Freeze it traduction Turc
712 traduction parallèle
I hope the Siberian winds don't uproot, break or freeze it.
Ben Sibirya rüzgarlarının kökünü kazımayı, ya da yok etmeyi umuyorum.
I hope the Siberian winds don't uproot, break or freeze it.
Sibirya rüzgarlarının kökünü kazımayı umuyorum, ve onu kırmak ya da dondurmak.
Freeze it, Pace.
Yapma Pace.
You understand, naturally, that such action would freeze it.
Yapılacak yasal işlem doğal olarak mevduatı dondurur.
I'm gonna freeze it and eat it like a Popsicle.
Şimdi bunu donduracağım ve buzlu şeker gibi yiyeceğim.
Can you freeze it?
Görüntüyü dondurur musun?
Freeze it right there, Johnny.
Kımıldama Johnny.
Freeze it.
Dondur.
We've already set to collect sperm from the healthiest and more intelligent men and deep-freeze it.
Biz bu grubu sağlıklı sperm toplamak için, daha zeki erkeklerinkileri dondurmak için kurduk!
Freeze it!
KımıIdama!
Freeze it.
Dondur şunu.
If in fact this is the case, then we should be able to freeze it, verify its objective existence and prove it isn'tjust a psychic projection...
Eğer var ise, o zaman onu dondurabileceğiz nesnel varoluşunu doğrulayacağız ve... sadece bir ruhsal savunma olmadığını kanıtlayacağız.
Freeze it!
Kıpırdamayın!
Bogey the Bear said, "Freeze it!"
Ayı Bogey, kıpırdamayın dedi!
Freeze it... or lose it.
Teslim olun yoksa vururum.
And so you isolate the Revolution, you freeze it
Sonuç : devrimi yalnızlaştırıyorsun. Soğutuyorsun.
Freeze it!
Kımıldamayın!
I'll freeze it and get at least an order of magnitude.
Donduracağım ve en azından bir büyüklük sırası elde edeceğim.
It's so cold, it'll freeze your hooves off.
Çok soğuk, kıçın donacak.
It's cold enough to freeze the icicles off an Eskimo.
Bir Eskimo'yu bile üşütecek kadar soğuk.
Come on, let's get out of here before we all freeze to death. Or else give it up.
Hepimiz donmadan buradan çekip gidelim ya da bu işten toptan vazgeçelim.
A light snow was falling, mixed with rain, it would both freeze and drench you
Karla karışık ince bir kar yağmaktaydı. İnsanı hem donduruyor, hem de sırılsıklam ediyordu.
It's the only place I don't freeze.
Donmadığım tek yer orası.
Hold it, doctor. You'll freeze to death in five minutes.
Bekleyin, doktor. 5 dakkada donarsınız.
- It's like getting locked in a deep freeze. - ( KNOCKING )
Derin dondurucuda kapalı kalmak gibi.
Sometimes it is so cold, that the lakes and rivers freeze and the water becomes so hard that you can walk on it.
Bazen o kadar soğuk olur ki göller ve nehirler donar ve suları o kadar sertleşir ki üzerinde bile yürünebilir.
- It's too warm to freeze.
- Donmak için hava çok sıcak.
The liquid oxygen will freeze the brain substance, make it hard as rock.
Likit oksijen donduruldu, beyin maddesini, kaya gibi yapmak zor.
Even if I do find the fault, I don't suppose I shall be able to repair it before it gets dark, and then we shall all freeze to death!
Hatayı bulsam bile hava kararmadan onaramam, o zaman da soğuktan ölürüz!
Mr Guthrie used to say it's either burn or freeze in Pecos.
Bay Guthrie hep "Pecos'da, ya kavurucu sıcaklar ya da dondurucu soğuklar olur" der.
We're OK in the sun, but at dusk it starts to freeze.
Güneş varken her şey iyi ama karanlık çekince ortalık buz kesiyor.
It's all right, dear boy, it's not... it's not the circulation freeze.
Her şey yolunda, sevgili oğlum, bu sirkülasyon donması değil.
It's beginning to freeze and you're sweating.
Hava buz gibi oldu ve sen terliyorsun.
- Freeze! Jimmy, watch it.
Jimmy, dikkat et.
Listen, buster, in Reykjavik, it is dark for eight months of the year and it's cold enough to freeze your wrists off.
Bak sersem, Reykjavík'te yılın sekiz ayı karanlık ve dondurucu soğuktur.
If it weren't for you we'd all freeze.
Sen olmasaydın, hepimiz donacaktık.
It's my job to freeze you!
Benim işim sizi dondurmak!
It's so cold, you'll freeze.
Çok soğuk, donacaksın.
The wind coming off the lake, it was so cold it used to freeze ice to the runners of our sleds, to our hands, to our faces. The wind...
Rüzgâr...
Freeze, asshole.
Kımıldama, it herif.
Hold it! Freeze!
Kımıldama!
One day it will freeze altogether.
Bir gün hepimiz donacakmışız.
This facility is crude but it should be adequate to freeze Skywalker for his journey to the Emperor.
İlkel bir yöntem ama imparatora göndermeden önce Skywalker'ı dondurmak için kullanabiliriz.
The women wear thin stockings and freeze, but it looks good.
Kadınlar ince jartiyer giyip donuyorlar. Fakat iyi duruyor.
It wants to freeze now.
Donmak istiyor şimdi
Whether we make it or not, we can't let that thing freeze again.
Hayatta kalırız yada kalmayız ancak bu şeyin tekrar donmasına müsade edemeyiz.
It will freeze a man instantly.
Rüzgar adamı o saat dondurur.
It started in Freeze's house.
Freeze'nin evinde başladı bu akım.
See, he gets nothing. It'll freeze him.
Gördün mü, hiçbir şey alamayacak.
Hold it! Freeze!
Olduğunuz yerde kalın!
I asked my old man about sticking... your tongue to metal light poles in winter... and he says it will freeze right to the pole just like I told you.
Babama kışın dilini metal bir direğe değdirirsen yapışır mı diye sordum ve bana tıpkı sana söylediğim gibi yapışacağını söyledi.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's ok 4874
it's cold 680
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's ok 4874
it's cold 680
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287