From the looks of it traduction Turc
323 traduction parallèle
From the looks of it, you've already ate dinner.
Anlaşılan çoktan akşam yemeği yemişsin.
And from the looks of it, he'll take a lot of getting.
Görünüşe bakılırsa bu işten o kazançlı çıkacak.
Well, whatever it was, it should have been fixed up by a doctor days ago from the looks of it.
Şey, her ne olduysa, görünüşünden anladığım kadarıyla günler önce doktor tarafından tedavi edilmeliydi.
From the looks of it, it's not exactly hot off the typewriter. You got it right.
Dış görünüşüne bakılırsa daktilodan yeni çıkmışa benzemiyor.
Deep, from the looks of it.
Görünüşe göre derine işlemiş.
Strictly tribal, from the looks of it.
Kabile hayatı mevcut, öyle görünüyor.
A long one, from the looks of it.
Görünüşe göre uzun bir seyahat olacak.
From the looks of it, he'll dance all day, that fellow.
Görünüşe bakılırsa, tüm gün o adamla dans edecek.
From the looks of it, our cabinet minister was CIA.
Görünüşe göre, bizim bakan CIA imiş.
From the looks of it, she's been totally destroyed.
Görünüşe bakılırsa, tamamen yok edilmiş.
From the looks of it, I'd say it was Roger.
Görünüşe bakılırsa Roger olmalı.
Yes, from the looks of it, someone drained the energy from every single axon and dendrite right down to the synapses.
Evet, görünüşe göre birileri tarafından, her sinaptik algılayıcılarında bulunan enerjisi, akıtılmış.
Not well from the looks of it. She ain't giving up her job.
Tavrına bakılırsa işinden vazgeçeceğe benzemiyor.
And from the looks of it, now Pete can't.
Ve şuan gördüğümüz şeyden sonra istesede yapamaz.
Hmm, from the looks of it, I'd say this fellow died from causes unknown.
Görünüşe göre bu adam bilinmeyen bir nedenle ölmüş.
From the looks of it, i-it's kids... but I need a squad car here immediately.
Görünüşe göre çocuklar yapmış. Hemen bir ekip gönderir misiniz?
Colonel,... from the looks of it, we only have minutes.
Albay,... görünüşe göre, sadece dakikalarımız var.
But from the looks of it... that day is probably a Iong way off.
Ama görünüşe bakılırsa o gün hala çok uzak gibi.
From the looks of it, she's a little sick.
Görünüşüne göre, sadece biraz hasta.
A large field from the looks of it.
Görünüşe göre büyük bir arazi.
Look, from the looks of things... we've struck it rich.
Baksana, anlaşılan... zengin bir maden bulduk.
The word from upstairs is it looks like we're out of the shooting.
Tepeden gelen habere göre, bir daha çatışmaya girmeyecekmişiz, biliyor musun?
From the wrong side of the San Diego Navy Yard, it looks like Paradise.
San Diego Deniz Kuvvetleri Üssünün aksi tarafından, bir Cennet gibi görünür.
I doubt it, from the looks of her.
Bahse girerim, bakışlarından belli.
No matter how noble this looks from the outside... I don't like the colour of it.
Dışardan bakıldığında soylu bir davranış gibi görünse de... ben bunun rengini beğenmiyorum.
From the looks of things, they can sure use it, too.
Görünüşe bakılırsa buna ihtiyaçları var.
From the looks of yourself, well, you're gonna need it too.
Görünüşe göre... ihtiyacın da var.
From the looks of him, he probably deserved it anyway.
Görünüşünden hak ettiği anlaşılıyor.
It looks like we're only a couple of miles from the lodge.
Görünüşe göre, kulübeden sadece birkaç mil uzaktayız.
Main part of the river looks like it comes from that way.
Nehrin ana kolu şu taraftan geliyor gibi.
From the extreme rigor mortis in the body, it looks like time of death, 24 hours ago.
Cesedin sertliğine bakılırsa, 24 saat önce ölmüş.
And from the looks of her, she was probably there to see it.
Ve görünüşe bakılırsa o da oradaydı.
I mean, how small it looks from here, considering the... the girth of what's inside of it.
Yani, buradan bakınca o kadar küçük görünüyor ki, içinde olup biteni düşününce...
