Foreigners traduction Turc
1,078 traduction parallèle
However, the Kyoto royalty demanded the Shogunate to expel the foreigners from Japan
Ancak, Kyota kraliyet ailesi, Şogunluk'tan yabancıları Japonya'dan sürmesini talep etti.
Many speak casually of the expulsion of foreigners
Bir çokları yabancıları defetme konusunda gelişigüzel konuşuyor.
Kioykawa's cause, "Worship the Emperor, Expel the Foreigners" carried me through
Kiyokawa'nın gayesi olan ; "İmparatora Tapmak" "Yabancıları Defetmek" dayanabilmemi sağladı.
Because they learn directly from a native teacher the children aren't afraid of foreigners.
Çünkü yabancı dili, doğrudan kendi ana dilini konuşan öğretmenden... öğrendikleri için çocuklar yabancılardan korkmuyorlar.
" France has been delivered to foreigners and sold for Jewish gold!
" Fransa yabancılara emanet ediliyor ve Yahudi altınına satılıyor.
Down with the foreigners!
Yabancılar kahrolsun!
- All of us foreigners do.
- Bütün yabancılar bilir.
Though there are some foreigners from England in it.
Bir iki İngiliz yabancı olsa da.
Foreigners were gradually assimilated especially the Swedes, Germans and Americans
Yabancılar yavaş yavaş asimile ediliyordu bilhassa İsveçliler, Almanlar ve Amerikalılar.
None of you foreigners know which railway lines to follow anyway!
Siz yabancılardan hiçbiriniz hangi demiryolunu izlemeniz gerektiğini bilmiyorsunuz!
The trouble with these international affairs is that they attract foreigners.
Bu uluslar arası oranizasyonların sorunu yabancılara cazip gelmesi.
Very clever little boy, cleverto see that we are foreigners, but not Russians, naturally.
Çok zeki küçük oğlan bizi yabancı anladı çünkü zeki, ama Rus değil, doğal olarak.
Foreigners collecting her taxes, placed in charge of her Customs, postal system...
Vergilerini toplayan, gümrüğünü, posta sistemini yöneten yabancılar...
Foreigners enjoying immunity from her laws.
Yasalardan muaf tutulan yabancılar.
They are endangering our whole enterprise, because they are not only foreigners, but foreigners wanted by the police.
Tüm planımızı tehlike atıyorlar. Yabancı olmakla kalmıyorlar, onlar polisin aradığı yabancılar.
'At each of the recent burglaries,'quantities of discarded chewing gum have been discovered,'suggesting the crimes are the work of foreigners, possibly Americans.'
Yapılan araştırmalar, soygun mahallerinde çok miktarda çiğnenmiş sakız bulunduğunu ortaya çıkardı. Uzmanlar bu suçların yabancılar tarafından işlendiği görüşünde birleşiyorlar. Amerikalılar da yapmış olabilir.
It's for the foreigners.
Burada yabancılar kalıyor.
Foreigners tend to think that we're far ahead of everyone else.
Yabancılar, bizim herkesin çok önünde olduğumuzu düşünme eğilimindeler.
We hire a lot of foreigners nowadays.
Bugünlerde çok sayıda yabancı işe alıyoruz.
What will the foreigners think?
Hele yabancı müşteriler ne der?
Not all foreigners are American.
Bütün yabancılar Amerikalı değildir.
I'm being abducted by foreigners.
Yabancılar tarafından zorla kaçırılıyorum.
So we wouldn't be foreigners.
Yabancılık çekmeyiz.
Bloody foreigners...
Pis yabancılar...
You can do that with foreigners, because they're stupid and don't know any better.
Bunu yabancılara yapabilirsin, çünkü hepsi aptal oluyor bunların ve hiç bir şey bildikleri yok.
The Führer says he is against marriages between the Wehrmacht and foreigners in occupied lands.
Führer askeri kuvvetler ve işgal edilmiş topraklardaki yabancılar arasında olan evliliklere karşı olduğunu söylüyor.
