English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Gestapo

Gestapo traduction Turc

772 traduction parallèle
I have to report that on instructions from Gestapo headquarters... I successfully made contact with the woman Bomasch... in Concentration Camp Number Four, Reichsprotektorat of Bohemia.
Gestapo karargâhından aldığım emirler doğrultusunda Bomasch adlı kadınla Bohemya Protektorası'ndaki 4 numaralı toplama kampında başarıyla irtibata geçtim.
You Gestapo fellows must want a job.
Siz Gestapoların işi gücü yok mu?
The Gestapo man downstairs will let us pass and then...
Aşağıdaki Gestapolar otelden ayrılmamıza izin verecek...
The place is absolutely crawling with Gestapo.
Her yer Gestapo kaynıyor.
That Gestapo fellow's there too.
Gestapo da içeride.
Members of the Gestapo are frequently asked to perform duties... which others find too objectionable.
Gestapo üyeleri sıklıkla başkalarının sorgulayacağı görevleri yerine getirir.
I was telephoning and got on the other chap's line... you know, that Gestapo fellow.
Telefon ederken şu Gestapo'nun hattına girmişim.
I don't propose to waste the time of the Gestapo denying it.
Söylediklerini inkar edip zaman harcamak istemiyorum.
Our man's got a Gestapo officer watching him. Hmm.
Bizim adamın yanında Gestapo subayı olacak.
- Gestapo headquarters at Munich. - Oh.
Münih'teki Gestapo Karargâhından.
And that's more than you with your Gestapo and your storm troopers and your Aryan bourgeois. Aw, nuts.
Ve bu senden de sizin teşkilatınızdan da saldırılarınızdan da burjuvalarınızdan da daha değerlidir.
The gestapo are a pack of -
Gestapo'da sürüyle.
I should hesitate to question the efficiency... of the gestapo agent... who claims to be holding Thorndike.
Thorndike'ı alıkoymaya ısrar eden gestapo ajanının verimliliği konusunda tereddütlüyüm.
In that case, I shall imitate their gestapo and become invisible myself.
Bu durumda, gestapolarını taklit ederek, görünmez olmalıyım.
Gestapo spank.
Gestapo'nun emri.
You overestimate the influence of the Gestapo.
Gestapo'nun etkisini abartıyorsun.
It's the Gestapo.
Gestapoymuş.
But the Gestapo were waiting for him.
Ama onu Gestapo bekliyordu.
If the Gestapo found out I was his wife, it'd be dangerous for me and for those working with us.
Gestapo, onun karısı olduğumu bilseydi, benim ve bizimle çalışanlar için tehlikeli olurdu.
I knew you wouldn't have left and the Gestapo would have caught you, so I...
Anlatsaydım, sen de gitmezdin ve Gestapo seni yakalardı, ben de...
And the Gestapo has been fooled?
- Gestapo da yemi yutar mı?
The Gestapo was close on our heels.
Gestapo ensemizdeydi.
This is not a duel of intellects or the cruel but single-minded Gestapo killer.
Bu, zekaların savaşı ya da sert ama küt kafalı Gestapo katilleri meselesi değil.
It all started in the General Headquarters of the Gestapo in Berlin.
Her şey, Berlin'deki Gestapo merkezinde başladı.
If they fall into the hands of the Gestapo... they can take reprisals against all the families.
Eğer adresler Gestapo'nun ellerine düşerse tüm bu ailelere karşı bir misilleme yapabilirler.
If he delivers them... to the Gestapo instead of the underground... it means, not only the death of hundreds of people... but the destruction of our organization in Eastern Europe. Of course.
Eğer onları örgütler yerine Gestapo'ya iletirse bu sadece yüzlerce insanın ölümü değil Doğu Avrupa'daki örgütlenmemizin de yıkımı anlamına gelir.
10 : 00 tomorrow morning at Gestapo Headquarters... unless I hear from you tonight.
Bu gece konuşmazsak, yarın sabah saat 10'da Gestapo merkezinde.
