Genocide traduction Turc
544 traduction parallèle
It's genocide!
Bu bir soykırım!
It was Kindler who conceived the theory of genocide, mass depopulation of conquered countries.
Soykırım teorisini uygulayan Kindler'dı. Yendikleri ülkenin halkını yok etmek.
Nazism, bringing a resurgence of torture and genocide from the distant past.
Nazizm, eski çağlardan kalan işkence ve soykırım yöntemlerini yeniden canlandırdı.
Latin America is the theatre of a silent escalation devoted to genocide.
Latin Amerika soykırıma bağlı sessiz bir gerginlik tırmanışının tiyatro alanı sanki.
Genocide for my people is your utopia!
Halkımın soykırımı senin ütopyandı!
You see, the near genocide of the Indian...
BiIirsiniz, KzIderiIi soykrmndan bahsediyorum...
- Near genocide.
- Soykrm.
What about some new kick like genocide, napalm warfare?
Peki ya soykırım, emperyalizm, napalm?
Genocide is immoral lmperialism is immoral
Soykırım ahlaksızlıktır Emperyalizm ahlaksızlıktır
And this war became a war of genocide.
Ve bu savaş bir katliama dönüştü.
Only a debased culture could perpetrate such genocide.
Sadece yoldan çıkmış bir kültür, böyle bir soykırımı yapabilir.
The other thing was I was referring to little crimes we don't worry about in this country, like padding your income tax, cheating on the expense account, and genocide.
Yani Klan esprisiydi. Bahsettiğim diğer konu da bu ülkede gelir vergisinin şişirilmesi gider hesabında sahtecilik, soykırım gibi pek dert etmediğimiz küçük suçlardı.
So they told me I had a choice, they said you can either have the Wallace joke or the genocide joke, but you can't have both.
O yüzden tek bir seçeneğin var ya Wallace ya da katliam esprisini yap dediler.
So I said take out the Wallace, give me the genocide.
İkisi birden seçemezmişim. Ben de Wallace'ı alın, katliamı bırakın dedim.
Dylan and Teddy poured pig's blood in assembly to protest the Rwandan genocide or whatever it was called, okay?
Dylan ve Teddy, Ruanda'daki soykırım ya da her neyse protesto etmek için her yere domuz kanı dökmüşlerdi, tamam mı?
No, it's worse, it's genocide.
Hayır, daha da kötüsü, bu soykırım.
But in the situation of a genocide, when a tyrant decides to kill 5-6 millions people... he needs to have 1 millions accomplices, murderers...
Ama bir soykırımı ele alacak olursak zalim bir hükümdar 5-6 milyon insanı öldürmeye karar verdiğinde 1 milyon suç ortağına, katile ihtiyaç duyar.
And anguish stops at nothing, neither murder... nor genocide... nor war... in the case of social groups.
Sosyal gruplar söz konusu olunca ıstırap engel tanımaz, ne cinayet ne soykırım... ne de savaş.
The Genocide Express.
Soykırıma uğradılar.
You were guilty of crimes against humanity, genocide... and, yes, cannibalism.
İnsanlığa karşı suçlar işledin. Soykırım... ve tabii ki yamyamlık.
I'm the new minister in charge of religious genocide.
Yeni "Dini Katliamdan Sorumlu Devlet Bakanı" nız benim.
Genocide.
Soykırım.
Society in which neither exploitation nor genocide is known.
Toplum soykırımın ne olduğunu bilmiyor.
Blood has flowed for four years in genocide.
Soykırımın kanı dört yıl boyunca aktı.
I see it as genocide.
Bana göre de bir soykırım.
anarchy, genocide, starvation.
Anarşi, katliam, açlık.
You committing genocide on your people with your fancy suits and cars.
Şık giysi, arabalarla kendi insanlarına soykırım uygularsın.
Civilizer or agent of genocide?
Medeniyet getirici mi yoksa katliam yapan biri mi?
Beta accuses them of intentionally courting genocide.
Beta onları kasten soykırım yapmakla suçluyor.
Ever heard of the word "genocide"?
Hiç "katliam" kelimesini duydun mu?
Have you ever heard of genocide?
Hiç katliam nedir duydun mu?
And from then on, it was a drum beat, a chorus of genocide.
... ve insanlığın hayatta kalması için gereklidir.
So therefore, by suppressing the facts, the media are making a major contribution to some of... probably the worst act of genocide since the Holocaust. You say that what the media do is to ignore certain kinds of atrocities that are committed by us and our friends, and to play up enormously atrocities that are committed by them and our enemies.
İnsanların birbirleriyle konuşması, onları diğer bütün biyolojik sistemlerden ayıran yaratıcılıklarının yansıması ve insanlığın bu köklü özellikleri beni çok cezbediyor.
Millions higher, maybe as many as ten million higher than was claimed. That they had an advanced civilisation, and that there was something akin to genocide that took place. Now, we went through 200 years of our history without facing that fact.
Spor, insanları, onların yaşamları için asıl önemli olan konulardan ve ne yaptıkları üzerine düşünmekten ve endişelenmekten alıkoyar.
Nothing justifies genocide.
Hiç bir şey soykırımını aklamaz.
What you call genocide, I call a day's work.
Senin soykırım dediğin şeye, ben günlük işler derim.
Junior vice president in charge of genocide?
Bu katliamın sorumlusu küçük başkan yardımcısı mı?
That's racial genocide. Look, pal, the whole world has been watching what's been going on around here.
Bak arkadas, bütün dünya burda olanlari seyrediyor!
You're offering genocide for profit.
Kazanç karşılığında soykırım sunuyorsun.
Murder, rape, genocide, torture, global catastrophes!
Cinayet, tecavüz, soykırım, işkence, küresel felaketler.
They commit genocide over the entire Serbian people, and I sit by calmly, damn their mercenary souls!
Sırp halkını yok etmek istiyorlar ve ben sakince oturuyorum, onların çıkarcı ruhlarına lanet olsun!
Don't tell me you'd object to a little genocide in the name of self-defense.
Sakın bana, kendini savunmak için biraz soykırıma karşı çıkıyorum deme.
Bring back the old Soviet Empire under a flag of genocide?
Bir soykırım bayrağı altında eski Sovyet imparatorluğunu bir araya getirecektir.
And support the mad campaign of botanical genocide that grips this country every December?
Her Aralık ayında ülkede esen bitki katliamına mı katılalım?
This is genocide.
Bu soykırım.
Killing murderers is genocide.
Katilleri öldürmek soykırım.
You're trying to rationalize genocide.
Soykırıma kılıf uydurmayı deniyorsun.
This is genocide :
Bu bir katliam :
Peter Jennings Reporting From The Killing Fields. Thursday. I mean, the great act of genocide in the modern period is Pol Pot.
Çevre hareketleri 70lerde, 3. dünya dayanışma hareketi de 60larda Vietnam'la sınırlı olarak başladı. 60larda yine öğrenci hareketi olarak bilinen oluşum Amerika'nın yaygın eğilimi.
I mean, they have real complicity in genocide in this case.
Benim çalıştığım alanın sonuçları tam tersi yönde.
In a sideshow, Cambodian society was destroyed and mass genocide resulted.
20.