Ghosts traduction Turc
5,154 traduction parallèle
We would do so much better if the show went away and we could go home, where there aren't as many... Ghosts.
Eğer şov olmasaydı daha iyi olurduk ve eve dönerdik, birçok hayaletin olmadığı yere.
You believe in ghosts?
Hayaletlere inanır mısın?
Most ghosts tend to haunt a single house.
Çoğu hayalet tek bir eve musallat olur.
In the evening it's a city of ghosts.
Akşamları hayalet şehir gibi olur.
Say hi to each other, you look like two ghosts.
Bir birinize merhaba deyin iki hayalete benziyorsunuz.
And how are they different from ghosts?
Ve hayaletlerden nasıl farklı olurlar?
Or are they ghosts?
Yoksa onlar hayalet mi?
Some people believe the ghosts of the kids are still around looking for revenge.
Bazıları çocukların ruhlarının hala etrafta intikam almak için dolaştıklarını söylerler.
Like ghosts.
Hayalet gibi.
The elf ghosts still inhabit this place and no one should enter.
Elflerin hayaletleri hâlâ burada olduğu için içeri kimse girmemeli.
Ghosts?
Hayalet mi?
I hate ghosts.
Hayaletlerden nefret ederim.
Did you say ghosts?
Hayalet mi dedin?
Sometimes it feels like the ghosts of the past are all about and crowding in, vying for space and recognition.
Bazen geçmişin hayaletleri üşüşüyor gibi geliyor bana kendilerine yer açmaya çalışıyorlar.
There are ghosts that just won't let us be.
Bizi kendi halimize bırakmayan hayaletler vardır.
I put in a rock-climbing wall, all the classrooms are skate parks, we got zip-line stairwells, Terminator gym teachers, your office is now a haunted forest- - extra ghosts- - and, if you can believe it,
Tırmanma duvarı koydum, Tüm sınıflar kayak parkı, fermuar merdivenler, terminator beden öğretmenleri var, sizin ofisiniz artık bir perili orman- - ekstra hayaletli ve inanabilirseniz, iki kutuplu direk topu.
Because yöu were scared of ghosts.
Çünkü sen hayaletlerden çok korkardın.
Karan and Arjun are scared of ghosts.
Karan ve Arjun, hayaletlerden çok korkuyorlar.
You make ghosts.
Hayalet yaparsın.
You cook to make ghosts.
Hayalet yapmak için yemek pişirirsin.
- He wants to see if ghosts exist.
Hayaletlerin var olup olmadığını görmek istiyormuş.
Do ghosts exist?
Hayaletler var mı?
Why are you asking about ghosts?
Neden hayaletler hakkında soruyorsun?
There are no ghosts.
Hiçbir hayaletler vardır,
The ghosts are here.
hayaletler burada,
There is nothing there but ghosts.
Orada hayaletten başka bir şey yok.
Uh, Tim believes in ghosts way more than I do,
Tim, hayaletlere benden daha fazla inanır.
- You get ghosts.
- Sana hayalet dadanmış.
Some ghosts in there, eh?
İçeride sadece hayaletler var, he?
Father... do you believe in ghosts?
Baba hayaletlere inanır mısın?
For those stars, we see only their ghosts.
Biz bu yıldızların yalnızca hayaletlerini görüyoruz.
"A Sky Full of Ghosts"
Bir Uzay-Zaman Serüveni
Father, do you believe in ghosts?
Baba... hayaletlere inanır mısın?
Oh, no, not in the human kind of ghosts.
Ah hayır, insansı hayaletlere inanmam.
I want ghosts to be real.
Keşke hayaletler gerçek olsa.
Why are people so scared of ghosts?
İnsanlar neden hayaletlerden bu kadar korkar?
'Cause if there are ghosts, it means dying is okay.
Çünkü hayalet diye bir şey varsa ölmek öyle kötü bir şey olmaktan çıkar.
So, Roland created a ring and a magic spell that could fight off my ghosts and keep me trapped here in this cemetery.
Bundan dolayı, Roland hayaletlerimi yenen ve beni bu mezarlığa hapseden yüzük ve sihirli söz oluşturdu.
So, I decided to make them more like us, ghosts.
Bundan dolayı, onları bize daha çok benzetmeye karar verdim, hayaletlere.
My best friends are ghosts.
En iyi arkadaşlarım hayaletler.
I mean, my best friends are totally into ghosts.
Yani, en iyi arkadaşlarım tamamen hayalet gibiler.
If it's got ghosts, they love it.
Hayalet varsa, çok severler.
You mean, like ghosts?
Demek istediğin Hayaletler gibi mi?
I liked Halloween a lot better when I thought the ghosts were make-believe.
Hayaletlere yalandan inanılan cadılar bayramını daha çok severdim.
My army of ghosts awaits my command to arise and take over the bodies of the living.
Hayalet ordum ortaya çıkmak yaşayanların bedenlerini ele geçirmek için sabırsızlanıyor.
Max is done with ghosts.
Max'in hayaletlerle işi bitti.
But we're ghosts.
Ama biz hayaletiz.
You're ghosts, but not dead.
Hayaletsiniz, ama ölü değil.
That doesn't mean I have to believe your stories about ghosts and magic. You know I don't believe that stuff.
Bu hayaletler ve büyü hakkındaki hikayelerine inanacağım anlamına gelmiyor.Bilirsin O tür şeylere inanmam.
What would you say if I told you I was friends with two ghosts that were trying to find their parents that were kidnapped by an evil spirit?
Kötü bir ruh tarafından kaçırılan ebeveynlerini bulmaya çalışan iki hayalet arkadaşım olduğunu söylesem ne derdin?
ghosts to contend with. I feel like you're about to snap that wine stem.
Şarap kadehinin sapını kıracakmışsın gibi hissediyorum.