Friends traduction Turc
92,183 traduction parallèle
We churn, and we don't get to become friends with people we play cards with, but that's the sacrifice we make for being able to see what we see.
Kart oynadığımız insanlarla arkadaş olmayız ama olduğumuz kişi olabilmek için yapmamız gereken bir fedakarlık.
Most of our friends have done it.
Çoğu arkadaşımız yaptı.
- We was best friends!
- En iyi arkadaştık!
We were all friends, your parents and Ike and me.
Arkadaştık biz, anneniz, babanız, Ike, ben.
Your parents and I were more than friends.
Anne babanız ve ben arkadaştan öteydik.
So I decided, in order to make friends, I would... enter the sixth grade talent show.
O yüzden... arkadaş edinmek için... altıncı sınıf yetenek yarışmasına katıldım.
They created hybrid animals that murdered our friends.
Arkadaşlarımızı katleden melez hayvanları yarattılar.
We know what a traumatic experience this has been for you, and we know that you're eager to get back to your family and friends.
Bunun sizin için ne kadar travmatik... bir deneyim olduğunu ve şimdi de... aileniz ve dostlarına dönmeye çalıştığınızı biliyoruz.
I have some friends who are scientists, they developed it for me.
Bazı bilim insanı arkadaşlarım var, bunu benim için geliştirdiler.
Didn't you have friends?
Senin arkadaşların yok muydu?
I called her friends, her father, no one's heard from her.
Arkadaşlarını aradım, babasını kimse ondan haber alamadı.
We made friends.
Arkadaş olduk.
Eobard Thawne twisted his consciousness, turned friends into foes.
- Eobard Thawn bilinciyle oynadı, dostlarını düşmana çevirdi.
We were friends.
Arkadaştık.
You have friends.
Arkadaşların var. Yardımın var.
Super friends.
Süper arkadaşlar.
But I don't need to bond with you to know that J'onn J'onzz and the Kryptonian are your friends.
Fakat J'onn Jonzz ve Kriptonlu'nun arkadaşların olduğunu bilmem için seninle bağ kurmama gerek yok.
Let's just say, I'm glad you made friends here on Earth, M'gann.
Diyelim ki, Dünya'da arkadaşlar edinmene memnun oldum, M'gann.
Then you know that I can't just stay here and let these monsters hurt you and your friends.
O zaman sende biliyorsun ki burada kalıp o canavarların sana ve arkadaşlarına zarar vermesine izin veremem.
They're not just my friends, they're your friends, too.
Sadece benim arkadaşım değiller, onlar seninde arkadaşın.
Using her friends, that's exactly what I'm worried about.
Arkadaşa ihtiyacı olması, işte bu tam olarak endişelendiğim şey.
People don't remember this, Kara, but Clark and Lex Luthor used to be best friends.
İnsanlar bunu hatırlamaz, Kara, ama Clark ve Lex Luthor eskiden çok iyi arkadaşlardı.
Can we just stop trying to protect each other and go back to being friends?
Birbirimizi korumayı bırakıp tekrar arkadaş olmaya dönsek?
Because I really miss being friends.
Çünkü gerçekten arkadaş olmayı özledim.
Well, that's what friends are for.
Arkadaşlar bu günler için var.
I've never had friends like you before.
Senin gibi arkadaşlarım hiç olmadı.
Your friends.
Arkadaşlarına.
What are friends for?
Arkadaşlar ne için var?
We're searching for the origin of the ship to see if that gives us any indication as to who our new friends may be, but so far, no match.
Yeni arkadaşlarımızın kim olduğuna dair bir belirti vermesi için geminin kökenini araştırıyoruz, fakat şu ana kadar eşleşme yok.
Yes, super friends back in the habit.
Evet, süper arkadaşlar alışkanlıklarına geri döndüler.
He's as good as dead now, thanks to you and your friends.
Sen ve arkadaşların sayesinde şimdi ölü sayılır.
I bet they'd become fast friends.
Bahse varım hemen arkadaş olurlardı.
Friends, a life... He's happy.
Arkadaşlar, bir yaşam... o mutlu.
- That's what friends are for.
- Arkadaşlar bugünler içindir.
You know, regardless of what happens with business, I have a feeling we're gonna be friends.
İşle alakalı ne olursa olsun, içimde arkadaş olacağımıza dair bir his var.
To new friends!
Yeni arkadaşlıklara!
To new friends!
Yeni arkadaşlara!
These are my friends.
Onlar arkadaşım.
To new friends!
Yeni dostluklara.
We have two friends up there.
- İki arkadaşımız orada.
Your friends at the bar helped. Everyone stepped up.
Bardaki dostların yardım etti.
He wanted to go out west and see his friends and write music.
O üniversite yerine batıya gidip, arkadaşlar bulup müzik yazmak istedi.
Do you have any idea how hard it is to try to be friends with you?
Seninle arkadaş olmaya çalışmak ne kadar zor biliyor musun?
Why does it matter if we're friends.
- Arkadaş olmamız neden önemli ki?
You guys are my best friends.
Siz benim en iyi arkadaşlarımsınız.
Our friends are lost in time.
Dostlarımız zamanla kayboldu.
We may not find our friends, but we can still save them.
Dostlarımızı bulamasakta onları hâlâ kurtarabiliriz.
I need to get a message to my friends.
Dostlarıma mesaj ulaştırmam gerekiyor.
But then you made reference to something about two very close friends that's nobody's business, including yours.
Ama ikisinin çok yakın arkadaş olduğundan söz ettin, ki bu seni de başkasını da ilgilendirmez.
Francis and Tim were very good friends.
Francis ve Tim çok iyi arkadaşlardı.
We're fighters and friends.
Savaşçı ve dostuz.