Go ahead and say it traduction Turc
119 traduction parallèle
Go ahead and say it.
Hadi, söyle.
Well, go ahead and say it.
Haydi, söyle.
Go ahead and say it!
Durma söyle!
Go ahead and say it.
Durma, söyle.
All right, go ahead and say it.
Pekala, haydi söyle.
- Go ahead and say it.
- Durma, söyle.
Go ahead and say it, Dan.
Haydi söyle şunu, Dan.
- No, you go ahead and say it.
- Hayır, sen devam et.
Go ahead and say it!
Haydi söyleyin!
Go ahead and say it.
Öyle olsun, söyle gitsin.
Go ahead and say it.
Sor bakalım, bende söyleyim
Go ahead and say it. He's abnormal.
git ve ona söyle o normal değil.
Go ahead and say it.
Haydi durma, söyle.
Why don't you just go ahead and say it.
Neden sadece itiraf etmiyorsun?
All right, Peg, go ahead and say it.
Pekala, Peg. Hadi söyle :
- Go ahead and say it.
- Devam et ve söyle.
Go ahead and say it.
İtiraf et haydi.
Go ahead and say it's great if you want to.
Eğer mükemmelse söylemekten çekinme.
I'll go ahead and say it. I hope we never have sex.
Daha ileri gidip umarım hiç seks yapmayız diyeceğim.
Why don't they just go ahead and say it?
Aslında, şöyle deseler ya?
- Go ahead and say it.
- Tamam söyle.
It's just that I told myself not to say "Pope Alexander" and sound like a dope, and then I go ahead and say it.
Şimdi aklıma geldi. Kendime Pope Alexander deyip aptal gibi görünmemeyi tembihlemiştim, Sonra da kalıp öyle dedim.
I'll go ahead and say it.
Bunu söylemem gerek.
If you got something to tell someone... just go ahead and say it. Don't wait, it might be too late
Cesaretini topla ve geç olmadan ona söyle.
No, you two got somethin'to say, go ahead and say it.
Hayır, ikinizin söylemek istediği bir şey var, hadi söyleyin.
Go ahead and say it.
Haydi söyle.
Every time you feel like saying the "F" word, just go ahead and say it, and then add, "Crying out loud."
Ne zaman o kelimeyi söylemek istersen, kendini tutma, söyle. Ve ardından ekle... "Demek istemiyorum."
- You know, go ahead and say it- -
- Hadi söyleyin ben...
Ron, there is no easy way to do this, so I'm just gonna go ahead and say it.
Ron, bunu söylemenin kolay yolu yok, o yüzden hemen söyleyeceğim.
You got somethin'to say, go ahead and say it.
Söyleyecek bir şeyin varsa, devam et, söyle.
Go ahead and say it.
Hadi, söyle bakalım.
But if there's something you want to say, You should go ahead and say it
Ama söylemek istediğin bir şey varsa buyur söyle.
Until what? Go ahead and say it.
Ta ki ne olana kadar?
- Just go ahead and say it.
- Hadi ağzındaki baklayı çıkar artık.
- Go ahead and say it.
- hadi durma söyle onu.
Go ahead and say it.
Devam et ve söyle.
I've been holding something back all night, so I'm just gonna go ahead and say it now :
Biliyor musun, Mia? Bütün gece içimde tuttum ama dayanamıyorum ve şimdi söyleyeceğim.
Why don't you just go ahead and say it.
- Haydi söyle.
Go ahead and count it.
Devam et ve say şunu.
If I decide to go ahead with it, if... I say when and how.
Bu işi yapmaya karar verirsem eğer olursa zamanını ve nasıl olacağını ben söylerim.
If anybody wants to say anything, well, just go right ahead and say it.
Eğer bir şey söylemek isterseniz, düşünmeyin söyleyin.
So I hold him in my arms and say, "Go ahead and cry. It'll do you good."
Sonra O'na dedim ki " Devam et ağla.
YOU GO AHEAD AND SAY IT, ALICE. WEAR A TREE.
Ağaç elbise giyer.
So if you want to go ahead and say what it was, you can to me, okay?
Eğer ileride söylemek istersen, bu ben olmalıyım, Tamam mı?
Go ahead and say it.
Haydi, söyle.
Oh, why don't you go ahead and say what you're thinking, Niles? That I'm falling for her again. "Well, you did bounce in here as though you were on top of the world, and babbling about her smile" — I just don't want to hear it, Niles!
Ona vurulduğumu söyle. "Buraya dünyanın en mutlu insanı olarak gelip gülümseyişi hakkında geveliyorsun."
When everything is killing me, I just say, "Screw it," and go straight ahead.
Herşey beni öldürürken, kendime "takma kafana" dedim ve devam ettim.
I just wanted to come down and say thank you for going to Baltimore yesterday, looking into this for us, but now that it's pretty obviously an Organized Crime case, we're going to go ahead and take over for you.
Sadece bir uğrayıp dün Baltimore geldiğiniz ve bizim için yaptıklarınız için teşekkür etmek istedim ama bunun bir organize suç olduğu açıkça belli olduğuna göre dosyayı sizden alıp biz devam edeceğiz.
First, you say it won't work and now you're asking me to go ahead.
Önce yapamazsın dedin şimdi de istersen dene diyorsun.
I'm gonna go ahead and play it that way. Say, Carla...
Ben de senin istediğin gibi oynarım o zaman.
Look, if you want to say, "I told you so," go ahead and get it off your chest, but then you can do one of two things.
"Ben söylemiştim" demek istiyorsanız içinizde kalmasın, söyleyin. Sonra da ikisinden birini yapın.