Gabby traduction Turc
894 traduction parallèle
- Watch things, Gabby. I'll get dressed.
- Burası sana emanet Gabby. Giyineyim.
That's where you're different, Gabby.
Ama sen farklısın Gabby.
You're gonna love me, Gabby.
Beni seveceksin Gabby.
- l took 5 bucks, Gabby.
- 5 dolar aldım Gabby.
Wouldn't you know it'd get changed into "Gabby"... ... by these sunbaked, ignorant desert rats.
Evet ama bu cahil çöl riyakarları onu "Gabby" yaptı.
- l love you, Gabby.
- Seni seviyorum Gabby.
Funny thing, Gabby. His life insurance for $ 5000 is made out to you.
Gabby, 5000 dolarlık hayat sigortasını sana bıraktı.
- Briefing in an hour, Gabby.
- Bir saat sonra toplantı, Gabby.
- Listen, Gabby.
- Dinle Gabby.
Gabby, take two men and set some charges in the radio shack.
Gabby, iki adam al ve radyo kulübesine patlayıcı yerleştir.
Okay, Gabby, it's a deal.
Tamam Gabby, anlaştık.
What you thinking about, Gabby?
Ne düşünüyorsun Gabby?
Gabby Gordon, the guy who purified all the stinking rivers in Burma.
Gabby Gordon, Burma'daki bütün kokuşmuş nehirleri temizleyen adam.
Gabby, take two men and dig in over there.
Gabby, iki adam al ve şuraya siper kaz.
Say, Gabby... do you really think we're going to get out of this?
Söylesene Gabby... gerçekten buradan kurtulacağımızı düşünüyor musun?
Gabby, Nebraska!
Gabby, Nebraska!
I jumped a signal and I got stopped by a gabby cop.
Bir trafik kuralını ihlal ettim diye geveze bir polis tarafından durduruldum.
Put it in your gabby mouth and keep it shut.
Onu boşboğaz ağzına tıka ve bir daha da sakın çıkarma.
- Told him what, little gabby?
- Ona ne söyledin küçük boşboğaz?
- For a moment, Gabby sits there...
- Gabby bir an orada oturur...
- Gabby?
- Gabby mi?
For a moment, Gabby sits there.
Gabby bir an orada oturur.
We keep the Bastille Day jazz, only this time we don't start on Gabby, we start on...
1 4 Temmuz hikayesi de kalsın, ama bu kez Gabby ile başlamıyoruz, Rick'le başlıyoruz.
Moving with the grace of ajungle cat, Rick approaches the table where Gabby is getting the brush-off from her actor.
Rick bir kaplan çevikliğiyle ilerleyerek Gabby'nin atlatılmakta olduğu masaya yaklaşır.
- To Gabby.
- Gabby'nin şerefine.
Some girls may let vampires nibble their necks on the first date, but not our Gabby.
Bazı kızlar hemen vampirlere enselerini kemirtebilir, ama Gabby yapmaz.
No, Gabby, you can't give in now.
Hayır, Gabby, teslim olma.
Rick and Gabby have demolished a glorious lunch and it's almost four o'clock, time for the car to arrive.
Rick ve Gabby nefis öğle yemeğini bitirmişler. Saat neredeyse dört, arabanın gelmesi gerek.
Rick and Gabby are sitting with brandy glasses before them.
Rick ve Gabby konyaklarıyla oturuyorlar.
Our Gabby happens to be that most reliable, steadfast, and you-cannot-miss-with-no-matter - how - badly-you-write-it character in all popular literature.
Gabby popüler edebiyat tarihindeki en güvenilir, yazar ne kadar kötü yazarsa yazsın her zaman en çekici olacak karakter.
And so my big magic-eyed Gabby, who came to Paris to... live,...
Ve Paris'e... yaşamaya gelen..... büyük, büyüleyici gözlü kızın...
Back I go behind the bars, matron in uniform once more, no longer Gabrielle or Gabby but simply... a number.
Yine içeri girip hapishane üniforması giyerim, Gabrielle ya Gabby değil yalnızca... bir numara olurum.
I can trust you, can't I, Gabby?
Sana güvenebilir miyim, Gabby?
Can I trust you, Gabby?
Sana güvenebilir miyim, Gabby?
Gabby, maybe, but I'm not...
Gabby, belki...
Rick and Gabby have been driving and driving and driving.
Rick ve Gabby hep araba sürmüşlerdir.
And now, darling, Rick and Gabby make their way to the elevator which will carry them and us to the inevitable party scene, so dear to the hearts of movie directors everywhere.
Ve şimdi, sevgilim, Rick'le Gabby asansöre doğru ilerler. Asansör onları ve bizi bütün yönetmenlerin bayıldığı o kaçınılmaz parti sahnesine götürecektir.
He could explain that now that he's met Gabby he's retiring from the liar-and-a-thief business, and then the Inspector might...
Gabby ile tanıştıktan sonra hırsızlıktan emekli olduğunu söyleyebilir, bunun üstüne komiser de...
Bunch of gabby old women gassing away, scaring each other.
Durmadan dedikodu yapıp birbirini korkutan dırdırcı yaşlı kadınlar.
I think we're all indebted to Gabby Johnson for clearly stating what needed to be said.
Söylenmesi gereken her şeyi açıkça ifade edecek... Geveze Johnson gibi birine ihtiyacımız varmış.
That's very nice, my Gabby but freedom for me means loving you!
Bu çok güzel olurdu, Gaby... ama benim için özgürlük sadece sen demek!
What's gotten into you, Gabby?
Sana ne oldu böyle, Gaby?
What's the matter, Gabby?
Sorun ne, Gabby?
Indulging in erotic art, Gabby?
Erotik sanata düşkün müsün, Gabby?
- Gabby?
- Gabby?
- Gabby or me, it's the same thing.
- Gabby ya da ben, ikisi de aynı kapıya çıkar.
Are you crazy, Gabby?
Sen delirdin mi, Gabby?
You mustn't play with fire, Gabby!
Ateşle oyun olmaz, Gaby!
Make love to me, Gabby!
Seviş benimle, Gabby!
Oh, Gabby...
Oh, Gabby....
It's Gabby.
Gabby'e geldim.