Give me one of those traduction Turc
184 traduction parallèle
Larry, give me one of those empty jars.
Larry, şu boş bardaklardan birini bana ver.
Give me one of those bombs.
Bana bombalardan birini verin.
Here, give me one of those mustard plasters, will you?
Bana şu hardal yakılarından ver.
He's been trying to give me one of those for a long time!
Uzun zamandır bana onlardan bir tane vermek istiyor.
Hey Pops, give me one of those crazy beers.
Hey Babalık, bana bir bira daha versene.
They may try to give me one of those desk jobs, but they'd better not.
Bana şu masa başı işleri vermeye kalkabilirler, ama vermeseler daha iyi.
Give me one of those.
Şu öpücüklerinden birini ver bana.
By the way, give me one of those for Admiral Crawford.
Bu arada bir tane de Amiral Crawford için alayım.
Give me one of those.
Bir tane bana ver.
Give me one of those pillows.
Yastığı at.
Darling, give me one of those cigarettes.
Aşkım, bana bir sigara versene.
Give me one of those.
Birini versene.
- Give me one of those.
- Bana da bir tane ver.
Give me one of those.
Şunlardan bir tane ver.
Give me one of those.
Bir tane bana da versene.
Hey, Mom, give me one of those ginseng things for Evie and I.
Hey, anne, Evie ve benim için, şu ginseng şeylerinden birini de bana versene.
Come on, now, give me one of those.
Hadi ama, biraz daha yap.
Give me one of those.
Şunlardan bir tane versene.
- Give me one of those picks.
- Kazmayı ver.
- Give me one of those cigars.
- Bana bir de puro verir misin?
Hey, give me one of those.
Bana da ver.
Hey, give me one of those famous giant beers I've heard so much about.
Hey, hakkında çok şey duyduğum şu meşhur kocaman biralardan bir tane ver bakalım.
Give me one of those paddles.
Bana şu küreklerden birini ver.
Give me one of those Tootsie Rolls you've got.
Sendeki şekerlerden bana da versene.
Why don't you give me one of those while you're at it?
Neden elin değmişken bir test de bana yapmıyorsun?
Give me one of those.
Birini bana versene.
Give me one of those apple cakes.
Bana elmalı pastalarınızdan verin.
I was hoping they'd give me one of those steel claws, but what are you gonna do?
Bana şu çelik pençelerden vereceklerini umuyordum ama ne yaparsın.
Give me one of those.
Bana da bir tane versene.
Give me one of those!
Ver bakayım bir tane!
Give me one of those mints.
Şu nanelerden versene biraz.
- Give me one of those
- Bana şunlardan ver.
Give me one of those nasty smelly breaths.
Bana o kötü kokan nefesinden ver.
Want to give me one of those?
Bana bir sigara verir misin?
I'll give me one of those low-life whores... give her a nice car, a bunch of credit cards, lots of cash.
Kendime ucuz bir kaltak alıp ona iyi bir araba... yüklü bir kredi kartı ve bolca nakit vereceğim.
I'll say, "Sure, give me a haircut, a shave and one of those new electric massages."
Ben de : "Saç - sakal tıraşı bir de elektrikli masaj." diyeceğim.
- Better give me another one of those.
- Bir tane daha versen iyi olur.
"I'm not one of those GI wolves that hang around nightclubs. " Give me a key and I'll meet you at home. "
'Bana anahtarını ver, seninle evinde buluşayım.'
Could one of those gentlemen give me a ride?
- Bu beyler beni alamaz mı? - Niye bana soruyorsun?
Give me another one of those, will you?
Şundan bir tek daha verir misin?
You've got one of those magnesite-nitron tablets in your kit. - Give me one.
Bana şu manyezit-nitron tabletlerinden verin.
- Joey, give me another one of those.
- Joey, onlardan bir tane daha ver.
Well, at least try and give me an example of even one of those reasons.
En azından nedenlerinden birisinden örnek vermeyi dener misin?
Okay, give me one of those.
- Oh.
Give me one of those!
Dur biraz.
For example, if you give one of those eggs back to me that's one less egg for investment.
Mesela, o yumurtalardan birini bana geri verirseniz, yatırım için bir yumurtanız eksik kalır.
Hey, give me one of those!
Bana da ver!
Give me a box of those and one of those.
Bana bir kutu şunlardan ve şunlardan verir misin?
I will give one million shesh'ta to the Jaffa who brings Teal'c to me alive..... and another million for the heads of those with him.
Teal'c'in kellesini getirecek Jaffa'ya 1 milyon shesh'ta vereceğim, onunla beraber olanların kelleri için de 1 milyon fazladan.
Then, will you give me back one of those flowers?
O zaman, bana o çiçeklerden birini verecek misin?
This isn't one of those games when you give me a thirty second head start and then hunt me down, is it?
Bu, otuz saniyelik avantaj verip... beni avladığın oyunlardan biri mi?