late to fix.
Düzeltmek için çok geç kalmış olabileceğiniz şeyler.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72