English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Grasshopper

Grasshopper traduction Turc

415 traduction parallèle
This is worse than being in love with a grasshopper.
Bu bir çekirgeye aşık olmaktan da kötü.
I'm sorry to keep you waiting but this brother of yours jumps around like a grasshopper.
Seni beklettiğim için özür dilerim Kay fakat şu kardeşin olacak adam yerinde duramıyor.
You mean to tell me you take orders from a grasshopper?
- Ne? Yani bir çekirgeden emir mi alıyorsun?
Grasshopper?
Çekirge mi?
You're the last grasshopper in this plague of surgeons.
Sen bu rahatsïz edici doktorlarïn sonuncusun.
Sorry, but here's another grasshopper.
Üzgünüm ama, bir çekirge daha.
An ant is what it is, and a grasshopper is what it is, and Christmas, Sir, is a humbug, good day.
Karınca karıncadır, çekirge de çekirgedir ve Noel efendim, aldatmacadır, iyi günler.
You got eyes like a grasshopper.
Tıpkı büyükbaban gibi görüyorsun.
Not high to a grasshopper, but knee-high.
Çekirgeye ulaşacak kadar uzun boylu değil, sadece diz boyu.
She's less of a grasshopper and more of an ant.
Eskisine göre ağustosböceği tarafı azalmış... karınca tarafı gelişmiş...
He's got the IQ of a grasshopper.
- Ama... Teşekkür ederim Arthur.
Drier than a grasshopper on a hot griddle.
Kızgın tavadaki bir çekirgeden bile daha çok susadım.
Green grasshopper!
Yeşil çekirge!
Let the Russians claim bigger satellites. Now, if they are the first to... discover the mating habits of sea horses... must we then race them to discover the inner structure of a grasshopper's brain?
Bırak Ruslar daha büyük uyduları olduğunu iddia etsinler, yani ilk onlar deniz atlarının çiftleşme yöntemini buldu diye biz de bir çekirgenin beyninin nasıl işlediğini bulmak zorunda mıyız?
He's a regular little grasshopper.
O sadece küçük bir bacaksız.
Apart from rubbing our back legs together like some sort of grasshopper...
Ağustos böceği gibi boş boş durmaktan iyidir.
Do you hear the grasshopper, which is at your feet?
Ayağının yanındaki çekirgeyi?
Good afternoon, grasshopper.
İyi günler çekirge.
I hear the grasshopper.
Çekirgenin sesini.
- No, grasshopper.
- Hayır, çekirge.
Grasshopper, what troubles you?
Çekirge, canını sıkan ne?
The hands, grasshopper, are the eyes and tongue of touch.
Eller, çekirge, dokunmanın gözleri ve dilidir.
The bridge of which I speak, grasshopper is your love for him.
Söz ettiğim köprü, çekirge ona duyduğun sevgidir.
Where does your pebble walk to, grasshopper?
Çekirge, taşın nereye gidiyor?
Grasshopper, seek first to know your own journey's beginning and end.
Çekirge, öncelikle kendi yolculuğunun başlangıcını ve sonunu öğren.
What beautiful image have you made, grasshopper, to please your eyes?
Gözlerine ziyafet çekmek için ne gibi bir güzelliği resmettin çekirge?
What troubles you, grasshopper, that the boy was your own age?
Seni rahatsız eden nedir çekirge, çocuğun senin yaşında olması mı?
Learn from him, grasshopper.
Ondan ders al çekirge.
Go and sleep, grasshopper.
Git ve uyu çekirge.
Grasshopper, do you find mystery in the fire?
Çekirge, ateşte bir sır mı buldun?
Have you a burden, grasshopper?
Bir yükün mü var Çekirge?
No, grasshopper, not in memory but in your deeds.
Hayır çekirge, hafızanla değil eylemlerinle.
Peace lies not in the world, grasshopper, but in the man who wal ks the path.
Çekirge, barış dünyada değil, yolda yürüyen insanın içindedir.
Grasshopper.
Çekirge.
Why, grasshopper?
Niye Çekirge?
What do you look for beyond the sea, grasshopper?
Denizin ötesinde ne arıyorsun çekirge?
And his needs, grasshopper do you also see them through his eyes?
Peki ya ihtiyaçları çekirge bunları da onun gözleriyle görüyor musun?
What is it, grasshopper?
Ne oldu Çekirge?
I can only point the way, grasshopper.
Ben yolu sadece gösterebilirim Çekirge.
What is in your thought, grasshopper?
Düşündüğün nedir Çekirge?
Grasshopper, the wheel of life is turned inexorably by the infinite stars.
Çekirge, hayat çarkı sonsuz yıldızlar tarafından acımasızca çevrildi.
It is because you are a man that you can do this, grasshopper.
Çünkü sen bunu yapabilecek bir adamsın Çekirge.
Grasshopper, are you fishing in our lily pond?
Çekirge, zambak havuzumuzda balık mı tutuyorsun?
That is not a puzzle, grasshopper.
Şaşıracak bir şey yok çekirge.
Perhaps you will see other things you do not know at all but the puzzle, grasshopper, that is to find a way so that others may see you.
Belki hiç bilmediğin başka şeyler göreceksin ama çekirge ; bu bilmece başkalarının da seni görebilmesinin bir yoludur.
Look more closely, grasshopper.
Daha yakından bak çekirge.
You know, uh, I can mix a Mai Tai... a Margarita, an Alexander, a Grasshopper.
Biliyorsun, ben Mai Tai... Margarita, Alexander, Grasshopper... hazırlayabilirim.
- What is it, grasshopper?
- Ne oldu çekirge? - İblisler!
To be yourself, grasshopper, feel the heartbeats of others above your own.
Kendin olabilmek için Çekirge, başkalarının kalp atışlarını kendininkilerden daha çok hissetmelisin.
That is what you risk, grasshopper :
Girmen gereken risk bu işte Çekirge :
Grasshopper!
Çekirge!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]