Gas money traduction Turc
264 traduction parallèle
I spent most of our gas money.
Gaz paramızı harcadım.
Oil money, gas money, wheat money.
Petrol, doğal gaz ve buğdaydan gelen para.
You got gas money?
Benzin paran var mı?
And plus, we are needing gas money.
Ve artı, gaz için paraya ihtiyacımız var.
How about some gas money?
Benzin parasını verecek misin?
The gas money give out in Gurnee.
Benzin parası Gurnee'de bitti.
By the way, Shelly. I'm a little low on gas money.
Benzin parası konusunda biraz dardayım.
You know, I don't think we have enough gas money.
Benzin için yeterince paramız olduğunu sanmıyorum.
All I know is that he was an Arizona real-estate hustler... who barely had enough gas money to come and pick up his fucking check.
Tek bildiğim, çeki almaya gelmek için... benzin parasını zar zor denkleştiren Arizona'lı bir emlakçi olduğuydu.
He only gives me gas money.
O bana sadece benzin parası verir.
He'll give us gas money.
Bize benzin parası verecektir.
Gas money, she called it.
Benzin parası olduğunu söyledi.
You gonna give me gas money?
Cebinde 5 doların var mı da?
It'll save me gas money.
benzin paramdan tasarruf ederim.
Even if we do get it, we're gonna need some serious gas money...'cause the cruiser's a boat.
Arabayı alsak bile [br] benzin parasına ihtiyacımız olacak...'çünkü cruiser bir bot.
Jackie's good for gas money.
Jackie benzi parası için harika.
Okay, I've got my gas money.
Tamam, benzin param var.
No, Eric, we're not going to take your gas money.
Hayır Eric, benzin paranı almayacağız.
You know, I could probably use some gas money.
Biliyomusunuz, Ben de biraz benzin parası alabilirim.
- Can I have some gas money?
- Benzin parası alabilir miyim?
About that gas money.
Benzin parasına dönsek.
Listen, I know you need gas money for Saturday night.
Cumartesi gecesi için benzin parasına ihtiyacın olduğunu biliyorum.
Do that, and you got yourself gas money.
Bunları yaparsan, benzin parası senindir.
That's gas money, Ray.
Bu yakıt parası, Ray.
Listen, we've got gas money.
Dinle, Benzin paramız var.
She had to give him gas money to make him do it.
Hatta bunu kabul ettirmek için ona para verdiğimi anlatırsın!
I had to sell it for gas money.
Benzin alabilmek için sattım.
- Gas money.
- Yakıt parası.
I done told you that. I akes gas money o go places.
- Bir yerlere gidebilmek için benzin parası gerekir.
How about my gas card? My money?
Benzin kartıma ne dersin?
Ah, eh, you have to lend me some money for gas, all the riding has made me run out of gas completely.
Bu arada, benzin için senden borç almalıyım, tüm bu yolculuk depoyu kuruttu.
I haven't got enough money for gas.
Benzin için yeterince param yok.
- Money for the gas pump?
- Benzin pompasının parası?
I had to save my money for the gas station.
Benzin istasyonu için para biriktirmeliyim.
After the gas station makes back its money, then I'll have a maid.
Benzin istasyonunun parasını çıkarttıktan sonra, bir hizmetçi tutacağım.
2 dollars and money for gas.
2 dolar ve benzin parası.
All we need is gas money.
Sadece benzin parası lazım.
I was supposed to give some money to my brother and he works in that gas station over there.
Erkek kardeşime biraz para vermem lazımdı... şuradaki benzin istasyonunda çalışıyor.
We've got a tank full of gas and a trunk full of money.
Depo dolusu benzinimiz ve bagaj dolusu paramız var.
I think you mean where I found you knocking off gas stations for beer money.
Galiba, benim seni bıraktığım nokta demek istiyorsun. Benzin istasyonuna saldırdığın zaman. Sakin ol.
Do you need any pocket change or any money for gas?
Harçlığa ihtiyacın var mı? Ya da benzin parası filan?
Mama took the money that she made in the oil wells, and she sunk it into gas pumps.
Annem parayı petrol kuyularından alıp benzin pompalarına yatırdı.
There's a gas station up the road a few miles, maybe we can get some money for it.
Yolun ilerisinde bir benzinci var. Belki karşılığında biraz para alırız.
And where would I get the money to pay for gas?
Ayrıca benzin parasını nereden bulacağım?
When I've got money to put gas in her, she does.
Depoya benzin koyacak param olduğunda işliyor.
They money we gave him will pay for half his gas!
Gaz parasının yarısını ödemem için parayı geri verdiler.
I need money to buy gas so I can get out of this place.
Benzin almak için paraya ihtiyacım var. Buradan gidebilmem için.
You give me money for gas and I'll take you back.
Sen benzin parasını ver, ben de seni geri götüreyim.
I know he's not too old, and the family money comes from the gas and oil business.
Çok yaşlı değil ve ailesinin parası petrol ve doğalgazdan geliyor.
We'll buy gas with the money I bring from him.
Ondan aldığım parayla benzin alacağız.
450 mile to Danver. Quarter tank of gas, and no money.
Danver'a 700 kilometre yol var, depo çeyrekte ve para yok.
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
moneybags 16
money first 26
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
moneypenny 26
money talks 25
moneybags 16
money first 26
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67