Grab that traduction Turc
1,902 traduction parallèle
David, will you grab that knife from over there, please? Yeah.
David, yanındaki bıçağı uzatır mısın?
Grab that line and bend backwards, and hold it.
Halata tutun ve geriye doğru eğil. Öyle kal.
Come on. Here, here. Grab that, grab that.
Şöyle tutun.
If you still want to grab that cup of coffee you know, just as friends, I'm free tonight.
Hala birer kahve içmek istersen yani sadece arkadaş olarak. Bu akşam boşum.
My card's in my pocket here, you just want to grab that there.
Ellerim dolu hep. Kartım hemen sol cebimde, çıkartabilirsin istersen.
Hey, grab that jacket, okay?
Hey, ceketi de al, tamam mı?
Grab that. Steady it.
Sabitle.
So, you still want to grab that beer and talk?
Ne dersin, hâlâ bir bira içip laflamak istiyor musun?
Grab that backpack. Let's go.
Çantanı al.
Somebody grab that horse!
Biri şu atı tutsun!
- Grab that prisoner!
- Tutuklayın!
I'll grab that.
Evet! Şunu alalım.
- I got to grab that. Excuse me.
- Şuna bakmam lazım, affedersin.
I'm gonna slow it down right now so guys, grab that special girl and head on out to the dance floor.
Tempoyu biraz düşüreceğim ki beyler özel kızlarını kapıp, kendilerini dans pistine atsınlar.
Grab that.
Al. Tut şunu.
Grab that thing that's down there.
Yerdeki şeyi tut. Tut onu.
I'm not gonna grab that.
Onu almayacağım.
Grab that fella.
Şu adamları toplayın.
Grab that trash, will you?
Şu çöpü alsana.
I really wanna grab that coffee with you sometime.
Seninle şu kahve işini bir ara halletmek istiyorum.
I think you're just gonna stand there, like the little girl you are... And I'm gonna grab that stick... and ram it right up your ass...
Bence küçük bir kız gibi orada dikileceksin ve ben o sopayı alıp kıçının derinliklerine sokacağım.
Hey, grab that bastard!
Hey, tutun şu hergeleyi!
Grab that.
Al şunu.
- That's beautiful. Let me grab that from you.
Dur, şunu ben elime alayım.
Will you grab that?
Eline mi alacaksın?
All right, now, grab that curtain thing.
Peki, şimdi de şu perde şeyini kap.
- You can grab that for me.
- Şunu bana uzatabilirsin.
You bet I am. So you better grab that cell phone and start listening,'cause I'm not going to sleep and neither are you.
Sen en iyisi şu telefonu çıkar ve dinlemeye başla çünkü ben uyumayacağım, sen de öyle
That's great. I'll grab somebody and head over there.
Harika, veri arayarak birisine ya da bir referansa ulaşmaya çalışacağım.
Grab my glasses off that table, would you?
Masadan gözlüklerimi alır mısın?
The counterplan just got cut off at the knees.They're trying to grab onto us with their generic economy links, but there's nothing to refute that we lower state deficits, allowing a payback on all federal spending.
Karşı plan desteği kesmekti. Hep aynı ekonomik iddialar sunuyorlar. Ama bütçe açıklarını azaltacağı açık.
The night that your husband was murdered, he went back to his office to grab the last few pieces of evidence he had collected.
Kocanız öldürüldüğü gece, sakladığı son birkaç kanıtı almak için ofisine gitmiş.
- Grab me that bucket.
- Şu kovayı getiriver.
Why don't you guys grab Jay, take him down to the crime scene, see if that sparks his memory?
Neden Jay'i alıp olay yerine götürmüyorsunuz? Belki hafızası hareke geçer.
I thought that maybe we could grab a bite to eat,
Bir şeyler atıştırabiliriz diye düşünmüştüm.
Pierce, I hope that's the tiny gun that you throw at us to confuse us while you grab the giant gun taped to your back.
Pierce. Umarım, o küçücük silahı bizi büyük silahın karşısında şaşırtmak amacıyla elinde tutuyorsundur.
Last thing I remember is I'm about to stake your brother and then you grab me. That's it.
Hatırladığım son şey kardeşine kazığı saplamak üzere olduğum ve sonra senin beni yakalaman.
If I go in swinging and keep the Suits busy for a few seconds that might give you just enough time to get in there, grab Alice, and gallop away.
Hızla oraya dalar ve Takım Elbiseliler'i birkaç saniye de olsa oyalayabilirsem oraya girip, Alice'i alıp kaçman için sana yeterli zaman kalacaktır.
So when he first was shown the bower by his father, he... There were flowers there... and as a 12-year-old child, he wanted to grab them, but his father immediately stopped him... and said that he could not touch anything... or take anything away from the bower... because otherwise it would start raining very heavily.
Babası ona ilk kez çardakları gösterdiğinde orada çiçekler varmış ve daha o zaman 12 yaşında olduğu için onları almak istemiş ama babası hemen onu durdurmuş,... hiçbir şeye dokunmamasını ve çardaktan bir şey almamasını söylemiş,
Perhaps Stalin, who intended to grab the Baltic states and part of Poland, even deluded himself that he could share Europe with Hitler.
Belki de Stalin Baltık Devletlerini ve Polonya'nın bir parçasını eline geçirmek niyetindeydi. Hatta kendini kandırıp, Avrupa'yı Hitler'le paylaşabileceğini düşünüyordu.
How does that grab you?
Ne diyorsunuz buna?
¶ No need for that Just grab the fucking gat ¶
Gerek yok Sadece o silahı elinde göreyim
She could hardly do more by way of apology, for she'd become so hysterically excited at the mere hint of being taken out for a walk that she rushes into the kitchen to grab the vegetables and scatters them all about the corridor
Kendine daha başka ne ceza verebilirdi ki? Dışarı çıkmanın heyecanıyla, mutfağa koşmuş,.. ... bütün sebzeleri cennete çıkan yolda ayaklarına dökülen gül yaprakları gibi koridora saçmıştı.
If you grab him outside here like this or with that horse-collar thing you just did you're gonna get flagged and I'm gonna be pissed, you hear?
Onları at sürer gibi omuzlarından tutarsan ceza alırsın, ben de sinirlenirim. Duydun mu beni?
Grab it. Just hold that up.
Tut, yukarı kaldır.
It's too much for him, the thought that the... the only hope for the Cylon people is this desperate grab for procreation, evolution, all that messy biological trial and error.
Cylon halkının üremek için tek umudunun bu olduğu evrim geçirmek için karmaşık biyolojik deneme yanılmalar düşüncesi gözünü karartmış, altından kalkamıyor.
I'll put a new high-grade curse on that little runt, and then maybe one of your stupid soldiers can grab him!
Fare gibi ol. Daha kuvvetli bi iksir yapacağım belki senin aptal askerlerin onu yakalar!
- â ª gonna grab me a plane â ª â ª that'll take me back home to my folks... â ª â ª maybe real soon... - Okay? Wait a minute.
Tamam mı?
So that thing I'd grab if I had 60 seconds, it's my mother's Claddagh ring.
60 saniyem kalsa kurtaracağım tek şey annemin evlilik yüzüğüdür.
Let's do that. Grab a jacket.
hadi gidelim
I've known hippies that couldn't find their ass with either hand, but hand them anything and tell them to make a pipe, and they'll grab it- -
Biliyoruz ki hippiler, her iki elini kullanarak dahi götleri nerede bulamazlar,... ama onlara fırsat verip "pipet yap" dediğinizde,... anında iş tamam- -
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16