Got it traduction Turc
127,396 traduction parallèle
He's got it in a tall.
Büyük bedeni varmış.
- No, look, I got it.
- Hayır, bak, bu iş bende.
I got it.
Bu iş bende.
- Got it.
- Tamamdır.
Got it.
Anladım.
I just want to make sure I've got it right.
Sadece doğru anladığımdan emin olmak istiyorum.
You got it.
- Kaptın bu işi.
- E-mail me when you've got it.
- Bulduğunu bana e-mail olarak gönder.
But I got it.
Ama ben hallederim.
You know, I got it.
Ben hallederim.
You got it.
Yapıyorsun.
You got it, honey.
Yaparsın tatlım.
I figured it meant that you got it.
Anlamış olduğunu düşündüm.
I don't know if I totally got it.
Tam olarak anlamış mıydım bilmiyorum.
Got it.
anladım.
You got it?
Anladın mı?
I got it!
hallettim!
OK, got it, thanks.
Tamam, anladım, teşekkürler.
Got it.
Tamam.
Alright we got it, we got it.
Hadi yapacağız. Yapacağız.
I got it, I got it, I got it.
Bende o iş tamam.
- Got it.
- Anladım.
I got it, okay?
- Ben halledeceğim.
It's tomorrow, right before Uncle Kevin's play re-opens, and I've already got the flowers and the lasagna and the...
Yarın, Kevin amcanın oyunundan hemen öncesi, bu arada çiçekler ve lazanyayı ben ayarladım...
We got a turn coming up, let's get ahead of it.
Eğer ilerde bir viraj varsa, onu bana önceden söylemen.
You got to see it.
Görmen lazım.
It's you that's got problems.
Sorunları olan sensin asıl.
It's just... you know, Ben, he's got to get to the garden tomorrow morning, you know?
Ben erkenden işe gidecek. Yarın sabah bahçede olmalı, anladın mı?
It's got pork in it, though.
Gerçi içinde domuz eti var.
Every piece of evidence that Roz Huntley's got on Tim Ifield's murder - - we go through it.
Roz Huntley'nin Tim Ifield'in cinayetine... karıştığına dair her kanıtı yeniden inceleyelim.
I've just got to keep it protected while it heals.
Sadece tedavi sırasında korumam lazım.
It got late and..... I just didn't want to wake up the whole house.
Ama geç olmuştu ve..... bütün evi uyandırmak istemedim.
Yeah, it's OK. I've got this, DS Arnott.
evet, her şey yolunda. anladım, Müfettiş Arnott.
We've got every right to reopen it.
Onu yeniden açma hakkımız var.
When you were little, I told you if you ever got lost to go find a policeman. It's their job to protect us.
Sen küçükken, bir gün kaybolacak olursan bir polis memurunu bulmanı söylerdim.
I got eyes and ears everywhere, but it's been quiet.
Her yerde gözüm ve kulağım var, ama ortalık sessiz.
Uh, we heard it's your birthday, and in your book you said you like scotch, so we all got together and put in and... We got you this.
Doğumgününüz olduğunu duyduk, kitabınızda da scotch sevdiğiniz yazıyordu ve toplanıp size bunu aldık.
Agent Rossi, it's been two days since you got that call.
Ajan Rossi, o telefonun üstünden iki gün geçti.
It got weird.
Garip oldu.
Oh, mine has got a star next to it.
Benimkinin yanında yıldız var.
I tried to be nice about it, but, you know, she got a little emotional and...
Nazik olmaya çalıştım ama o biraz duygulandı ve...
That's the deal... you do memory work with me, you got to do talk work with Dr. Bird, figure out what it all means.
Olay bu. Hafıza çalışmalarını benimle konuşma çalışmalarını Doktor Bird'le yapacaksın. Bütün bunların ne anlama geldiğini öğrenmek için.
It's got great score potential, you know?
Oradan sağlam şeyler çalabiliriz.
When she saw it, she got scared that it could have been - her husband's blood, or hers.
Onu gördüğünde, kocasının ya da kendi... kanı olmasından korktu.
- is when it got back to the station.
- Karakola geri döndüğünde olabilir.
I knew nothing about it, you've got to believe me.
Hiçbir şey bilmiyordum, bana inanmalısın.
Or it will kill her faster than the infection she's already got.
Ya da kızı şimdiki enfeksiyondan daha hızlı öldürecek.
For me, if science can tell us how someone got a disease, maybe science can tell us how to fix it.
Bana sorarsan bilim bize hastalığı söyleyebiliyorsa nasıl iyileştireceğimizi de söyleyebilir.
Remind me again where you got the idea for that tech... was it, scripture?
Bu fikri teknolojide değil, kutsal kitapta buldun.
I've got a hard enough time sleeping as it is.
Uyumak için yeterince zorlanıyorum zaten.
I got careless, but don't worry about it, I'm fine.
- Dikkatsiz davrandım ama merak etme, iyiyim.
got it in one 16
got it right here 33
got it covered 27
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
got it right here 33
got it covered 27
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584