From here traduction Turc
32,562 traduction parallèle
I'll take it from here.
Buradan sonrasını ben alırım.
If this marriage has any chance at all, we need total transparency from here on out.
Bu evliliğin bir şansı varsa eğer, şu andan itibaren birbirimize karşı tamamen açık olmalıyız.
From here... to here.
Buradan buraya kadar.
From here on, there is only death or freedom.
Buradan sonra, sadece ölüm ya da özgürlük var.
I will, um... I, Tessa, will take it from here.
Bundan sonrasını ben hallederim.
- Thank you. - We'll take it from here.
- Gerisini biz hallederiz.
It's rainwater from the monsoon 18 clicks away from here.
Buradan 18 saatte muson yağmuru yağdır.
We're only operating from here.
Buradan sadece yönetiyoruz.
So it wasn't broadcast from here?
- Buradan yayınlanmıyordu demek?
We appreciate you coming, but we're gonna let the FBI take it from here.
Gelişiniz için teşekkür ediyoruz ama, buradan sonrasını FBI'a bırakıyoruz
Chunks of Old Luna are coming in already, Eddie, and it only builds from here.
Eski Ayın iri parçaları dünyaya yaklaşıyor Eddie, ay orada yeniden inşa edilecek.
He's a long way away from here.
Buradan çok uzaklarda.
Meaning he can do it remotely, meaning he can't be far from here.
Yani bu uzaktan kontrol edebildiği anlamına gelir. Yani buradan çok uzak olamayacağı anlamına gelir.
Those rocks look small from here, but they're headed to Earth, and when they hit...
O kayalar buradan küçük görünüyor ama dünyaya doğru geliyorlar ve çarptıklarında da...
The ocean is 15 miles from here.
- Okyanus buradan 25 kilometre uzaklıkta.
Let's keep on doing it, and I will be from here supervising.
Provaya devam edin ben de buradan gözetleyeceğim.
You're not from here. "
Sen buralı değilsin " diye başlıyor.
She's the most important woman on the planet right now, Oscar, and from here on out, everything goes through me.
Şu an da o dünyadaki en önemli kadın Oscar. Bu zamandan itibaren artık yapılacaklar benim onayımdan geçecek.
From here on out.
- Bu zamandan itibaren.
So from here on out, every time I slap your ass, you just say, "Thank you, sir. May I have another?" and take the mound.
Yani bu zamandan itibaren her kıçını tokatladığımda "teşekkür ederim bayım, bir tane daha alabilir miyim" diyip kabul edeceksin.
We'll take it from here.
Buradan sonrasını biz hallederiz.
Let's see if it's something from here.
Bakalım şey var mı...
There are dates up here that are months from now.
Şimdiden çok sonraki tarihler, aylar var.
Here we go. Accident report from 1991, damage to the left quarter panel.
Sol arka panelde hasar olduğuna dair, 1991 yılına ait bir kaza raporu.
Now, um, be careful of the gate because it locks from the outside, and don't tell anyone you're here, okay?
Dinle, kapıya dikkat et, kapanırsa içerde kilitli kalırsın. Bir de burada kaldığını kimseye söyleme, tamam mı?
We, on the other hand, have been here from the start.
Öte yandan biz baştan beri buradayız.
There are people here from the state of Washington, Baja, the Salt Lake.
Burada Washington, Baja, the Salt Lake... bölgesinden insanlar var.
You're telling me you came out here from Boston with no cabin, no food, and no plan?
Boston'dan buraya kulübesiz, erzaksız ve plansız geldiğini mi söylüyorsun?
You said the rep from the election commission would be here at 5 : 00.
Seçim kurulundan bir temsilcinin 5'te burada olacağını söylemiştin.
It says here that you separated from your husband
Burada eşinizden ayrıldığınız yazıyor.
It says here that you separated from your husband after he struck you in the face.
Size vurduktan sonra.
