Gosta traduction Turc
70 traduction parallèle
Gosta to speak of small woods?
Küçük aletlerden mi bahsetmek istiyorsun?
Para uma pessoa que nao gosta muito de perguntas.
Çok soru sorulmasını sevmeyen biri adına çalışıyorum.
Gosta? Hey, Gosta!
Gösta?
Esta senhora leva-nos no bico. Ela não gosta desse tipo de cenas.
Penislerden hoşlanmaz.
You go and run before her up to Gosta's.
Koş, o Gösta'ya varmadan oraya ulaş.
This is Marketta, Gosta's wife.
Bu Marketta, Gösta'nın karısı.
- But, Gosta, you're so early.
- Ama, Gösta, erken geldin.
If we don't get them, we can lose our serving license, Gosta.
Eğer o evrakları alamazsak servis yapma lisansımızı kaybederiz, Gösta.
Gosta said I could stay for a while, He's actually quite nice.
Gösta bir süre daha burada kalabileceğimi söyledi. Aslında oldukça iyi biri.
Do you think it's bad that I work with Gosta?
Sence Gösta'nın yanında çalışmam kötü bir şey mi?
I have worked a lotwith Gosta. That's why I haven't been able to be with you.
Bu yüzden fırsat bulamadım seninle vakit geçirmeye.
- Gosta wants me to work at the disco.
- Gösta bu gece diskoda çalışmamı istiyor.
Wait, Gosta.
Bekle, Gösta.
Two men are looking for you, Gosta.
İki tane adam seni arıyor, Gösta.
Gosta Jansson.
Gösta Jansson.
I would also like to thank Director Gosta Jansson - for his brilliantwork with our club house and its restoration.
Ve de Müdür Gösta Jansson'a teşekkürlerimi ayrıca iletmek istiyorum - Kulüp evi ve onun restorasyonu konusunda çıkardığı olağanüstü işten ötürü.
Are you seeing Gosta?
Gösta ile görüşüyor musun?
- One more thing about Gosta and I'll go.
- Gösta hakkında bir şey daha söyle kalkıp giderim.
Gosta's my dad, he's my fucking dad!
Gösta benim babam, lanet olası babam!
Where's Gosta?
Gösta nerede?
Well, I'll be! Gösta!
Vay canına, sen misin Gösta!
- Gösta.
- Gösta.
- No, Gösta!
- Gösta, dur!
Come on, Gösta, let's run! Don't mind them!
Gidelim Gösta, onlara aldırma.
Gösta!
Gösta!
Gösta, no!
Gösta lütfen yapma!
Wake up, Gösta.
Gösta, beni duyuyor musun?
Not for my sake. For Gösta's.
Kendim için istemiyorum bunu, Gösta'nın iyiliğini düşünüyorum.
I'm sorry, Gösta.
Özür dilerim Gösta.
Gösta... my love.
Gösta aşkım.
No, Gösta.
Lütfen böyle yapma Gösta.
Take it easy, Gösta.
Sen de Gösta.
So you're Gösta.
Demek Gösta sizsiniz.
Gösta.
Gösta.
There you have it, Mr. Gösta Andersson.
İşte sen busun, Bay Gösta Andersson.
Oh, Gösta!
Gösta!
- What is it, Gösta?
- Ne demek istiyorsun Gösta?
Johnny Guitar calling Gösta Berling.
Johnny Guitar Gösta Berling'i arıyor!
Come in, Gösta Berling.
Cevap ver Gösta Berling!
This is Gösta Berling.
Burası Gösta Berling.
- Is Gösta married?
- Gösta evlendi mi?
Gösta is buying a bungalow, or what they're called, for some customer.
Gösta bir bungalo alıyormuş, ya da müşterilerine böyle diyor.
- Gösta!
- Gösta!
- Take it easy, Gösta.
- Sakin ol, Gösta.
Gösta wanted to have a drink in his room, but I said that I have to unpack.
Gösta onun odasında bir şeyler içmek istedi, ama bavullarımı açmam lazım dedim.
Gösta invited us to dinner, but I said I've got a headache.
Gösta bizi akşam yemeğine çağırdı, ama başım ağrıyor dedim.
- Do you think that Gösta got sour?
- Sence Gösta bozulmuş mudur?
- Or Gösta.
- Ya da Gösta.
I wonder where Gösta is.
Gösta nerede acaba.
- Gösta, are you coming to the Christmas party?
- Gösta, Yılbaşı partisine geliyor musun? - Dışarı!
What the hell are you worrying about?
Sorun nedir Gösta?