Gesture traduction Turc
2,290 traduction parallèle
Such a magnanimous gesture.
Asilce bir jest gibi.
Mm-hmm. When I came to your loft and I brought you a zima and I made a sweet gesture to repair our friendship?
Elimde şarapla senin tavan arana gelip arkadaşlığımızı düzeltmek için sevimli davrandığım zaman mı?
It's such a big gesture.
Bu büyük bir jest oldu.
It's a huge gesture.
Hem de çok büyük bir jest.
Well, I'm not going to lie, Barb. It was a huge gesture.
Doğrusunu söylemek gerekirse Barb, bu çok büyük bir jest oldu.
I know I just made a huge gesture by giving you Ritchie's bassinet, but it turns out I'm not really ready to give it up, so I'd like to have it back, but I'd still like to have credit
Ritchie'nin beşiğini sana vererek çok büyük bir jest yaptığımı biliyorum ama onu vermeye hazır olmadığımı anladım ve onu geri istiyorum.
for making the huge gesture.
Ama yine büyük bir jest yapma ihtimalim var.
But you still gecredit for the gesture.
Ama yine bir jest yapabilirsin.
I may have encouraged him to make a gesture, but throwing a whole wedding was his idea.
Be-ben bir jest yapması için onu cesaretlendirmiş olabilirim. Fakat tüm bir düğünü düzenlemek onun fikriydi.
And it is Erin's and my three-week anniversary, so perfect storm for a romantic gesture.
Erin'le benim de üçüncü haftamız. Romantik bir jest için, mükemmel bir fırsat.
So perfect storm for a romantic gesture.
Romantik bir jest için, mükemmel bir fırsat.
It's a supplicant gesture suggesting a guilty conscience.
Avuçlarını gösteriyorsun. Bu yalvaran el işaretleri anlamına geliyor. Suçlu bir bilincin göstergesi.
You know, maybe I was right about the supplicant palm gesture.
Belki bir adım geri gelip... Muhtemelen avuç içi işaretleriyle ilgili haklıydım.
What the hell, is this a family gesture?
- Bu da ne böyle? Bir nevi aile hareketi mi?
Geiss fights off buyout, keeps company intact, Makes this gesture.
Geiss satışa karşı savaşıyor, şirketi bir arada tutuyor, bu el hareketini yapıyor.
Consider it a gesture of respect for your valuable contributions to the business thus far.
Bunu, geçmişteki işlerinize olan değerli katkından dolayı bir saygı muamalesi olarak gör.
Well, it was a gesture we hope will be useful.
Faydalı olacağını düşündüğümüz bir iyi niyet gösterisi oldu.
And I appreciate the gesture.
Jestin için teşekkür ederim.
Finding Katherine was just a mere gesture of kindness.
Katherine bulma sözüm, iyilik göstergesiydi.
We need to make a gesture to KIeiber so they don't lose face. A small matter to show our goodwill.
İhitiyacımız olan onların yüzlerini güldürecek ve iyi niyetimizin göstergesi olacak bir jest yapmak.
What, this was a grand gesture.
- Bu büyük bir jest olurdu.
It was a lovely gesture.
Çok hoş bir jest.
It's a symbolic gesture of some kind.
Bir tür simgesel bir işaret.
I appreciate the gesture, and I'm not proud of how I'm feeling right now, but the fact is, you cheated on me.
Jestin için teşekkür ederim. Şu anki durumumla övünüyor da değilim. Ama beni aldattın.
Somebody has to make the first gesture.
Birinin ilk jesti yapması lazım.
I appreciate the gesture, but it's gonna take a lot more than 30 cents.
Jestin için teşekkür ederim, ama 30 sentten fazlasına ihtiyacımız var.
But the Senator must have his visit marked by a gesture of magnanimity.
Ama Senatör'ün gelişi bir merhamet jestiyle taçlandırılmalı.
Gesture to dee... "
"DJ'e doğru dön..."
I realize that what I'm about to do right now might come across as being some kind of insane gesture or maybe a completely insane gesture, but because I am in fact saying, and I am certain that
Yapmak üzere olduğum şey size delilik göstergesi gibi gelebilir. Hatta gibisi bile fazla. Ne var ki ben Daniel Shaw'ın Bilgisayar olduğundan eminim.
Coach, I really appreciate the gesture.
Koç, bu kıyağınıza gerçekten teşekkür ederim.
Here, let me call... okay, listen, I appreciate the gesture, but you don't know Serena Van Der Woodsen.
Arayayım... Tamam, hareketini takdir ediyorum, ama Serena van der Woodsen'i tanımıyorsun.
As an additional gesture of trust, Chuck, I would like to invite you to my birthday party this evening.
Ek bir güven göstergesi olarak Chuck seni bu geceki doğum günü partime davet etmek istiyorum.
The big romantic gesture showed the hedonist has a heart.
Büyük romantik jest, hedonistin kalbi olduğunu gösterdi.
Consider it a kind gesture from a stranger.
Bir yabancıdan hediye olarak kabul et.
- It's a grand gesture.
- Büyük bir jest ama bu.
It's not surprising that some form of her... even the slightest gesture or detail... might show up in your dream.
Onu çok silik bir detay veya bir hareketle de olsa rüyanda bir şekilde ortaya çıkması şaşırtıcı olmazdı.
Well... after he's done business for so long in Foshan, this could probably be his gesture of retuning a favor
Şey... o kadar da uzun süre iş bitti sonra Foshan,
[Laughs] Claire, consider this a grand gesture of my love.
Claire, bunu aşkımın göstergesi olarak düşün.
But swearing seems to have proven a hollow gesture.
Ama yemin etmenin ne kadar boş bir hareket olduğunu anladım.
Very nice gesture.
Bay Gold?
They're making this gesture.
Jestler yapıyorlar.
It will be quick and beautiful, A gesture of love.
Hızlı ve acısız olacak aşk gibi.
You led the King by word and gesture to love you, concealing your contract with Francis Dereham to the peril of the King and his children begotten by you.
Sözleriniz ve hareketlerinizle, Kral'ın sizi sevmesini sağlayıp, Francis Dereham ile olan sözünüzü gizleyerek, Kral'ın sizden doğması mümkün çocuklarının kanuni durumunu riske attınız.
People from some Latin cultures kiss their thumbs and then flick them as a swearing gesture.
Latin kültürlerden bazılarında insanlar baş parmaklarını öper yemin eder gibi.
I'm sure they'd be willing to make a deal if you show'em some good faith, a gesture, you know?
İyi niyet gösterisi, bir jest yaparsanız eminim iyi bir anlaşma yapmak isteyeceklerdir.
It's a nice gesture, keeping it in the family.
Aile yadigârına sahip çıkmak, güzel bir davranış.
Uh, appreciate the gesture, McNally, but we need someone with more experience.
Hayır, kalsın. Bu tavrını takdir ediyorum, McNally ama bize daha tecrübeli biri lazım.
A lovely gesture.
Güzel bir jest.
That's a wonderful gesture, and a Noble one, but you need to know something... if you give him a kidney, your basketball career is over.
Çok düşünceli ve soylu bir hareket ama bilmen gereken bir şey var. Eğer ona böbreklerinden birini verirsen basketbol hayatın biter.
This is my gesture.
Bak bu hareketi ben yaparım.
Generous gesture.
Cömert bir jest.