Flambé traduction Turc
57 traduction parallèle
Three snipes served flambé.
- O zaman.. Su Çulluğu olsun!
- Would you like a few flambé pancakes?
- Likörlü pasta alır mısınız?
We'll start with cheese and herring... followed by the pepper steak flambé.
Peynir ve ringayla başlayalım... alevde kızartılmış biberli biftek ile devam edelim.
Figs in cognac flambé.
Konyakta pişirilmiş incir.
I think we should skip the flambé cooking, considering the gas situation in London.
Sanırım şu gaz kaçağı olayını düşününce Londra'da alevli yemek yemekten vazgeçebiliriz.
Thank God. I was gonna flambé them out here, but the goddamn things flambéed themselves in the pan.
Onları burada alevlendirecektim ama tavada yanmaya başladılar.
It's broccoli flambé.
Brokoli flambé yapıyordum.
- Who wants flambé?
— Kim flambé istemişti?
A few soufflés, a flambé or two.
Arada bir sufle ya da flambe yaparım. Karın doyurmak için işte.
Yeah, wait'll you taste this flambé, I'm telling you...
Evet, tadına bir varınca anlayacaksın. Sana söylüyorum...
Chateau Briant flambé appetizer... sirloin steak... trout two coffees and desert...
Şato briyan,... Mezeler, sığır filetosu. Alabalık.
- Flambé.
- Flambé.
- Luke is flambé.
- Luke flambé.
Flambé ©.
Ateşli tatlı.
Lumpy oatmeal with fruitcake mashed in, flambé, of course.
Topak topak yulaf ezmesi ile meyveli kek ezilir. Flambe tabii.
L'échapper flamb? Come on.
L'escapé flambé. hadi gel!
I can't enter unto consecrated ground. I'll light up like an oversoaked flambé
Kutsal bir yere girersem alev alırım.
You know, flambé and eat it with a nice glass of sherry before he hacks off the rest of their limbs and freezes that for further consumption.
Adamın kolunu bacağını kesip tekrar yemek üzere dondurucuya koymadan önce penisi alevde pişirip güzel bir Sherry şarabıyla yer.
But, I do think a good flambé penis story you can put in on children's television. Somewhere.
Ama çocuk kanallarına verilebilecek iyi bir kızarmış penis hikayesi düşünüyorum.
You got to flambé.
Yavaşça eritmelisin.
Now I don't know what kind of chicks you're nailing, but I've got a stack of hundreds burning a hole in my back pocket, and I would rather let my pants flambé my fucking cock off than pay any of these trailer rats to get anywhere near my dick.
Ne tür hatunlara çakmayı seviyorsun bilmiyorum, ama cebimde bir yığın yüzlük var, ve bu çirkin sürtüklere sikiş için para vermektense donumun içine ateş sokmayı yeğlerim.
Raspberry flambé, sir?
Ahududulu flambe ister misiniz efendim?
No, but you got to eat these crêpes as soon as they're flambéed.
Ama bu krepleri flambe ettikten hemen sonra yemek lazım.
The way that booze caught on fire, it was like bananas flambé.
İçkiler, tıpkı meyve tabağındaki muz gibi alev aldı.
Flambé.
Flambé.
Some sort of flambé, wasn't it?
- Flambe gibi bir şeydi, değil mi?
We were midway through my bananas flambé When you called.
Aradığında alevli muzumu yarılamıştık.
- Ass-Blast flambe.
Ass Blast flambé.
- You're having banana flambe, huh? - What else?
Muzlu pasta mı yiyorsun?
Lobster bisque, lobster thermidor, lobster flambe, Iobster with cheese and rice.
Istakoz çorbası, ıstakoz yahnisi, ıstakoz flambe peynirli ve pilavlı ıstakoz.
Hi, this is Julia Child with a tip on making crepes Suzette... that marvelous flaming dessert that you do at the table.
Merhaba, ben Julia Child, size krep süzet hakkında... sofrada hazırlanan bu nefis flambe tatlı hakkında bir ipucu vereceğim.
You need a nice flaming set-up.
İyi bir flambe düzeneğiniz olmalı.
I told him to stick a skewer up his ass and flambe himself.
Kıçına bir şiş sokup kendini flambe etmesini söyledim.
The flambe terrorist.
Flambe teröristi.
" Go to your Fido Flambe for main course.
"Ana yemek olarak alevli Fido yersiniz."
Pie and pudding en flambe
Turta ve alevli puding...
The lady who did the cod flambé, that was my favourite.
- Ben en çok morina flambé yapan kadını tuttum. - Evet, muhteşemdi, değil mi?
It's garlic bread flambe my speciality.
İşte bu benim özel sarmısaklı ekmek yemeğim.
Cat flambe boy.
15'inde olduğu için kayıtların... mühürlü olduğunu biliyorsun.
Oh, I believe he was referring to the big, bad possibly invincible demon-y thing that nearly killed us all before he ringmastered tonight's Cirque du Flambe.
Sanırım büyük kötü, muhtemelen yenilmez, nerdeyse hepimizi öldürecek olan, bu geceye kadar Ateş Sirkinin müdüründen bahsediyordu.
- Yeah? Maybe you're a flambe.
Belki sen de yumuşaksındır.
Flambe. It's always the same!
Kahretsin, hep olur.
Orange jelly mousse with cream cheese, orange flambe, and a scent of grand marnier.
Krem peynirle yapılmış portakal jöleli mus, Grand Marnier esanslı alevli portakal.
We give you Tennessee flambe.
Size Tennessee Flambe ikram edeceğiz.
Not many people know that the Tennessee flambe was actually invented by...
Herkes Tennessee Flambe'nin nerede icat edildiğini pek bil...
Bananas flambe.
Alevli muzlar.
There is no greater foreplay than flambe.
Alevli ocak gösterisi gibisi yok.
It's some kind of flambe.
Bir tür alevli yemek.
But the last thing this white flag waving buffalo humper saw coming, was his head being flayed, flambeed and boiled.
Ama bu beyaz bayrak sallayan buffalonun gördüğü son şey... Kafasının uçuşu, flambe edilişi ve kaynatılması olmuş.
But the last thing this white flag waving buffalo humper saw coming, was his head being flayed, flambeed and boiled.
Bu beyaz bayrak sallayan... buffalonun gördüğü son şey... Hayır, hayır! Kafasının uçuşu, flambe edilişi ve kaynatılması olmuş.
My apple pie is now apple flambe.
Elmalı turtam elmalı flambe oldu.