Freeway traduction Turc
1,140 traduction parallèle
- Well, you gotta try the Oak Lounge. It's, uh, down Seventh Street by the freeway.
- Öyleyse Oak Lounge'u bir dene, hemen 7. caddenin aşağısında.
Not the freeway!
Anayolda olmaz!
We must be under the freeway by now.
Şu ana kadar otoyolun altına kadar gelmiş olmalıyız.
- Somebody shot him on the freeway.
- Birisi ona otoyolda çarpmış.
Adolf will build us a freeway All the way to Kirkov, or whatever you call it.
Adolf bana bir otoban yapacak, ta Kirkov'a kadar, ya da lanet yerin adı neyse.
There's an armed robbery in progress and I'm gonna go park under the freeway and take a nap.
Silahlı bir soygun yapılıyor. Çevreyolunun altına park edip, biraz kestireceğim.
We're getting on the freeway.
Çevreyoluna çıkıyoruz.
Taking the chase on the freeway heightens the stakes.
Otoyolda takip işi biraz daha riskli.
That medical school truck is spilling out cadavers all along the freeway.!
Tıp okulu minibüsünden etrafa kadavralar saçıldı.!
Those vehicles tumbled across the freeway like Matchbox cars.!
Arabalar kutu gibi devriliyorlar.!
Tonight, Terror on the Freeway!
Bu akşam, Otoyolda Terör!
If you've just joined us, tonight there's terror on the freeway.
Televizyonlarınızı yeni açtıysanız, bu akşam otoyolda terör esiyor.
This is Corey Steinhoff standing on the shoulder of the southbound lane... of the 5 freeway just past the Landview exit.
Ben Corey Steinhoff, tam Landview çıkışındaki 5. anayolun güney sınırındayım.
I am coming to you live on the shoulder of the 5 Freeway.
Sizlere 5. otoyoldan sesleniyorum.
I got stuck in traffic on the freeway.
Çevreyolunda trafik vardı.
... which swings down sort of like this, like a little freeway.
... kendi, kendi fallop tüpü ile aynı küçük bir otoban gibi.
We looped back around to that freeway or turnpike or whatever they call it
Aynı karayoluna, otobana veya her ne diyorlarsa o yola geri döndük.
The bus came onto the freeway at the Lincoln onramp.
Otobüs Lincoln rampasında otoyola girdi.
I had to bail on the freeway.
Otoyoldan çıkmak zorunda kaldım.
They're gonna lead you to the 105 freeway.
Seni 105 otoyoluna çıkaracaklar.
No obstructions in the freeway.
Otoyolda engel yok.
No! I'm here at the 105 Freeway, where the police have successfully led the runaway bus...
105. otoyoldayım, polisin kaçak otobüsü başarıyla yönlendirdiği yerde...
- This freeway isn't finished.
- Bu otoyol tamamlanmamış.
- There's a gap in the freeway. - What?
- Otoyolda boşluk var.
After an incredible ride on the 10 freeway, the streets of Los Angeles and the 105 freeway, this bus has ended up here at Los Angeles International Airport, circling the runway.
10. otoyolda, Los Angeles sokaklarında ve 105. otoyolda müthiş bir yolculuk sonrası otobüs Los Angeles Uluslararası Havaalanı pistinde daireler çizmeye devam ediyor.
Past the freeway is our home.
Yolun karşısı evimiz.
Right across the freeway.
Yolun karşı tarafında.
And don't forget freeway underpasses.
Evet, sakın çevre yolu alt geçitlerini de unutma.
I'm driving down the freeway and the fucking thing beeps.
Otobanda giderken bipliyor.
You're getting on the freeway!
Otoyola çıkıyorsun!
We're on the freeway!
- Otoyoldayız!
Relax. Boy, getting off the freeway makes you realize how important love is.
Otoyoldan kurtulunca insan aşkın önemini kavrıyor.
Southbound on Inglewood from the 90 freeway.
İnglewood, Southbound'da, 90. Karayolu'nda.
Like yesterday I was stuck in this humongous traffic jam on the 405 freeway
Aynı dün 405. otobandaki muazzam trafik sıkışıklığında mahsur kaldığım zamanki gibi.
Mr. Barbone, you ever want to go to the beach, here's the freeway you take that we're on.
Bay Barboni, sahile gitmek isterseniz bu yolu kullanabilirsiniz.
Or if you take the freeway you feel as if you might choke on the fumes.
Ya da otobanda giderken eksoz gazından boğulacakmışsınız gibi geliyor.
If your commute takes you westbound on the 10 freeway expect an hour delay.
Eğer Santa Monica'nın batı sınırındaysanız, bir saat gecikeceksiniz.
'The bodies of two men found under the Hollywood Freeway'have been identified as rap star Jeriko One'and band member James Polton, known to fans as Replay.
Hollywood çevre yolunda iki erkeğin cesedi bulundu... ölenlerin, bir rap müzik grubunun üyeleri.. Jeriko One ve'Replay'adıyla bilinen James Polton olduğu belirlendi.
A man whose life work consists of looking down at the freeway and saying, "Crowded" ; "Not Crowded."
Adamın tek yaptığı iş, aşağıdaki otobana bakıp "Sıkışık" ya da "Sıkışık değil" demekten ibaretti.
Hee-hee-hee! I pity those poor suckers on the freeway.
Otobandaki o aciz enayilere acıyorum.
Shouldn't you be out tagging freeway signs?
Otoyol tabelalarını yanlış okudun herhalde?
"I saw you from the freeway." No wonder I'm single.
"Geçerken sizi gördüm." Niye bekar olduğum anlaşılıyor.
You get on the freeway- - bam- - punch it to 85.
Otobana gir bam, seksen beş'e kadar bas.
I'm talking about my season is like a bad freeway accident.
Bu sezon benim için otobandaki kötü bir kaza gibi.
We interrupt this program to go live to L.A. County Sheriff's headquarters, where a press conference is now in progress... regarding the grisly find yesterday morning along San Diego Freeway in Torrance.
Programımıza ara verip Los Angeles Şerif Merkezi'ne bağlanıyoruz. Dün sabah San Diego Otobanı'nda. yaşanan tüyler ürpertici olay ile ilgili bir basın toplantısı düzenleniyor.
Are you the guy that's been killin all them girls on the freeway?
Otobanda o kızları öldüren adam sen misin?
All you know about South Central is what you see at the movies brought to you by folks who don't go south of the Santa Monica Freeway.
South Central hakkında bildiğiniz şeyler, Santa Monica Anayolu'nun güneyine geçmemiş kişilerin yaptığı filmlerden.
I like chilling with my boys... blazing up a fat blunt... rizzeezing my mizzonkey... hitting skins with my old lady... hanging my ass over the line, tagging freeway bridges.
Arkadaşlarımla takılmayı severim. Ot içmeye bayılırım. Çavuşu tokatlarım.
Other side of the freeway.
Anayolun öbür tarafında.
that the real killer, the third person, who maybe was smart enough not to tramp a whole freeway of blood through the whole place, couldn't this third person have placed the defendant's prints on the knife...
Gerçek katil, üçüncü kişi, Akıllıca davranıp heryeri kanlı ayak izleriyle bırakmamış olabilir mi, bu üçüncü kişi dışarı çıkarken, davalı bıçağı tuttuğunda...
I'd have to get off the freeway.
Otoyoldan çıkmam gerekir.