Fled traduction Turc
2,328 traduction parallèle
After the fall of the third Reich, he fled to America.
Nazi Almanyası çöktükten sonra Amerika'ya gelmiş.
Seventeen under our boots, one fled.
On yedisini yere serdik, biri kaçtı.
We fled with the clothes on our backs... and the sickness in our blood.
Sırtımızdaki elbiselerle ve kanımızdaki hastalıkla kaçtık.
Governor Rui Cheng fled overnight.
vali Rui Cheng gece kaçtı.
His health is fled in these climes before.
Buranın iklimi onun sağlığına iyi gelmiyor.
I understand why she fled.
Neden kaçtığını anlayabiliyorum.
And their king has abdicated, fled to Gaeta.
Kralları ise tacını terk edip Gaeta'ya kaçtı.
Frozen by fear for eternity as they fled from their enemies.
Düşmanlarından kaçarlarken korkudan sonsuza dek donakalmışlar.
Pumpkins are all that remains chickens and other animals fled
Bi sürü şey vardı
Suspect has fled in a stolen police cruiser, number One Adam 12.
Şüpheli, çalıntı bir polis aracında bulunuyor. Numara 1 Adem 12.
"And then the suspect fled the scene of the crime, disposing of the murder weapon in a community compost heap."
"Ardından suçlu, olay mahallinden kaçtı ve cinayet silahını bir yığın harçın içine gizledi."
Agent, I'm not opposed to extending professional courtesy, but your man ignored a reasonable request from my officer and fled.
Dedektif, profesyonel hoşgörüye karşı değilimdir ama adamınız memurumun makul bir talebini görmezden gelip olay yerinden kaçıyor.
According to your statement to my constable, you got a good look at the killer before he fled.
Memuruma verdiğiniz ifadede, kaçmadan önce katili iyice gördüğünüzü belirtmişsiniz.
Poor things must have fled.
Çığlık çığlığa kaçmıştır yavrucaklar.
They encountered your four quadrants and fled in terror, yes.
4 çeyrekliğinle karşılaştılar ve dehşet içinde kaçtılar, evet.
I fled the chess academy into which my parents had worked so hard to put me.
Ailemin beni uzak tutmaya uğraştığı satranç akademisine kaçtım.
Ever since the Kazakhs fled into these mountains nearly 200 years ago, they have been stealing baby eagles.
Kazaklar 200 yıl önce bu dağlara sığındıklarından beri yavru kartalları çalıyorlar.
You say that the terrorists must have fled to Afganistan.
Söylediğin teröristler Afganistan kaçtı olmalıdır.
That's why I fled from there.
Ben oradan kaçtı budur.
He broke the law, betrayed his family, fled our land.
Yasayı çiğnedi, ailesine ihanet etti topraklarımızdan kaçtı.
And now he's fled, My Lord.
Artık o bir suçlu, Efendim.
After he died, she fled to D.C.
Jeremy ölünce DC'ye kaçtı.
- Jaime has fled the city.
- Jaime şehre kaçtı.
Apparently, Superintendent Colvin returned fire at the shooter's car as it fled the scene.
Görünüşe göre, tetikçinin arabası oradan sıvışırken, Baş komiser Colvin ateş etmiş.
the other prisoners should be through the emergency exit ramp fled to the main road on the ground has yet to find witnesses
Saldırganın acil çıkıştan çevredeki yamaca ulaşıp oradan da otobana çıktığı yönünde yoğunlaşıyoruz. Ancak şimdilik bunu doğrulayacak bir görgü tanığı bulunmamakta.
fear over this guy's body so she fled to leave the village and then switched to the police station several hours after the surrender eh turned himself in yes ah car badly damaged I feel no escape then this guy because of gambling and loan-sharking life in chaos due to the ah
Birden korkmuş ve kızı öylece bırakıp köye gidip saklanmış. Birkaç saat sonra aklı başına gelince gidip teslim olmuş. Kendiniz mi teslim oldunuz?
ordered to pay usury no way of forcing Mr. Hill End fled after committing crimes born of his hometown north of the village of Chak grandmother in that way
Borcu yüzünden peşine düşen tefecilerden kurtulmak isteyen Yamao-san Kitanosawa'daki büyükannesinin evine gitme yolundadır.