From the way I read this, sir it looks like 80 % of all outgoing traffic is sent to one location.
Efendim, görünüşe göre, giden iletilerin % 80'i sadece bir yere gönderilmiş.
From the energy signatures and the particle deposits we found it looks like it traveled through a Dichromic Nebula was exposed to an intensive gravimetric distortion and passed within one light-year of a class-4 pulsar.
Bulduğumuz parçacık kalıntılarına göre çift renkli bir nebuladan geçmiş yerçekimsel yansıtmaya maruz kalmış ve dördüncü sınıf bir nötron yıldızının bir ışık yılı yakınından geçmiş.
From the frequency variances it looks like the pattern of a Federation warp core.
Frekans değişimine bakılırsa, bu bir Federasyon warp çekirdeği.
I know it looks kind of funky and stuff from the outside.
Evet. Biraz acayip göründüğünü biliyorum ve öbür taraftan birşeyler gelip gidiyor.
From the looks of the stubble, I'd say it's going to be a beaut.
Uzayan kısma bakılırsa çok yakışacak.
From the looks of you, it's finally doing some good.
Sana bakınca, işe yarıyor sanırım.
From the scoring on the enamel, it looks like some kind of crude metal tool.
Diş minesindeki çiziğe bakılırsa, kaba bir metal aletle yapılmış.
From the dispersal pattern of the interstellar plasma, it looks like it isn't fixed.
Yıldızlararası plazmanın dağılmış örneklerinden tam yeri belirlenemedi.
It looks like the core is draining power from the rest of the ship.
Görünüşe göre çekirdek, geminin geri kalanından enerji çekiyor.
From where l stand it looks like we ´ ve at last got a management capable of putting paid to the consultant mafia.
Gördüğüm kadarıyla sonunda doktor mafyasıyla başa çıkabilecek bir yönetime sahip olduk.
From where l stand it looks like we ´ ve at last got a management capable of putting paid to the consultant mafia...
Gördüğüm kadarıyla sonunda doktor mafyasıyla başa çıkabilecek bir yönetime sahip olduk.
It's one of those things that it's better not to think about! When paintings fall, when you wake up one morning and you don't love her, when you open a newspaper and read that war has broken out, when you see a train and want to leave, when you look in a mirror and realise you're old, when one evening, in the middle of the ocean, Nineteen Hundred looks up from his plate, looks me in the eye and...
Bu üzerinde düşünmemenin daha iyi olacağı şeylerden birisi... resimler düştüğünde, bir sabah kalktığında artık o kadını sevmediğinde, gazeteyi açıp savaşın patlak verdiğini okuduğunda, bir tren görüp onunla ayrılmak istediğinde, aynaya bakıp yaşlandığını fark ettiğinde, bir akşam, okyanusun ortasındayken, Bindokuzyüz... tabağının üzerinden gözlerimin içine bakıp...
If I save one kid from getting - -- from having his - -- totally - -- until it looks like the Lincoln Tunnel and he can't stand up for three weeks... then maybe all of this is worth something.
Bir çocuğu bile kurtarabilirsem eğer bunu herkese... hepsi Lincoln Tüneli'ne dönerler ve üç hafta bir yere oturamazlar umarım bu çabalar bir sonuç verir.
From the looks of things, Banks didn't even make it out of bed.
Belirtilere göre, Banks yatağından bile kalkmamış.
What's more, it looks like Sadler's gathering together martial artists from around the world in one of his labs.
Ve hepsi bu değil, görünüşe göre Sadler dünyanın her yerinden Uzakdoğu dövüşçülerini Labarotuarlarından birinde topluyor.
Looks like it's coming up from out of the ground.
Sanki topraktan çıkıyor.
'The first glimpses we got of how it looks on the surface were from the Russian pictures of small pieces of strange volcanic landscapes on Venus.
Venüs'ün yüzeyine dair ilk görüntüler, Rusların Venera serisinden gelen resimlerdir. Garip, volkanik bir yüzeyden küçük kesitler.
So somebody came out of the house and got on what looks to be a step down from a motorcycle and drove it across the lawn.
Demek biri evden çıktı. İze göre, motosiklete binmiş ve çimlerin üstünden gitmiş.