Gander traduction Turc
258 traduction parallèle
Everything that ever grew, the goose and the gander and the gosling too, the duck upon the water, when he feels that way too, says... "
Dişi kaz, erkek kaz ya da kaz yavrusu, vede sudaki ördek, büyüyen yetişen her şey canı çektiğinde söylüyor... "
And, Joe, there's something else I sure want you to get a gander at.
Joe, bakmanı istediğim bir şey daha var.
Take a gander inside and see if the manager's gone to dinner.
İçeri bir baksana yönetici yemeğe gitmiş mi.
Take a good gander.
İyi bakın.
I took a gander at this while you were out.
Sen baygınken şu rapora baktım.
Pete just gave you a gander at himself, before and after.
Pete'yi az önce gördün işte, öncesi... ve sonrası.
Have a gander at his record.
Kayıtlara bir baksana.
Yes, but first take a gander at this.
Olur. Önce şuna bir bak hele.
Now, let's cop a gander at the bill of sale.
Şimdi de satış belgelerini görelim!
Duke Milligan was about to take a gander at Nicky the Greek's hideout.
Dük Milligan, Yunan Nicky'nin gizlendiği yere göz atmak üzereydi.
He sure does gander, doesn't he?
Eminim ki o ahmağın teki, değil mi?
But pot liquor for the goose sometimes gags the gander.
Ama hiç gitmediğiniz yerleride, düşünmeniz gerek.
We took a gander at it.
Mektuba göz attık.
Get a gander of that face on the front page.
Ön sayfadaki aptal yüze bak.
Let's take a gander.
Haydi bir göz atalım.
I'm just gettin'a gander at the rest of your family.
Ailenin diğer üyelerini de bir göreyim dedim.
Come to take a gander?
Göz atmaya mı geldin?
Male bird : gander.
Erkek kuş, erkek kaz.
- Gander, goosy, goosy.
- Erkek ve dişi kazları.
Now take a gander at this!
Şimdi, şuna bir bakın!
After getting a gander at that, she has to slip back to bed.
Olaya bir göz attıktan sonra dönüp yatıyor.
Did you get a gander at that face, Danny?
Hiç yüzüne dikkatlice baktın mı?
I just want a gander.
Bir erkek kaz istiyorum.
The girls caught the guys ogling, and figured what's good for the gander is good for the goose.
Kızlar, erkekleri dikizlerken yakaladı. Erkek Kaz'a hoş gelen Dişi Kaz'a da hoş gelmeli diye düşündüler.
You can always take a gander at this one.
Ne zaman istersen buna bakabilirsin.
- Have a good gander about.
- Evet. - Görmek için bir fırsat olabilir.
Hey, Doc, have a gander at what I'm going to be gaining.
Evet doktor, ve karşılığında ne kazanacağıma bir bak.
So get a gander of a Yuletide yelp-yarn... that goes a little something like this :
Öyleyse... Noel çığlıkları atan bir hindi edinin şunun gibi birşey.
The husband just might want to take a gander.
Kocanız gelip bakmak isteyebilir.
Take a gander at them moccasins.
Şu makosenlere bakın hele.
We've stopped, and let's take a gander around and see which way we ought to head.
Durduk. Etrafa bir göz atalım ve ne taraftan gideceğimize bakalım.
Say, take a gander.
Say, şuna bir göz at.
But get a gander at my best socks.
Ama sen bir de benim çorabıma bak.
But before I walk out the door for the last time what's good for the goose is good for the gander.
Ama kapıdan çıkmadan önce son bir kez. Geyiklere zeval vermeyen göze de zeval etmezmiş.
- Take a gander.
- Bir bakın.
What is this, fellas? You give a broad a badge and she gets delusions of gander.
Kadın kısmına rozeti ver, hemen kaz gibi kabarır.
We can stick her in a trailer, drive her around... the South and charge two bits a gander.
Onu bir karavana bindirir, Güney'de gezdirir ve görmek isteyenlerden 25 sent alırız.
Take a gander into the seat next to you if you wanna see what your future looks like.
Eğer geleceğini görmek istiyorsan yandaki koltuğa bir göz at.
Well, take a gander into the seat next to you if you wanna see what your future looks like.
Sen de gelecekte neye benzeyeceğini görmek için yanındaki koltuğa bir bak bence.
What's good for the goose is good for the gander.
Kaz için uygun olan ördek için de uygundur.
Don't mind her. She's only an old gander.
Aldırmayın sadece yaşlı bir öğretmen.
Gander!
Öğretmen.
Gander!
Doğrucu!
You're called a gander.
Doğrucusun.
Am I called'the gander "?
Bana doğrucumu diyorlar?
Who calls me "'the gander "?
Kim bana doğrucu mu diyor?
You're another gander.
Sende mi doğrucusun?
That old bitch, the gander.
Lanet olası, doğrucu.
They should have a gander at that.
Ona bir bakmalilar.
That's the "what's good for the goose is good for the gander."
Bu "Kaz kafalı için ne iyiyse kaz için de iyi olan odur." durumu.
What the hell is a gander, anyway?
Ne kaz kafası, her neyse?