"Schemers, foreigners, buffoons and fools, " have brought you to your knees, O France.
"Fitneciler, ecnebiler, soytarılar ve ahmaklar sana diz çöktürdü, Fransa."
TO BOOST THE BRITISH ECONOMY I'D TAX ALL FOREIGNERS LIVING ABROAD.
Britanya ekonomisi için, yurtdışında yaşayan yabancılara vergi koyardım.
By living in houses made of stone, iron, and concrete, foreigners have strengthened their characters and capabilities.
Yabancı milletler kendilerini geliştirdiler. Taştan, çelikten ve betondan yaptıkları evlerle aşama kaydettiler.
Long hair beatniks druggers, free love foreigners, you name it.
Uzun saçlar hippiler hapçılar, serbest aşk yabancılar, ne istersen var...
The "Ascaris" were all mercenaries, foreigners and of color.
"Ascaris" ler paralı askerlerdi, yabancılar ve farklı renkliydiler.
Even if they are foreigners, we can divide our fortune.
Bu şartlar altında sizlerle, tam olarak anlaşabileceğimizi sanıyorum.
Foreigners frequented the streets, many of them Hungarians.
Yabancılar sokakları doldurmuştu, özellikle Macarlar çoğunluktaydı.
You know... foreigners.
Bilirsin... yabancılar.
We knew also... that another one of those big "razzias" against foreigners was being prepared.
Yabancılara karşı linç başlatıldığını da biliyorduk.
To cause harm to workers and to the unions, through an infamous campaign against foreigners.
Amacınız göçmenlere karşı yürütülen pis kampanyayı kullanarak işçileri ve sendikaları zayıflatmak.
We're very lenient with foreigners as long as they don't go too far.
Yabancılara hoşgörülü davranırız, tabii hadlerini aşmadıkları sürece.
This is the recipe for increased productivity To meet the threat of those nasty foreigners When britain takes her natural place
İşte üretimi artırmanın, Britanya kendi ortak pazarında bir numara olurken yabancı tehdidini karşılamanın yolu.
Mind you, I don't object... to foreigners speaking a foreign language. I just wish they'd all speak the same foreign language.
Yabancıların yabancı dil konuşmasına karşı değilim ama keşke hepsi aynı yabancı dili konuşsa.
Foreigners expect the squares of London to be fog-wreathed, full of hansom cabs and littered with ripped whores, don't you think?
Yabancılar, sis içindeki Londra meydanlarında atlı arabalar ve parçalanmış orospular görmeyi bekliyorlar.
Bunch of foreigners.
Bir avuç yabancı.
Foreigners are warm and polite.
Yabancılar samimi ve kibardır.
The foreigners captured by our organization,
Kaçırmış olduğumuz yabancılar
The Minister of the Businesses Foreigners, Lord Halifax, explained : They must have read the reports on agreement between Russia and Germany, that it surprised the world.
Almanya ve Rusyanın dünyayı şaşkına çeviren antlaşmaya dair raporu okuyacaksınız.
Those live between us to who we call foreigners.
Aramızda yaşayan bu kişilere biz yabancılar diyoruz.
We must remember that our parents, our grandfathers or our greats-grandfather, they had been all foreigners in its time.
Unutmamalıyız ki, babalarımız, dedelerimiz hatta büyük dedelerimiz kendi zamanlarında yabancı olarak görülüyordu.
When he was alive, Gishiro was said to have been involved with foreigners, smuggling opium.
Duyduklarıma göre, Gishiro yabancılarla birlikte, afyon kaçakçılığı yapıyormuş.
Some foreigners are here for a fashion show.
Ayrıca yabancı bir defile topluluğu şehrimizde faaliyette.
There are over two million foreigners are in Paris at this time of year.
Yılın bu zamanında Paris'te iki milyonu aşkın yabancı olur.
You gotta get them damn foreigners outta here.
Bu lanet yabancıları derhal buradan kovmalısınız. - Bay Wallingham...
Look, I know you foreigners.
Sizin gibi yabancıları tanırım.