Forbid traduction Turc
2,444 traduction parallèle
Or, God forbid, the toilet breaks...
Ya da - Tanrı esirgesin - tuvalet bozulursa...
I forbid you. I forbid you to see him anymore.
Sana yasaklıyorum.Onu artık görmeni yasaklıyorum.
Because we had a decent producer, a decent show and, God forbid, anyone around here should be happy, but you had to have this happen, didn't you?
Elimizde iyi bir yapımcı, iyi bir şov vardı ama maazallah etrafındaki kimse mutlu olmasın illa böyle olması gerekiyordu, değil mi?
God forbid I should irk you.
Aman canın sıkılmasın.
And God forbid that you'd leave it to your son.
Allah göstermesin oğluna filan bırakma.
Our country's laws forbid it!
Ülkemizin kanunları bunu yasaklıyor.
God forbid he pick up a phone.
Tanrı korusun telefona baksa..
God forbid!
Tanrı korusun!
Who shall forbid me?
Kim bana yasaklamalıdır?
Forbid them to say so.
Bunu söylemek için onları korusun.
With yourfather gone, I'm responsible for you now and I absolutely forbid you to have anything to do with him or that swamp!
Babanın ölümden sonra, senden ben sorumluyum ve o bataklıkla ve o adamla uğraşmanı yasaklıyorum!
God forbid.
Allah korusun.
I might buy the toy made of Chinese lead, or I might make a sandwich for Ollie that, God forbid, breaches the jelly perimeter,
Ollie'ye, maazallah jölesi kenarından taşabilecek sandviçler yapıyor olabilirim.
Our laws as you know forbid prostitution... however a guard has reported you to state security which proves prostitution offers you certain advantages
Hassan al-Tourabi SUDAN REJİMİNİN İSLAMİ LİDERİ. Bildiğiniz gibi zinayı yasaklayan kanunlarımız vardır. Bununla birlikte kız sizi Ulusal Güvenliğe şikayet etti.
God forbid if Aliya heard you..
Aliya duyarsa Allah korusun..
No, I forbid it.
Hayır, bunu yasaklıyorum.
And if you forbid it?
Peki ya yasaklarsam?
In order to avoid new risks, I forbid any new ascent.
Daha fazla risk almaktan kaçinmak amaciyla, diğer zirve tırmanışlarını iptal ediyorum.
I mean, Steph, God forbid you take a chance on another guy instead of dwelling on the same old one.
Steph, Tanrı yaşlı olan yerine başka adamda şansını denemeni engelledi.
Didn't I forbid you to go there?
Sana oraya gitmeni yasaklamadım mı?
Our laws forbid it.
Kanunlarımız bunu yasaklamıştır.
God forbid I should say that to Mary D., she'd probably lose her mind.
Tanrım, bunu Mary D.'ye söylememe engel ol,... yoksa muhtemelen aklını kaçırır.
I need to exactly what we're facing if, God forbid, this attack happens.
Allah korusun, saldırı gerçekleşirse, tam olarak neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyim.
Jacob's last resort in case, God forbid, I managed to kill all of his beloved candidates. One final way to make sure that I never leave this place.
Tanrı korusun, sevgili adaylarının hepsini öldürürsem buradan asla ayrılmamamı sağlamak için Jacob'ın son çaresi.
- God forbid.
- Allah korusun.
Heaven forbid.
Allah korusun!
Your gods forbid it?
- Tanrıların mı yasakladı?
Ivan, I forbid you to do that.
İvan, bunu yapmanı yasaklıyorum.
I forbid you to work for that scumbag!
O pislik için çalışmanı yasaklıyorum!
- Anyway, if anything, God forbid, should happen to me during this procedure,
- Herneyse, eğer bana birşey olursa, Tanrı korusun,
I forbid it.
Yasakladım.
You forbid it?
Yasakladın mı?
Let me get this straight... You forbid Mike from going to a strip club?
Doğru mu anladım acaba Mike'ın striptiz kulübüne gitmesini mi yasakladın?
Look, bottom line is you cannot forbid a man to go to strip clubs.
Bak, işin özeti bir erkeğin striptiz kulübüne gitmesini yasaklayamazsın.
I forbid this.
Bunu yasaklıyorum.
My point is, I forbid it.
- Amacım sizi bunu yapmaktan men etmek.
I am the husband, and I forbid us to go to Paris.
Ben evin erkeğiyim ve Paris'e gitmemizi yasaklıyorum.
You forbid us?
Yasaklıyor musun?
I forbid you to criticize your father.
Seni babanı eleştirmekten men ederim.
I forbid you...
- Sizi men ederim...
You might tear someone's throat out but God forbid anyone should see your winky.
Sen herhangi birinin boğazını deşebilirsin ama Allah korusun biri senin pipini görürse.
What are the rules? - Jack, I forbid it.
- İzin vermiyorum Jack.
- Don't you dare forbid it!
- Sakın bana engel olma!
Heaven forbid...
Yasak cennet...
But Jesus called them unto him, and said, Suffer little children to come unto me, and forbid them not : for of such is the kingdom of God... verily I say unto you, whosoever shall not...
İsa seslendi onlara ve dedi ki. Küçük çocuklar bana gelirken acı çekiyor. Tanrı'nın hükümranlığında böyle bir şey yapılmasına izin yoktur.
I forbid you to be a part of this, Shawn.
Bunun bir parçası olmaktan seni men ediyorum, Shawn.
God forbid.
- Tanrı korusun! Evet!
God forbid, she has one of these episodes,
Tanrı korusun, en kötü senaryoyu bile düşünün,
God forbid, she has one of these episodes, she gets behind the wheel of a car...
Tanrı korusun, en kötü senaryoyu bile düşünün, - bir arabanın altında da kalabilir.
Seeing as how you're a do-right kinda guy, the girl... she's gonna come with us, because God forbid you fuck us over in the forest, her blood will be on your hands.
Sen doğruları yapan bir adam olduğuna göre kız, o da bizimle gelecek çünkü Tanrı korusun ormanda bizi atlatacak olursan ölümü senin yüzünden olacak.
he that came behind you like an evil angel, and forbid your liberty. "
Seni kötü melek.. çekil Özgürlük için