English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Go home

Go home traduction Turc

35,102 traduction parallèle
Go home.
Evine git.
Well, I ain't ready to go home yet, Javi.
Henüz eve dönmeye hazır değilim, Javi.
Let's go home alive.
Hadi, eve sağ salim dönelim.
Phyl, you should go home now.
Phyl eve gitme vaktin geldi.
For now, I suggest you go home.
Şimdilik eve gitmenizi öneririm.
Nothing. just go home.
Yok bir şey. Lütfen evine git.
You want to go home, go home.
Madem eve gitmek istiyorsun, git.
Go home, Father Tomas.
Eve git, Peder Tomas.
Now get in the car and go home.
Şimdi arabayı bin ve eve git.
Time to go home.
Eve dönme zamanı.
- or they go home with comfort care.
- Tamam, teşekkürler.
I was gonna go home and sleep it off.
Hazımsızlık çekiyorum sanmıştım. Eve gidip biraz kestirecektim.
I'll go home every weekend.
Her hafta sonu eve gideceğim.
Girl, did you even go home today?
Kızım, bugün bugüne kadar eve gittiniz mi?
We get to go home and I really want to go home, so please tell me you're squared away.
Eve gitmemiz gerek, eve gitmeyi çok istiyorum. Lütfen kendinde olduğunu söyle.
- Go home.
- Evine git.
I meant like I want to go home and get out of this dress.
Elbiseden kurtulup eve gitmek istiyorum demek istedim.
The bus will take a day to get here, So we have 24 hours to get the kids ready And packed up to go home.
Otobüsün buraya gelmesi bir gün alacak, yani evlerine dönecek çocukları hazırlayıp eşyalarını toplamak için 24 saatimiz var.
Time to go home.
Eve gitme zamanı.
Fat baby. And healthy enough to go home today.
Tombul bebek bugün eve gidecek kadar sağlıklı.
I thought this little one got to go home.
Ufaklığın eve gittiğini sanıyordum.
Go home before I have to fire you.
Seni kovmak zorunda kalmadan önce eve git.
Go home and sleep it off.
Eve git, uyu ve toparla kendini.
I just... I just want to go home.
Ben sadece... eve gitmek istiyorum.
- It's time to go home.
- Eve gitme vakti.
I want to go home, but I know you'll just be there now, so it's like- -
- Eve gitmek istiyorum, ama orada olacağını da biliyorum, yani...
I just couldn't go home, and then my phone died.
Eve gidemedim ve telefonumun şarjı bitti.
Now let's all go home.
Hadi eve gidelim.
You just go home.
Sen sadece eve git.
They basically say if you can't get through this, you should turn around and go home,'cause you will not survive the Rubicon Trail.
Aslında derler ki buradan geçemezsen dönüp evine gitsen iyi olur. Çünkü Rubicon Patikasında hayatta kalamazsın.
Let's go home.
Yürü eve gidelim.
No, I want to go home.
Hayır. Eve gitmek istiyorum.
Oh, okay. Okay. I think it's time to go home.
Tamam evet sanırım eve gitme vaktimiz geldi.
No, look, I just want to go home, actually.
Hayır, aslında eve gitmek istiyorum.
We need to go home.
Eve gitmek zorundayız.
Well, I'm ready to go home.
Pekala, eve gitmeye hazırım.
Go home!
Evlerinize gidin!
I said go home, Singh.
Eve git demiştim, Singh.
Now, go home.
Evine git şimdi.
Well, Trevor's got school, and Carly's got a baby, and you've got a wife you've got to go home to and meet for the first time, so...
Trevor'ın okulu var Carly'nin bebeği var ve senin bir karın var, eve gitmeli ve onunla tanışmalısın.
Can I just... have the time to go home and think about it?
Ben sadece en azından eve gidip bunu düşünebilir miyim?
Do you want to go home and check your diary?
Eve gidip günlüğünü kontrol etmek ister misin?
Let's go home.
Eve gidelim.
I don't want to go in there. I want to be home with you.
Seninle beraber eve gitmek istiyorum.
You don't use the time machine again for anything except to go back home.
Zaman makinesini eve gitmek dışında kullanamazsın.
Instead you what to get violent go to police, politicians. she will still come back home but not alive.
Eğer işe polisi ve siyaseti karıştıracak olursan, kızın yine evine dönecek, ama canlı olarak değil.
Go big or stay home.
Ya hep ya hiç.
I want to go back to my home, to my woman.
Evime, kadınıma dönmek istiyorum.
Guys... I've been thinkin'. It's time to go back home.
Beyler düşünüyorum da yuvaya dönmenin zamanı geldi!
- And... every night, he'd go out... and every night, he'd come home and... even if it was really late, like... even if it was, like, three o'clock in the morning...
- Ve dışarı çıkardın. Ve her gece eve gelirdin. Çok geç olsa bile...
David will be home soon, so I'll just go make some tea while we wait.
David yakında evde olur biz beklerken bir çay koyacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]