Go do your thing traduction Turc
201 traduction parallèle
Go do your thing, baby.
Git görevini yap, bebeğim.
Go do your thing.
Yapacaklarını yap.
Go do your thing.
Git işini yap.
Go do your thing.
Git sen.
Go do your thing, Archie.
Git işine bak, Archie.
"Now just shut up." Then you'd go do your thing and he goes :
"Şimdi kesin sesinizi." " Çvş.
Go ahead, go do your thing.
Devam edin, oyununuzu oynayın.
Go do your thing.
Şeyinizi gösterin bakalım.
Just go do your thing.
Her zaman yaptığını yap.
The best thing you can do, my girl, is to go back to your Academy and practice your soul-shaking antics in surroundings where they can't do any harm.
Yapacağın en iyi şey Akademiye dönüp muhteşem oyunculuğunu güvenli bir çevrede uygulamak olur.
Well, the first thing to do, I think is to go and wash your face.
Sanırım yapılacak ilk iş... gidip yüzünü yıkamak.
So I'll go with you, and I won't whine, and I'll sew your socks, and I'll stitch you when you're wounded, and I'll do anything you ask of me except one thing.
Yani sizinle geleceğim... ve sızlanmayacağım... ve çoraplarınızı dikeceğim... ve yaralanırsanız sizle ilgileneceğim... ve tek bir şey hariç... benden istediğiniz herşeyi yapacağım.
I suppose the next thing you'll do is cut your wrists... so I'll go out and get a job.
Sanırım bir dahaki sefere bileklerini keseceksin... bu yüzden dışarı çıkıp iş bulacağım.
The word I get is that maybe the best thing for everybody to do unless you have a tent or some place specific to go to just carve yourself out a piece of territory say goodnight to your neighbor...
Söylemek istediğim, belki herkesten yapmasını istediğim, sığındığın bir çadır ya da başka birşeyin içinde olsan da, şahsiyet çemberinin dışına çıkıp, komşuna iyi geceler de.
Maybe the thing to do is police your mind before you go to sleep.
Belki de yapman gereken, uykuya dalmadan önce aklını huzura kavuşturmaktır. Kendine şöyle söyle :
Go for your guns and it'll be the last thing you ever do.
Silahlarınıza uzanırsanız bu yapacağınız son şey olur.
Leland, the best thing that you can do is follow doctor's orders. Go home. You need your rest.
Leland, yapabileceğin tek şey doktorun sözünü dinlemektir.
Do your la-di-da thing. Go ahead.
Kendi la-di-da müziğini yap.
I gotta go do a thing. Did you know your mother spent $ 1200 on bonsai trees?
Annenin bonsai ağaçlarına 1200 dolar harcadığını biliyor muydun?
Yeah, it will only take you 1 0 minutes, then you can go do your other thing.
Sadece 10 dakikanı alır, sonra ne işin varsa onu yaparsın.
Go do your champion thing.
Git şu şampiyonluk ve adalet işini yap.
- The only thing you gotta do is go back to work, or I'll have you and your brother transferred up to making ladies'dresses.
- Yapman gereken tek şey işine geri dönmen yoksa seni ve kardeşini kadın kıyafetleri bölümüne aldırırım.
You go and do your thing.
- Sen git işine bak. - Peki.
What I've learned is, if you find yourself in a situation beyond your control, the smartest thing you can do is relax and go along for the ride. JACK :
Öğrendiğim şey şuydu.
Just go in and do your thing.
Sadece içeri gir ve işini yap.
- Before you go... there's one last thing I need to do, and I need your help.
- Gitmeden önce... yapmam gereken son bir şey var, ve yardımın gerekiyor.
The last thing I want you to do is go to a school you don't like out of some desire to honour your father's memory.
Babanın anısını onurlandırmak için kendini huzursuz hissettiğin bir okula dönmeni istemem.
Just back off and go do your stupid-ass thing.
Şimdi kıçını kaldır ve işine dön.
