Get that away from me traduction Turc
263 traduction parallèle
Get that away from me.
- Kes şunu!
Get that away from me.
Çek şunu gözümün önünden.
Please, get that away from me.
Lütfen, onu benden uzaklaştır.
- Get that away from me, or I'll smack it off.
- Çek şunu gözümün önünden, çakıcam bi tane şimdi.
- Get that away from me!
- Uzak tut şunu benden!
Get that away from me.
Uzak tut onu benden.
Get that away from me.
Koklasana. Şunu benden uzak tut.
Get that away from me.
Onu benden uzak tut.
If I see that you're turning away from me even in the least... I won't show you any mercy. I will just get rid of you.
Biraz bile bocalarsan ardıma bile bakmadan seni boşarım.
- Get away from me with that!
- Onu benden uzak tut!
With this money I can get away from every rotten thing that makes me think of this place or you!
Bu parayla, bana burayı veya seni hatırlatan her şeyden kaçabilirim!
That's it, isn't it? You want to get away from me because I'm all washed up.
Mahvolduğum için benden uzaklaşmak istiyorsun.
Get that snake away from me.
Şu yılanı uzak tut benden.
Get that cigar away from me.
Bekle, bekle, dikkat et, gittiğin yere...
Get that cigar away from me!
Bekle, bekle, bekle, şimdi bak. Kavga etmek istiyorsan, dışarı çıkalım.
Look. - Get that thing away from me!
- Benden uzak o şeyi!
Get that ferocious beast away from me.
Bu acımasız canavarı benden uzak tutun.
I don't intend to let that gold get away from me.
Altını benden almalarına izin verecek değilim.
I was trying to get away from a world that I had known, because I don't think it was very good for me, and I found myself looking up its ass...
Bildiğim bir dünyadan kaçmaya çalışıyordum, çünkü bence benim için çok iyi değildi, ve kendimi o hayatın kıçına bakar halde buldum.
Damn, get that horse away from me!
Lânet olsun, şunu benden uzak tutun!
That son of a bitch jumped off the cliff to get away from me.
O şerefsiz piç benden kaçabilmek için falezden aşağıya atladı.
People say that Tiberius didn't mind being banished because he was glad to get away from me. But that wasn't it.
Tiberius'un sürgün edilmekten rahatsız olmadığını çünkü benden uzak kalmaktan memnun olduğunu söylüyorlar.
Get away from me with that deformed worm!
Şu şekli bozuk solucanı benden uzak tut!
Seems to me like you all were in such a hopped up hurry To get out of the city that you turned your kids Into exactly what you were trying to get away from.
Bence şehirden ayrılmamız için öyle çok acele içindeydiniz ki çocuklarınız tam olarak uzaklaştırmak istediğiniz şey oldu.
( rider ) Get that car away from me.
Şu arabayı benden uzak tut.
Get that thing away from me!
Çek şu şeyi diyorum.
Get away from me with that thing!
Çek o şeyi üzerimden!
It took me a really long time to get her away from that way of thinking, It took me many years, and that`s why it was very hard for me to go into her room and find these books under her bed, knowing you had gotten them.
Onu öyle düşünmekten vazgeçirmem gerçekten çok zamanımı aldı senelerimi aldı, ve bu yüzdendir ki onun odasında, yatağının altında senin ona temin ettiğin bu kitapları bulmak benim çok zoruma gidiyor
- You get that girl away from me.
- Kızı benden uzak tut.
It was me who got you a parole to get you away from that Arkansas prison farm or you'd still be rotting there.
Arkansas'ta seni hapishaneden kurtaran şartlı tahliyeyi sağlayan da bendim. Yoksa hâlâ orada çürüyor olacaktın.
What happened? ! Get that cigar away from me!
Çek şu puroyu yüzümden.
- Get that thing away from me.
- Şu şeyi benden uzak tutun.
And that's to get you the fuck away from me!
Bana bir hedef verdin. Ve bu da seni kendimden uzak tutmak!
Get away from me with that, you piece of shit!
Benden uzak dur!
Get that thing away from me.
O şeyi benden uzak tut.
I knew I had to get that book as far away from me as I possibly could.
O defteri kendimden olabildiğince uzağa göndermem gerekiyordu.
Get that thing away from me.
Bu şeyi uzaklaştırın benden.
Get away from me with that cloth!
Şu bezi benden uzak tut.
She said that he held a gutting knife to her stomach and he told her, "You won't get away from me twice."
Karnına keskin bir bıçak dayamış ve "benden ikinci kez kurtulamayacaksın" demiş.
She said that he held a gutting knife to her stomach, and he told her you won't get away from me twice.
Karnına keskin bir bıçak dayamış ve "benden ikinci kez kurtulamayacaksın" demiş.
Get that thing away from me!
Şunu benden uzak tutun!
I told myself I'd get away from that damn dirt pile and marry me a rich gentleman.
O pislik yuvasından kurtulup zengin bir koca bulmaya karar verdim.
And I must say, my feelings are a bit hurt that anyone would be that anxious to get away from me.
Ve şunu söylemeliyim ki... biri benden kaçmaya çalıştığı için biraz alındım.
Anything to get me out of that house... away from all that nagging and noise... uh, of a family of love.
Beni o dırdır dolu ve gürültülü evden uzak tutacak ne iş olsa yaparım. Tam benlik! E şey, Aile Sevgisi.
A touch of the exotic east would get me away from all the things that reminded me of what had happened.
Egzotik Doğu'nun bana iyi geleceğini olanları unutacağımı düşünüyordu.
Get that fucking thing away from me, you stupid idiot!
O boktan şeyi benden uzaklaştır hemen, seni aptal idiot!
I joined the police force to get away... from everything that place meant to me.
Oradan uzaklaşabilmek için polis oldum.
Get that stupid thing away from me!
Bu aptalca şeyi üstümden çekin!
Why would I? She only ran off to get away from that rather sizable debt to me.
O sadece bana hiç de az sayılmayacak olan borcunu ödemeden kayboldu.
Get that thing away from me, okay?
Şu şeyi uzak tut benden, olur mu?
Get that fucking needle away from me, man!
Şu lanet iğneyi üzerimden çekin.