English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / Foto

Foto traduction Turc

418 traduction parallèle
As soon as the enlargement is developed, they're gonna send it... over the wire photo system from the Chicago Times... to the Illinois State Journal, which is just a few blocks down here.
Büyütme gerçekleştirilir gerçekleştirilmez, Chicago Times'dan kablolu foto düzeneğiyle bir kaç blok ötemizdeki İllinois Eyalet gazetesine gönderilecek.
Maybe it was a photo finish.
Belki de foto finişti.
This is the first photographic dissolve,
Bu, sinemadaki ilk foto grafik geçiştir.
Photo finish.
Foto-finiş.
Will be a beautiful photo.
Foto güzel çıkacak.
Well, you don't look like a photographer.
Şey... foto şipşakcıya benzemiyorsunuz.
Interesting work.
Evet. Foto muhabiri.
Arriving on it is Tony Reicher, a 23-year old photojournalist.
23 yaşındaki foto muhabiri Tony Reicher de gelenlerden biriydi.
You're a photomaniac
Sen bir foto manyaksın.
Six months have passed and Lolita is attending an excellent school where I hope that she will be persuaded to read other things than comic books and movie romances.
Aradan altı ay geçti ve Lolita mükemmel bir okula gidiyor. Umuyorum onu çizgi roman ve foto romandan... başka şeyler okumaya da ikna edecekler orada.
Aren't you the photographer of'Le Point du Jour'?
Siz, Le Point Du Jour'un foto muhabiri değil misiniz? - Evet. Aman Tanrım!
And then that gets transmitted to that photoelectric cell... which gives those dynamic impulses to the brushes and the arms... and it's a fusion of the mechanized world and a human soul.
Sonra da bu foto elektrik hücrelerine aktarılıyor bu da kollara ve fırçalara dinamik itkiler veriyor. Mekanikleşmiş dünyayla insan ruhumunun bir bileşimi bu.
Photo design :
Foto Dizayn :
Captain, tell the court this is not imagination, nor some clever photographic record.
Kaptan, mahkemeye bunun ne bir hayal gücü ne de zekice bir foto kayıt sistemi olduğunu söyler misiniz,
Photo lab.
Foto lab.
isabelle Moreau, photography department, please.
Foto bölümü, Isabelle Moreau ile görüşmek istiyorum, lütfen.
These photos show that the victim was photographed here.
Bu foto maktulün burada fotoğraf çekildiğini gösteriyor.
She's lovely. - Any with her hair short? - Here's the wig.
Kışa peruklu foto yok mu?
Photograph!
Foto!
Did I? Yes, sir, you did. And you did something else, and this was smart.
Bayan Galesko'nun anlık resmini aldım ve foto laboratuarımıza götürdüm, o baskıdan muazzam büyüklükte bir fotoğraf elde ettim.
It's on the same side as my big toe. Is that true? That's right.
Görüyorsunuz, ben karanlık odada, foto laboratuarından yardım ettiğim görevli ile çalışırken, aslı kazara hidroklorik asit tepsisine düşürdüm.
The Paper photographer.
GAZETE'nin foto muhabiri.
This was taken two weeks ago.
Bu foto iki hafta önce alındı.
I guess my camera hunt can wait a couple of hours.
Benim foto-safarim bekleyebilir.
And his foto is like that of a man's.
Fotosu da bir erkeğinki gibi oluyor.
His foto?
Fotosu mu?
The foto of a man and that of a child are not the same, you know.
Bir çocuğun fotosu ile bir erkeğin fotosu aynı değil, bilirsin.
You have seen that a man's foto and a child's foto are not the same.
Bir erkeğin fotosuyla bir çocuğunkinin aynı olmadığını görmüşsünüzdür.
Photo one.
Foto bir.
I was Philip's first centerfold.
Ben Philip'in ilk foto kızıydım.
Your centerfold shot, what month were you?
Sizin foto kızlık resminiz, o zaman hangi aydınız?
Foto muy complicado?
Çok karmaşık bir resim, hı?
.. Russel Price, un bien conocido foto-journalista que estaba viajando con Grazier.
Resimlerin, gazeteci Russel Price tarafından çekildiği öğrenildi.
Shocking. Went so far as to act out the fight for the benefit of the photographers.
"... foto muhabirlerinin dikkatini çekmek amacıyla kavga çıkarttıkları sanılıyor. "
That, my friends, is what the pictures are for.
Arkadaşlarım, foto onlar için tamam mı?
The photo drive unit's still warm.
Foto sürücü ünitesi hala çalışır vaziyette.
He's been making Xerox cop...
Arkadaşın makineyle foto- -
If I can get a picture of her before anyone knows she's in town it'll show the newspaper editors I've got what it takes to be a crack photojournalist.
Her neyse, onun henüz şehirde olduğunu kimse bilmiyorken bir fotoğrafını çekmeyi başarabilirsem, gazete editörleri, ne kadar sıkı bir foto muhabiri olduğumu görecek.
And if I'm gonna make it as a photojournalist it's gonna take a lot of talent and luck.
Eğer bir foto muhabiri olacaksam, bu iş çok kabiliyetli ve şanslı olmayı gerektiriyor.
If I wanted to be a photojournalist with integrity what made me think I could start out this way?
Eğer dürüst bir foto muhabiri olmak isteseydim, işe pekala beni dürüst yapacak bir şeylerle başlayabilirdim.
Bob's Photo Store, Birmingham.
Bob'un foto dükkanı, Birmingham.
They'll make a move soon, so any news or photos you could throw my way...
Yakında harekete geçecekler, yani masama koyabileceğin her tür foto...
You too don't be mistaken.
Yanlış anlamayın! Foto çekeceğim!
Attention, ready for photography.
Dikkat, foto? raf için hazyr.
A very good photo
Çok iyi bir foto? raf.
Fox Photo's got a two-for-one deal this week, and wouldn't you know it, there's a space on the bulletin board right between the prom committee notes... and the football roster.
Fox Foto bu hafta iki al bir öde kampanyası yapıyormuş ve bilin bakalım daha ne var, ilan tahtasında tam balo komitesi notları ile futbol listesi arasında bir boşluk var.
Una foto?
Bir resim mi?
Pobrecita. Espere. Una foto.
Resmin geliyor.
Oh, well, I like photography, and they have these photographic safaris.
- Fotoğrafçılık yüzünden. Orada bu foto safarisini yapıyorlar.
Photo.
Foto!
You're here to take stills, right?
Pierre, foto için buradasın. Seninle anlaştık mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]