Freckles traduction Turc
358 traduction parallèle
You were a funny-looking thing the first time I saw you with those gangly legs and freckles.
Seni ilk gördüğümde ufacık tefecik uzun bacaklı çilli bir şeydin.
I ain't aiming for you to get freckled... after the buttermilk I done put on you, bleaching them freckles.
Üzerindeki çilleri beyazlatmak için kış boyunca sürdüğüm ayrandan sonra, tekrardan çillenmeni istemiyorum.
I know you by the freckles on your nose.
Seni burnundaki çillerden tanıyorum.
I remember I danced with a tall, dark boy... with curly hair... and a little short one with freckles... and a big fat blond one who sang in my ear.
Uzun boylu, kıvırcık saçlı ve esmer biriyle dans ettiğimi sonra çilli ve kısa boylu biriyle ve kulağıma şarkı söyleyen iri yarı ve sarışın biriyle dans ettiğimi hatırlıyorum.
You had four freckles on the boat.
Teknedeyken dört tane çilin vardı.
What if some freckles may vex you
Ya birkaç çil canını sıkarsa?
Just spend some shekels and freckles will
Birkaç kuruş harca Çiller bir daha asla
Just spend some shekels And freckles will never perplex you
Birkaç kuruş harca Çiller bir daha asla
And a thousand freckles.
- Yüzünde de binlerce çil.
You still have freckles.
Hala çillerin var.
No, just checking if I feel the freckles when I do this.
Hayır, sadece ellerimle çillerimi hissetmeye çalışıyorum.
And her with her freckles and her temper.
O çiller ve o öfkeyle bu imkânsız bir şey.
- Where have your freckles gone?
- Çillerin nerede?
And the freckles?
- Ya çiller?
He's killed more people than you got freckles.
O senin çillerinden fazla insan öldürdü.
I got no freckles.
Ben çilli değilim.
There was a boy with freckles and red hair... and I thought he was the beginning of the world... but he never paid me any mind.
Çilli ve kırmızı saçlı bir çocuk vardı... onun benim herşeyim olduğunu sanırdım ama o bana bakmazdı bile.
And freckles.
.. ve de çillerin.
- You remember Edna, the girl with freckles?
- Edna'yı hatırlıyor musun? Çilleri olan kız.
Hi, Freckles.
Merhaba, Freckles.
Did you hear that, Freckles?
Bunu duydun mu, Freckles?
And Patch, and Rolly, and Penny, and Freckles.
Ve Patch ve Roly ve Penny ve Freckles.
Gone are the pigtails, but the freckles are still on the prettiest face that was ever born in McLintock.
Saç örgüsü gitmiş ama Mclintock'da dünyaya gelmiş en sevimli kızın çilleri hâlâ yerinde.
- Typical American schoolkid with freckles, short socks and sneakers?
- Tipik kolej çocuğu çilli, kısa çoraplı ve spor ayakkabılı.
- Who is it? - Typical American schoolkid with freckles, silk stockings and 3-inch French heels.
- Çilli, ipek çoraplı ve fransız topuklusu giymiş tipik kolej çocuğu...
Typical American schoolkid with freckles, short socks and sneakers.
Çilli, kısa çoraplı ve spor ayakkabılı tipik kolej çocuğu.
Every now and then, a little victim's spared because she smiled, cos he's got freckles, cos they begged.
Arasıra, bir-iki kurban bağışlanır. Çünkü gülümsedi. Çünkü çilleri vardır.
I like her freckles.
Onun çillerini seviyorum ben.
Afraid it would give her freckles.
Çillerden korktuğu için.
And I can tell it's morning... when your freckles come in the room.
Senin çillerin odaya girince de sabah oluyor.
She has freckles.
O bayanın çilleri var.
AND A LITTLE NOSE AND ALL MY FRECKLES AND MY BANGS.
Küçük bir burun, çiller ve sevinçli bir surat.
And at the eyes, on her forehead, like freckles!
Burada, burada, burada, burada her yerde.
I love your freckles.
Çillerini seviyorum.
Same freckles.
Aynı çiller.
- You need freckles for cutesy.
- Şirin olman için çil.
I had freckles.
Çillerim vardı.
- So you left because you had freckles?
- Çillisin diye mi kiliseden ayrıldın?
Yeah, I left the Church because I had freckles.
Evet, çilliyim diye kiliseden ayrıldım.
I got freckles, for chrissakes!
Çillerim var benim!
- What? A girl with freckles on her tits.
Memeleri çilli bir kız.
I'd see the freckles on his nose if he had them, sir.
Eğer olsaydı, burnundaki çilleri bile görebilirdim efendim.
Two thousand for freckles.
Çilliye iki bin.
And you caught three new freckles.
Senin de üç tane yeni çilin çıkmış.
Oh, look at these cute freckles.
Hayır mı? Şu güzel çillere bak.
You're cute when you blush. All your freckles show.
Kızarınca çok tatlı oluyorsunuz, çilleriniz ortaya çıkıyor.
Of your freckles. Of turning me on.
Çillerinizden hoşlanmamdan.
I feel very pale, but only I gain freckles, do not tan.
Sen çok beyaz olabilirsin, ama ben yanmaktan çok çilleniyorum!
- Red pale, with freckles
Soluk tenli, çilli.
- Freckles.
- Çil.
She had freckles, great legs.
Hatırladınız mı?