Geese traduction Turc
582 traduction parallèle
The market was good for geese.
Market kızlar için güzeldi.
People are asking for Hutterite geese.
İnsanlar Hutterite kızlarını beğeniyor.
Geese are flying to lake where river starts.
Kazlar nehrin başladığı yere uçuyor.
Geese not in hurry like Boy.
Kazların Çocuk kadar acelesi olmamak.
Tarzan wanna see Boy shoot leader of geese.
Tarzan, Çocuk'un kazların liderine ateş ettiğini görmek istemek.
How would you like to be the Statue of Liberty in the morning and in the afternoon, fly south with a flock of geese?
Sabahleyin Özgürlük Anıtı olmaya... öğleden sonra ise... bir kaz sürüsü ile güneye uçmaya ne dersin?
There is ten thousand- - / Geese, villain!
Onbinlerce... - Onbinlerce ne, kaz mı?
In those days in which Nils Holgersson flew with the geese... there was a wild duck in the lake.
" Bir yılda dört mevsim vardır. İlkbahar, yaz, sonbahar, kış. Baharda her şey canlanır.
It'd be hard to believe Al took after some wild geese.
Al'ın dışarıda avarelik yaptığına inanmak epey güç.
Geese we're looking for are pretty wild.
Tüm vaktimi bu haydutlara vakfettim.
I'm too old to chase wild geese
Budalalar gibi koşuşturmak için fazla yaşlıyım.
The children who don't take this medicine turn into geese
Bu ilacı içmeyen çocuklar birer kaz olacak.
If they let us stay, they're gone geese.
Kalmamıza izin verirlerse, aptallık ederler.
You're thinking of geese, if you'll pardon the correction, Poison Paul.
Senin söylediğin kazlar, eğer düzeltmemi bağışlarsan, Poison Paul.
Geese on a wild-goose chase.
Yaban kazı yarışındaki kazlar.
Karen, send two geese over to the doctor at Christmas.
Karen, Noel'de doktora iki kaz gönder.
Quiet, you chattering geese.
Kes sesini geveze kaz.
Keep your big feet out of my geese!
Kazlarıma dikkat et!
Already the wild geese are flying south.
Yaban kazları güneye uçamaya başladı bile.
The geese call out as they cross the southern skies
"Kaz sürüsü..." "... güneye doğru uçuyor. "
The geese fly away
"Kazlar uzaklara uçuyor."
Because you didn't for a moment, for a single moment, follow this dirty ballet for geese, this abominable thing, that thinks of itself as if and which really is a genuine cultural contribution, expressed imaginatively, an experience of special quality.
Çünkü bir kere bile... Bir kere bile bu saçmalığa,... kültürel bir katkı olduğu söylenen, ... bu berbat baleye kendinizi kaptırmadınız.
You ain't gonna let no skein of geese scare you?
Artık kaz sürüleri görünce ürkmemeyi öğrenmen gerek.
Move the geese!
Kazları taşıyın!
And anyone who thinks otherwise hasn't got the sense that God gave geese!
Ve bunun aksini düşünen insanda, bir kaz kadar bile akıl yok demektir.
Get inside, you silly little geese.
Evet, lütfen baba! Tamam, içeri geçin küçük şapşallar.
Look what you and these geese got!
Gördün mü siz kazkafalıların hâlini!
As a kid, I loved watching geese.
Çocukken kazları seyretmeye bayılırdım.
Geese, I adore.
Kazları severim.
Or what about them geese they got back in Europe?
Ya Avrupa'da kazlara yapılana ne demeli?
Only the wild geese, they're like people, see?
Yalnızca vahşi geyikler insan gibi davranırmış.
Wild geese that fly With the moon on their wings
Ayı kanatlarına almış Uçan yabani kazlar
He hobbled off, pursued by geese and met a priest who mistook him for a woman and dragged him into the bushes.
Topallarken, kazlar peşinde bir rahibe rastlamış ve rahip onu bir kadın için çalıların arasına çekmiş.
I don't usually steal geese. And then the neighbor came.
Genelde kaz çalmam, sonra komşu geldi.
Wouldn't you prefer breeding geese?
Kazları beslemeyi tercih etmez misin?
These geese are smart.
Bu kazlar çok akıllılar.
Julia blended with the geese, so her parents couldn't know, she's getting near of their house.
Julia'yı kaz kamyonu ile götürüyordum. Böylece ailesi onları takip ettiğimizi anlayamayacaktı.
I don't want to tend geese all my life.
Hayatım boyunca kazlarla uğraşamam
Has Mirta plucked the geese yet?
Mirta kazların tüylerini yoldu mu?
These geese are well-taken care of.
Bu kazlara çok iyi bakıldı.
Mother, you know very well that geese always grow new feathers.
Ana sen de biliyorsun ki kazların tüyleri yine uzar.
- Did you see those under-nourished geese?
Kazların cılızlığını gördün mü?
They're quality church geese.
Bunlar kaliteli kilise kazı.
Who owns this flock of geese? - The one up front.
Öndeki sürünün sahibi kim?
She only tends the geese.
O sadece kazlara bakıyor.
Pretty geese! Pretty geese!
Cici kaz, güzel kaz!
Pretty geese!
Güzel kazlarım!
It says : "The geese will die of the plague. It is spreading."
Veba yayılıyor, kazlar ölecek diyor.
If you have the money, take the geese.
Paran varsa kazları alırsın.
[Geese Quacking] There they are, sir.
İşte oradalar, efendim.
No more flocks of wild geese!
Yaban kazı sürüleri olmayacak!