Go back to your seat traduction Turc
102 traduction parallèle
Until then, go back to your seat and calm down.
O vakte kadar yerinize geçin ve sakinleşin.
Go back to your seat!
Sırana geri dön!
Go back to your seat now!
Hemen sırana geri dön!
Go back to your seat.
Yerine oturabilirsin.
Go back to your seat.
Yerine dön.
Go back to your seat.
Yerine geç.
You should better go back to your seat.
Yerinize geçerseniz çok iyi olacak.
Go back to your seat.
Geç bakalım yerine.
Go back to your seat, damn it!
Otur yerine, Allah cezanı versin!
Now go back to your seat.
Şimdi yerine git ve otur.
You should go back to your seat now.
Koltuğuna dönsen iyi olacak.
When I want you in my cabin Now go back to your seat!
Seni hemen barakamda görmek istiyorum, hemen görev yerine dön!
Go back to your seat.
Koltuğuna otur.
- Go back to your seat.
- Lütfen masanıza dönün.
Go back to your seat.
Yerine geri dön.
You're going to have to go back to your seat.
- Koltuğunuza geri dönmek zorundasınız.
- Go back to your seat and sit down.
- Yerine dön ve otur.
Go back to your seat.
Çalışmana geri dön.
Go back to your seat.
Git otur.
- Would you go back to your seat?
Harald, istakoz mu yiyorsun?
Go back to your seat.
Koltuklarınıza geri dönün.
Would you go back to your seat?
Koltuklarınıza dönebilir misiniz lütfen! İzninizle.
Stop it and go back to your seat.
Özür dilerim ; ama koltuklarınıza dönmelisiniz.
If you don't need something to eat, you can go back to your seat.
Eğer birşeyler yemeyecekseniz, yerinize dönebilirsiniz.
- Go back to your seat, Phil.
- Yerine otur Phil.
Why don't you go back to your seat?
Neden koltuğuna geri dönmüyorsun?
Sir, I'm gonna ask you to go back to your seat.
Beyefendi, sizden yerinize dönmenizi rica ediyorum.
Now, please, turn around and go back to your seat.
Şimdi, lütfen gidip yerinize oturun.
Please go back to your seat, and let me do my job.
Lütfen yerinize dönün ve işime devam etmeme izin verin.
If you don't like it you can always go back to your seat.
Bu hoşuna gitmediyse istediğin zaman yerine dönebilirsin.
You're with Helen and you should go back to your seat.
Helen'la birliktesin ve koltuğuna geri dönmelisin. Evet.
Yes, go back to your seat.
Evet, koltuğunuza dönün.
Go back to your seat.
Yerine otur.
Shut up and go back to your seat
Kapa çeneni de yerine otur.
- Go back to your seat.
- Sırana dön.
I'm gonna have to ask you to go back to your seat.
Sizden geri dönüp yerinize oturmanızı isteyeceğim.
Go back to your seat.
Sırana geç.
Miss, you're gonna have to go back to your seat.
Hanımefendi, yerinize dönmeniz gerek.
Go back to your seat.
Yerine dön. Yerine dön.
Here are your things, go back to your seat.
İşte, eşyalarınız. Yerinize geri dönün.
Go back to your seat.
Sırana dön.
- Go back to your seat, Curtis.
- Curtis, yerine dön.
Go back to your seat.
- Yerine geri dön.
- Sir... You have to go back to your seat.
Efendim, koltuğunuza geri dönmek zorundasınız.
Go back to your seat!
Yerine geç!
Go back to your seat.
Koltuğuna geri dön.
YOU GO BACK TO YOUR SEAT TO SIT DOWN.
... ve yerine dönüp oturuyorsun.
[Beeping ] [ Man On P.A.] Folks, we're experiencing... some moderate Godzilla-related turbulence at this time, so I'm gonna go ahead... - and ask you to put your seat belts back on.
Dostlarım, şu anda bir takım orta dereceli Godzilla kaynaklı türbülans yaşıyoruz, bu nedenle doğrudan emniyet kemerlerinizi kapalı konuma getirmenizi rica ediyorum.
Go back to your actual seat.
Gerçek sırana geç bakalım.
We're just going to have to go back to the old basic "seat-of-your-pants" dog-fighting skills.
Şu anda yapmamız gereken... eski, en temel it dalaşı tekniklerine geri dönmek.
You can go back to your seat.
- Koltuğuna geri dönebilirsin.