English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Grape

Grape traduction Turc

930 traduction parallèle
In the season of the grape harvest... the air smells purple.
Bağ bozumunda havada mor kokusu olur.
Tomato juice, orange juice, grape juice, pineapple juice...
Domates suyu, portakal suyu, üzüm suyu, ananas suyu...
Guiseppi, the best grape presser in all Italy.
Guiseppi, İtalya'nın en iyi üzüm ezicisi.
There's the tennis court up there, grape arbor there, and a grove there.
Şu ileride tenis kortu... bağ ve meyve bahçesi var.
Have a glass of grape juice from my home state.
Kendi eyaletimden gelen bir bardak üzüm suyu için.
Another grape juice Grayson, you can't have too many vitamins I always say.
Bir üzüm suyu daha, Grayson, hep söylerim, yeterince vitamin alamıyoruz.
Like the ox was made to eat and the grape was made to drink.
Aynı öküzün yenmek ve üzümün de içilmek için olması gerçeği gibi.
I wouldn't give you the skin off a grape.
Sana üzüm çöpü bile vermem ben.
A grape.
Üzümden bir tane.
Saturday, 19th, the King fell ill after eight helpings of grape marmalade.
Cumartesi, on dokuzu... sekiz porsiyon üzüm reçeli yiyince hasta düştü, haşmetli.
Grape marmalade will no longer be served at court.
Sarayda üzüm reçeli ikram edilmeyecek artık.
You take two packages of cough drops... and dissolve in one gallon of lukewarm grape juice...
İki paket öksürük tozunu biraz üzüm suyuyla karıştırdıktan...
You love that grape, don't you?
O üzümlü şeyi seviyorsun, değil mi?
Go to cannery, go to farm, go to picking grape.
Konserve fabrikasına gittim. Çiftliğe de, üzüm toplamaya da.
Anyone else wish to join me in a little more of the grape?
Biraz daha şarap isteyen?
All they figured for me was a little grape juice in the leg.
Benim için biçtikleri rol, bacakta bir miktar şarapnel parçası.
In the bricks in the grape harbor.
Asma çardağının kiremitlerinin altına mı?
Grape vineyards, huge barrels aging forever... poor little old monks running around testing it... just so some woman in Oklahoma can say it tickles her nose.
Büyük üzüm bağları, yıllanan fıçılar, tadına bakan rahipler, Oklahoma'daki bir kadın kafayı bulmak için!
And without compare in the arts of love. After them, all other women are like the second pressing of the grape.
Bir de onlarla aşk yaşadıktan sonra diğer kadınlar sana ikinci sınıf görünüyor doğrusu.
Maybe for the grape, but it was a lousy year for emcees.
Üzüm için olabilir, ama sunucular için kötüydü.
She's as swollen as a grape And she doesn't have a shape
Tombul üzüm tanesi gibi Vücudu şekil almamış ki
I could start lobbing shrapnel and grape at them critters, catch'em napping.
Elimdeki bütün güçlerle üstlerine saldırabilirim. Onları uykuda yakalarım.
Observe the neatness and precision of the grape fields.
Asma bahçelerinin ne kadar düzenli olduğunu görüyor musun?
Four grape pickers, and the rest of them drinkers.
Dört kişi üzüm toplar, geri kalanı şarabını içer.
Bee Pollen- - 500 mg ; Grape Seed : 200 mg ; Deer Antler Drops ; "
Üzüm çekirdeği : 200 mg ; geyik boynuzu tabletleri : "
Oh, real grape champagne!
Hakiki şampanya!
Well, lead on to the grape, Barney.
Neyse, yolu göster bakalım, Barney.
Well, have a grape.
- Üzüm ister misin? - Hayır, sağ ol.
- Fragmented grape.
- Parçalanmış üzüm.
The letter opener she thinks killed Lomax... wouldn't bruise a grape.
Lomax'ı öldürdüğünü sandığı mektup açacağı bir üzümü bile delemez.
After 20 years, no more cheating on the grape scales, you dumb bastards.
Nihayet 20 yılın ardından, Üzüm paylarında dalavere olmayacak. sizi aptal herifler.
You're a bunch of grape growers!
Sadece bir grup üzüm yetiştiricisisiniz!
I offer you, Caterina Malatesta, a pair of hands like shovels, a piece of grape terrace 30 meters by 10.
Caterina Malatesta, sana... Kürek gibi çalışan bir çift el, Ve küçük bir teras sunuyorum.
I don't know if it was orange juice or grape fruit... but I remember I had a juice...
Portakal suyu muydu, greyfurt muydu bilmiyorum ama meyve suyu olduğunu hatırlıyorum.
One and one half ounces of grape, jelly and coffee.
Elli gram üzüm marmelatı ve kahve.
Too much of the grape last night.
Geçen gece üzüm suyunu fazla kaçırmışım.
- It's sort of like grape juice plus.
- Özel üzüm suyu.
Grape.
Üzüm.
.. for Grape Juice Plus.
... özel üzüm suyu.
- Grape Juice Plus.
- Özel üzüm suyu.
This has the same effect as Grape Juice Plus.
Özel üzüm suyuyla aynı etkiye sahiptir bu.
Can I get a grape drink?
Üzüm suyu alabilir miyim?
For example, my father was a winemaker and I've never stepped on a grape, except by mistake, in my life.
Sözgelimi, benim babam şarap üreticisi idi, ben ise hayatımda yanlışlık dışında hiç üzüm çiğnemedim.
I was on the picket line with them during the grape strike.
Üzüm grevi sırasında, onlarla grev hattındaydım.
It's always a pleasure to meet someone who appreciates the boudoir of the grape.
Üzümlerin yatak odasını... takdir eden biriyle tanışmak hep hoştur.
Gimme a grape or an orange, and none of that stinkin'root beer!
Bana greyfrut veya portakal ver, asla o kokmuş kök birasından değil!
Grape seed that is not escaped with Henrietta.
O oldukça az sınıfta yer alan bir işçi çocukmuş.
What is more that grape seed without this?
Bunu size bırakmakla ne ilgisi var?
Grape.
Grape!
'Beulah, peel me a grape.'
"Bana bir üzüm soy, Beulah."
- Tuna fish and peanut butter. - Tuna fish and peanut butter? And grape yogurt.
Ve sadece iki telefon daha böylece müzikal efsane K6500'ü kurtarır ve 5,000 doların üzerinde ödül kazanırsınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]