I brought you out here to get away from all that.
Seni bunlardan kurtarmak için buraya getirdim.
This here is the feed from my scope.
İşte bu benim kapsamımdan gelen yem.
So you say you came here from Seattle?
Yani, Seattle2dan geldiğini söylüyorsun.
It is the Master who keeps us here trapped in this place before summoning a demon from the pit and binding it to our very souls.
Hayır. Murgatroyd için domuzu kapısı yaptırmalıyız, böylece istediği gibi girip çıkabilir. Öyle değil mi?
And you see here is the one spot they erased from your map.
Şurası da sizdeki haritada silinmiş olan yer.
Detective Linda Felber and this is Detective Bobby Day, who is over here from England.
Dedektif Linda Felber ve bu da Dedektif Bobby Day, buraya İngiltere'den geldi.
Drugs that came from here.
Buradan gelen ilaçlar.
"We should put every Muslim on a register, and we shouldn't let more refugees come from Syria, and the Muslims that live here on a register..."
"Müslümanları kayıt altına almalıyız. Suriye'den mülteci gelmesine izin vermemeliyiz. Burada yaşayan ve fişlenen Müslümanlar da..."
Look, I know it's quiet down here, but we said we wanted to get away from it all, right?
Biliyorum, burası baya ıssız ama bütün her şeyden uzaklaşmak istememiş miydik?
IMSF sent me here to determine whether or not you can stop this thing from becoming a global embarrassment, but what I can tell so far, that seems to be an inevitability.
UMBV bunun dünya çapında bir utanç olmasını engelleyebilir misiniz diye bakmaya beni gönderdi. Gördüğüm kadarıyla bu kaçınılmaz gibi duruyor.
So just keep me clean from... here up.
O yüzden kirletmeyelim, şuradan yukarısını.
She's just moved here from the out West... Seattle.
Doğu Seattle'dan buraya yeni taşındı.
And I don't care whether you do something about it from in here or when you get out there, but you're the one who convinced us to take this deal, Mike, so you better damn well be the one to stop it.
Buradayken ya da çıkınca bir şeyler yapsan iyi olur Mike çünkü bizi ikna eden sendin durduran da sen olmalısın.
- I'm here to stop you from breaking your word.
- Sözünden dönmene engel olmaya geldim.
It says here that you separated from your husband after he struck you in the face.
Burada, kocanızın yüzünüze bijon anahtarı ile vurduktan sonra ayrıldığınız yazıyor.
- Anyway, orphanage burned down, yadda yadda yadda, made my way to America, yadda yadda yadda, learned English from watching "Seinfeld," put myself through law school, and here I am.
- Sonra yetimhanem yandı Amerika'ya gitmek zorunda kaldım Seinfeld izleyerek İngilizce öğrendim zor bela hukuk fakültesini kazandım ve işte buradayım.
From the second I got here, I've had to watch what I say, every single word, and every morning I get up, and I remind myself not to say the wrong thing to the wrong person,
Her sabah uyandığımda yanlış kişiye yanlış bir şey söylememeyi kendime hatırlattım.
And I have an affidavit here from Mr. Kessler saying it was directly because of your subpoena.
Burada Bay Kessler'in verdiği bir yeminli ifade var, diyor ki ; ... iflasımın sebebi senin olayı doğrudan mahkemeye taşımandır.
Yeah, well, you didn't stop it. You slammed it right into my marriage because Jill and I, we haven't fought like we just did since the night that landed me in here, so from now on, take your goddamn good intentions and go to hell.
Hiç engelleyemedin hatta evliliğimi de mahvettin, çünkü Jill ile buraya girdiğim geceden beri hiç böyle kavga etmemiştik.
I got tissue from at least two different subjects here... and neither of'em are human.
En az iki farklı konudan doku aldım... Ve ikisi de insan değildir.
from here on out 107
from here on 55
from here on in 44
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
from here on 55
from here on in 44
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557