He brought dishonour to our House, but he had the grace to leave the sword before he fled from Westeros.
Hanedanımıza utanç getirdi ama Batı'dan kaçarken kılıcı bırakma nezaketini gösterdi.
Her captors must've fled before we got there.
Onu tutanlar biz oraya varmadan kaçmış olmalılar.
Serebriakov has fled, the police want him for fraud and corruption.
Serebriakov kaçmış. Polis onu arıyormuş. Dolandırıcılık ve yolsuzluk suçlarından.
And as they fled Do you hear me?
Onlar kaçarken ezdik kafalarını.
And as they fled We bopped their heads
Onlar kaçarken ezdik kafalarını.
Maybe the accomplice lived in the direction of the far door, and that's where they fled to first.
Belki de suç ortağı o sırada uzaktaki kapıya yönelmişti ve bu yüzden de oradan kaçmışlardır.
The suspect fled into the roadway.
Birden yola atladı.
He fled the country on a commercial jet before we could make the arrest.
Tutuklamayı yapmak üzereyken ticari bir jetle ülkeden tüydü.
This is the guy that fled the scene last night, the one that Jane picked out from the crowd.
Bu, geçen gece cinayet mahallinde Jane'in kalabalıktan seçtiği kaçan çocuk.
The good shepherd has fled his field for seedier pastures.
İyi çoban, otlağını bırakıp daha verimli çayırlara yol aldı.
Morgan's cousin fled a stalker.
Morgan'nın kuzeni izini kaybettirdi.
According to police reports, the suspect is a young woman around 20s who fled the scene with an older man which is 40s or 50s, and wearing a grey jacket.
Polis raporuna göre, şüpheli yirmi yaşlarında genç bir kadın ve yanında gri ceket giyen kırk-elli yaşlarında yaşlı bir adam.
De Luca probably came around asking questions, and Mr. Jeffries fled.
Büyük ihtimalle De Luca sorular sorarken, Bay Jeffries tüymüş.
But fled like cowards
Ama korkak gibi kaçtılar.
Then you fled the scene of the accident while paramedics were lifting a 12-year-old boy into the ambulance.
Sonrada kazanın olduğu olay yerinden kaçmışsınız sağlık hizmetlileri 12 yaşında bir çocuğu ambulansa doğru götürürken...
Continued fierce fighting yesterday in the oil province of Sarifan around the town of Orisia in Kharun. Up to 250,000 people have fled the area.
Kharun'un Sarifan petrol havzası için şiddetli çarpışmalar dün de Orisia kasabasında devam etti... 250 bin kişi bölgeyi terk etti.
- When it saw the light, it fled.
- Işığı görünce kaçtı.
Maybe she possibly - - let's say probably - - fled from us.
Bizden kaçmış olabilir.
Who in this room hasn't fled? Hmm?
Ama bu odadaki kim daha önce hiç kaçmadı ki?
Fled the country - - couldn't take the heat.
Korkusundan ülkeyi terk etmiş.
You've turned out to be your son's fence, but even more interesting to me is that you fled the state on the very day that you found out that your son was killed.
Oğlunun ortağı çıkmışsın meğerse.. ... ama işin daha da ilginci oğlunun öldüğünü şehirden kaçtığının ertesi günü öğrenmişsin.
Half of them had fled to Ethiopia, the rest were almost in hiding in Mecca.
Yarısı Etiyopya'ya kaçmış, kalanlar ise Mekke'de bir yerlere saklanmıştır.
Keller would have fled.
Keller da tüyerdi.
15 ú around 11 pm someone breaks in Shinjuku, Tokyo eight-cho, Mei-ling, a gem shop will be working overtime to Mei Ling Eiko president ( 51 years ) killed with a sharp stole gems worth 10 billion yen fled
"Ayın 15'inde gece 23 : 00 sularında... "... Shinjuku Bölgesi, Yaoi Şehri'nde bulunan...