Flags traduction Turc
1,200 traduction parallèle
Put up some flags.
Bayrak as.
Mr. Louka, you didn't put up the flags.
Bay Louka, bayrakları asmamışsınız.
I don't care about the flags... but you're drawing attention to yourself.
Bayraklar umurumda değil ama dikkati üstüne çekiyorsun.
So we're putting up flags after all!
Demek her şeye rağmen yine de bayrak asmışsın.
Abortions for some, miniature American flags for others.
Küçük Amerikan bayrağı olmayanların çocukları ölsün.
The most beautiful ship. Full sail, with all its flags flying.
Gördüğüm en güzel gemi, bayrakları uçuşan, yelkenler fora geliyordu...
You think I do not know! You and your damned flags!
Sen ve senin lanet bayrağın.
We can go to Six Flags, ride the roller coaster.
Lunaparka gidip sürat trenine bineriz.
Routine satellite surveillance, digitized images, anything my AI program flags as suspicious.
Rutin uydu kontrolleri, saysıla veriler, programıma takılan her şeyi tarıyorum.
- That explains the flags.
- Bu bayrakları açıklıyor.
Yo! Two Black Flags over here!
Buraya iki içki!
You're talking to your wife on the phone and you use the word "bomb," "president," "Allah"... any of a hundred key words, the computer recognizes it... automatically records it, red-flags it for analysis.
Karınla telefonla konuşurken "bomba," "başkan," "Allah"... ve yüzlerce anahtar kelimeden birini söylersen, bilgisayar bunu tanıyor ve... otomatik olarak analistler için kaydediliyor.
You know... big castle, lots of flags.
Bilirsin işte... Büyük kale, bir sürü bayraklar falan..
They paraded Hungarian flags with the communist emblem torn out.
Komünist amblemi yırtık Macar bayraklarıyla yürüyüş düzenlediler.
One night, I helped my friend, a Jewish tailor, sew them into three flags.
Bir gece, Yahudi bir terzi olan arkadaşıma üç bayrak dikmesi için yardım ettim.
The flags of freedom fly all over Europe. "
Özgürlük bayrağı bütün Avrupa'nın üzerinde dalgalanıyor.
Less than a year since the war had ended, the flags were up to welcome Winston Churchill.
Savaş bittikten bir yıldan az süre sonra bayraklar, Winston Chruchill'i karşılamak için göndere çekildi.
With flags flying higher than a pine She seems so sweet she means us well
Bir çam ağacından daha yüksekte uçan bayraklar ile çok sevimli ve güzel görünüyor bize
- And flags flying higher
- Ve bayraklar daha yüksekte uçacak
Lots of flags to cheer him up.
Neşelenmesi için bir sürü bayrak yapmamız gerekiyor.
- I'm sick of those damn flags.
- Bu lanet bayraklardan gına geldi.
Along the route, hung huge red flags bearing slanted Germanic runes, the ritual symbol of sacrifice from pagan lore.
Yol boyunca, Pagan inancında kurban olmayı temsil eden Germen rünlerinin olduğu devasa kırmızı bayraklar asıldı.
Couple of flags out front.
Önünde bayraklar var.
What's with all these flags?
Bu kadar bayrağın işi ne?
Sure, I saw some red flags - divorced, French, and almost uncomfortably handsome.
Elbette bazı uyarı işaretleri görmüştüm. ... boşanmış, Fransız, neredeyse rahatsızlık verecek kadar yakışıklı...
See any interesting flags up there?
Yukarıda ilginç bir bayrak görüyor musun?
And yet here they are, making flags out of old clothes.
Bu haldeyken bile onlar burada eski elbiselerden bayrak yapıyorlar.
I see the flags are moving out onto the track.
Bayrakların pistte dalgalandığını görüyorum.
Two years ago, these flags... picked up a series of suspicious firearms purchases... in Maryland, Georgia and the Carolinas.
İki yıl önce bu işaretli kişilerin Maryland Georgia ve Carolina'da bir takım şüpheli ateşli silahlar satın aldığı tespit edildi.
You see? But what their file, their flags... did not reveal to them... was that Seaver Parsons had come into a family inheritance... with which he had arranged the hundred legal firearms... to be legally purchased.
Anlatabiliyor muyum, ama dosyaları, oradaki işaretler Seaver Parsons'ın mirasa konduğunu ve bununla yüz silahın yasalara uygun şekilde satın alınmasını ayarladığını göstermiyordu.
Three innocent people died that day... because the flags went up.
O gün üç masum insan öldü. Çünkü işaretlenmiştiler.
The flags were wrong.
Yanlış işaretlenmişlerdi.
Whit, if I give you a name, could you run it for flags?
Whit, sana bir isim versem, işaretli mi diye araştırır mısın?
You know, plots and conspiracies... and red flags going up.
Bütün o kumpaslar, düzenler tehlike alarmları.
I need you out of town this week to cover some red flags.
Bazı işler için bu hafta şehir dışına çıkmanı istiyorum.
What about that guy from art school the one who paints world flags on people's asses and then he photographs it?
Sanat okulundaki herife ne demeli? Dünyanın dört bir yanında insanların kıçına bayrak resmi yapıp sonra resimlerini çeken herif.
We stole countries with the cunning use of flags.
Ülkeleri, bayrağı kurnaz bir şekilde kullanarak çaldık.
Our rags, our flags
Üzerimizdeki döküntülerimiz bayraklarımız ;
That, or anything with one of those, like, little toothpick flags in it.
Sepettekileri ya da içinde kürdan olan her şeyi.
When they're... playing sexual semaphore, you've got to know how to read the flags.
Cinsel semaforla oynamaya başladığında bayrak okumanın nasıl olduğunu bilmelisin.
The flags?
Bayraklar mı?
But the Depression to her was a trip to Six Flags.
Ama Bunalım onun için oyundu.
We need access to files. And a name that'll raise flags.
Dikkat çekecek bir ismi bulmalıyım.
Hoist the flags!
Bayrakları çekin!
You know, flags and shit.
Bilirsin, bayraklar, vesaire.
Like in Against All Flags.
Bir filmde görmüştüm.
There's at least five, six flags out there.
En az 5-6 bayrak kaldırıldı.
Snowflakes do not enter the flags.
Bayrakta kar taneleri olmaz.
We are making flags US for 1? July and you?
4 Temmuz için Amerikan bayrağı yapıyoruz.
Two Black Flags over here!
Buraya iki içki!
- Red flags?
- Kırmızı bayraklarla mı dolu?