There's still a chance, Siletsky hasn't seen the Gestapo.
O zaman her şey bitti. Hala şansımız var, Siletsky, Gestapo'yla yarın görüşecek.
I'm going to meet Herr Siletsky at Gestapo Headquarters.
Gestapo Merkezi'nde, Bay Siletsky ile buluşacağım.
Gestapo is so busy these days, I'm sure they'll be glad to get rid of me.
Gestapo bu günlerde bayağı meşgul, beni başlarından atacaklarına memnun olacaklar.
May I say, my dear Colonel, that it's good to breathe the air of the Gestapo again.
Sevgili albay, Gestapo'nun havasını yeniden solumanın ne kadar iyi olduğunu söylemem lazım.
You see, my Gestapo men are very efficient.
Gördüğünüz gibi Gestapo'larım oldukça faydalı.
You, a Gestapo man, bringing a message to a Polish woman from the enemy.
Siz, bir Gestapo yandaşı, düşmandan Polonyalı kadına mesaj iletiyorsunuz.
And I'm going to find out if I have to mobilize the whole Gestapo.
Bütün Gestapo'yu seferber etmem gerekse bile bunu bulacağım.
I've been with the Gestapo so long...
O kadar uzun süredir Gestapo ile beraberim ki...
Here the whole Gestapo has been working for a long time, day and night... trying to find out every little thing about everybody... and I arrive, and in a few hours I find the most attractive lady in town.
Tüm Gestapo, uzun süredir, herkes hakkında en ufak şeyleri bile öğrenmek için geceli gündüzlü çalışıyor. Buraya geliyorum ve bir kaç saat içinde şehirdeki en güzel bayanı buluyorum.
Mrs. Tura has nothing to hide from the Gestapo... but she has one tiny little secret.
Bayan Tura'nın, Gestapo'dan saklayacak hiç bir şeyi yok. Ama sadece küçük bir sırrı var.
That's unimportant now, don't you realize... you're going into the hands of the Gestapo?
Bunun şu an önemi yok, ama doğruca Gestapo'nun ellerine gittiğinin farkında değil misin?
I can't tell you how happy I am to breathe the air of the Gestapo again.
Tekrardan Gestapo'nun havasını soluduğum için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
That means we need a confusion, a commotion among the Gestapo.
Yani Gestapo'nun içinde bir karmaşa, bir karışıklığa ihtiyacımız var.
I have started a commotion on every Gestapo man I've met.
Tanıştığım her Gestapo'da bir heyecan yarattım.
Mrs. Tura, consider yourself in the arms of the Gestapo.
Bayan Tura, kendinizi Gestapo'nun kollarındaymış gibi düşünün.
They stand between me and the Gestapo.
Benimle Gestapo arasında duruyorlar.
The munitions factory in Czechoslovakia... will be put in the hands of the Gestapo.
Çekoslavakya'daki mühimmat fabrikaları... Gestapo'ya teslim edilecek.
For those who failed to understand his Excellence's last remarks... the entire Czech armament production... is now transferred to my authority, under the Gestapo.
Anlamayanlar için Ekselanslarının son uyarısı... Çeklerin tüm silah üretimi... artık benim idareme transfer edilmiştir. Gestapo kontrolünde.
F reports it G and G stands for Gestapo.
F, G'ye rapor eder G de Gestapo'dur.
According to the Gestapo, they belong to a car that was burned... last October.
Gestapo'ya göre, onlar geçen Ekim'de.yanan... bir araca ait.
You will talk to the Gestapo.
Bunu Gestapo'ya anlatırsın.
Curious on what the Gestapo may have... on file on the honorable brewer Czaka.
Onurlu bira yapımcısı Czaka hakkında... Gestapo'nun bilgilerini merak ediyorsun.
Gestapo.
Gestapo.
It is reliably reported that the Gestapo have a definite clue...
Güvenilir bir kaynağa göre Gestapo'nun elinde...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]