And then you go to town. You go nuts. You do your thing.
Eğer çok kaşınıyorsa, boş verin ve deliler gibi kaşının.
Then go ahead and shoot me. But you better hope we don't make it, because if we survive, the first thing I'm gonna do is bust your ass back to Crewman Second Class. Be my guest.
Öyleyse devam et vur beni, ama senin en iyi umudun başaramamamız çünkü, eğer hayatta kalırsak Crewman ikinci sınıfının önüne senin kıçını başkaldırma büstü olarak dikeceğim.
There you go, doing that thing you do with your face again.
oraya gidersin, ve yüzene karşı düşündüklerimi söylersin.
- Just do your thing and go, bro.
- İşini yap ve çık.
- This is how you'll help me. You go and do your thing and... - I'm fine.
bu şekilde yardım edeceksin. buradan uzaklaş ve işlerini yap. ben iyiyim.
I'll go in there with Kitty, I'll do my thing... and th-th-then I'll go and see your moth...
Bu çok kolay. Kitty'nin yanına gideceğim. İşimi göreceğim... sonra da gidip anneni...
I'll go in there with Kitty, I'll do my thing... and th-th-then I'll go and see your moth...
Kitty'nin yanına gideceğim. İşimi göreceğim... sonra da gidip anneni...
Go home and strum your guitar, or whatever it is you do. And then dream up some fantastic gesture to get this girl back. And never think that you have to stop doing that sort of thing.
Evine git, gitarını tıngırdat, ne yaparsan yap, sonra bu kızın gönlünü almak için harika bir jest düşün ve asla öyle jestler yapmayacağın bir gün olacağını sanma.
If you wish to go any further while still concealing your past, that's the only thing you can do.
Eğer geçmişini gizlemek ve ilerlemek istiyorsan tek yol bu.
- Go, girlfriend. Do your thing.
Yürü be kızım, yap güzelliğini.
Go ahead, do your thing.
Devam et, işini gör.
Okay. First thing you're gonna need to do is go out and get some headshots to start your portfolio.
Önce dosyanı oluşturmak için vesikalık fotoğraf çektirmelisin.
Go ahead, girl, do your thing.
- Hadi kızım, göster kendini.
But I think that... I think you should go to school and play ball and do your thing.
Ama bence... bence okuluna gitmeli, topunu oynamalı ve işini yapmalısın.
Why don't we go ahead and do this thing - so you can get back to your family?
Neden işe devam edip şu işi bitirmiyoruz ve sen de ailene dönmüyorsun?
You know, if you want to see prostitutes while we're in Europe, feel free. You can just go, "Hey, Devin, catch you later," and go and do your thing.
Eğer Avrupa'dayken fahişe istiyorsan, çekinmeden, bana söyleyebilirsin.
You're my homie. You're going to go fucking do your thing
Sen neredeysen ben de oradayım.
Let yourself go. Do your thing.
Rahat bırak kendini Yap o şeyi
From my experience the best thing to do is to go to your commander and talk to.
Tecrübelerime göre, en iyi şey gidip komutanınla konuşmak.
You go and do your thing.
İşlerini hallet.
Time to do your thing, boys. Go, go. Stop!
İşinizi yapmanız lazım, hadi hadi!
Honey, it looks to me like you and Duncan have a nice little thing going, so why do you have to go out of your way to pick off a 25-year-old scab?
Tatlım, bence sen ve Duncan güzel bir birliktelik yaşıyorsunuz. Neden 25 yıllık bir mesele için bunu riske atıyorsun?
You know, the first thing I hear, that when you go into the New Path what they do to you, they cut your pecker off.
İlk şöyle duymuştum : "Yeni Yol" a gittiğinde aletini kökünden kesiyorlarmış.
go down there 26
go do it 30
go do your homework 16
go downstairs 54
go down 130
go do something 16
do your thing 190
your thing 39
go do it 30
go do your homework 16
go downstairs 54
go down 130
go do something 16
do your thing 190
your thing 39