Gratin traduction Turc
59 traduction parallèle
I'll have my hors d'oeuvres, soup, double rib sirloin, potatoes au gratin asparagus, spiced pears and, of course, the creamed Bermuda onions.
Ordövr, çorba, biftek, patates graten kuşkonmaz, baharatlı armut ve tabii kremalı Bermuda soğanı.
The butler took his dinner up to him, a dinner consisting of roast chicken, roast potatoes, and cauliflower Au gratin.
Uşak onun yemeğini getiriyor. Kızarmış tavuk, patates kızartması ve karnabahar ogratenden oluşan bir yemek.
- Au gratin or baked potato? - Baked.
- Ograten mi, fırında patates mi?
"Chicken a la king, potato au gratin, string beans... " cauliflower, a glass of milk and caramel ice cream... with hot chocolate sauce, " sir?
"Tavuk çorbası, patates graten, fasulye haşlama....... karnabahar, bir bardak süt ve karamelli dondurma."
The grating dauphinois?
Gratin dauphinois mı?
Potatoes au gratin.
Fırında patates.
Potatoes au gratin.
Peynirli patates.
I can whip up some chicken-fried steak, and potatoes au gratin -
Bir çırpıda tavuk biftek ve kızarmış patates hazırlarım.
I smell the potatoes au gratin... of Marge Simpson.
Marge Sipmson`un elinden çıkmış peynirli patates kokusu alıyorum.
There once was a lady of Totten, whose taste grew perverted and rotten, she cared not for steaks or for pastries and cakes, but lived upon penis au gratin.
Bir zamanlar Totten adlı bir hanım vardı. ... iğrenç ve sapıkçaydı ağız tadı. Ne biftek umurundaydı, ne hamur işi, ne de fesleğen tek besiniydi penis graten
Roast pork with gratin, Florence fennel and penne with a port giblet sauce.
fırında domuz, Florence fennel porto şarabı da bekletilmiş salçalı tavuk.
Ah, au gratin potatoes.
Altın kaplamalı patatesler.
Potatoes gratin. - Bollocks.
Kabuklu patates.
Sunday, potatoes au gratin
Pazar haşlanmış patates
With the leftover lentils, we make a lentil soup, we mince the greenery into a gratin, the meat bones we use for stock the fish bones for sauce.
Arta kalan mercimekten mercimek çorbası yapıyoruz. Yeşillikleri ince ince kıyıp graten hale getiriyoruz. Kemikleri büyük baş hayvanlar, balık kılçıklarını da sos için kullanıyoruz.
- Carrots au gratin!
- Havuçlar enfes!
- Is that 3-cheese potato gratin?
- Bu, üç peynirli patates gratin mi?
- Endives au gratin.
- Fırında güveç!
"Au gratin" means white sauce, right?
Fırındaki güveçte beşamel sosu var değil mi?
It's a gratin of Florence fennel and new potatoes.
Özel soslu ve mantarlı krep.
I felt somethin'inside gratin'against something'soft I felt like a water balloon with a hole poked in it I was goin'down for the last count
İçimde bir şey hissettim yumuşak bir şey su dolu bir balon gibiydim bir yanı delinmiş sona doğru yaklaşıyordum.
I made him some nice potatoes au gratin.
Ona çok hoş bir fırında patates yemeği yaptım.
Lard and potatoes au gratin, with cream.
Domuz yağlı patates ve sos.
Macaroni au gratin and a custard pudding.
Makarna graten ve puding.
Potatoes au gratin.
Rendelenmiş peynir ve patates ile efendim.
- For the tomatoes gratin...
Şu domates grateni?
Who's the shark who's mean and rotten, and going to be served with potatoes au gratin?
Hangi köpekbalığı kötü ve kokuşmuş ve patatesle birlikte servis edilecek?
Fried potatoes or au gratin?
Patatesler kızarmış mı olsun, fırında mı?
Au gratin...
Fırında.
Sure you don't want to try my Rock Au Gratin?
Meşhur kabuklu taşlarımdan denemek istemez misiniz?
For future reference, my favorite is potatoes au gratin.
Aklında bulunsun benim favorim rendelenmiş patates.
You could say "au gratin" when you were 3?
3 yaşındayken de "rendelenmiş" diyebiliyor muydun?
The best one "le Chichon au gratin"
En iyisi "le Chichon au gratin"
The "Chicon au gratin"?
"Chicon au gratin" mi?
No! The "chichon au gratin" it's like big endives with some béchamel sauce!
Hayır! "chichon au gratin" Beşamel soslu hindiba yaprakları gibi birşey!
That comment about my cooking has just bought you one entire week of turkey au gratin.
Yemek pişirmemle ilgili yaptığın bu yorum yüzünden bir hafta hindi graten yiyeceğiz.
The chops, the potato thing - it's au gratin, either way - and the dessert too.
Ve tatlı da..
# Oliver James washed in the rain... # The au gratin is turning the required amber hue - the critical juncture.
Ogratin olması gereken kehribar rengine dönüyor kritik bir zaman.
* Makes potatoes au gratin... *
Bir yandan beşamel soslu patates yaparken
I'll peel the potatoes for the au gratin With the crispy melted cheese on top.
Sonra o üzeri gevrekli erimiş peynirli kızartma için patatesleri soyacağım.
Hey, if you're taking orders, I love those au gratin potatoes.
Eğer sipariş alıyorsan, kızarmış patatese bayılırım.
When our children come home with their noses and hands icy, what can be more welcoming than a warm, roasted sweet potato gratin waiting for them?
Çocuklarımız eve donmuş burun ve elleriyle geldiği zaman,... onlara sıcak bir karşılama yapmak için,... fırında tatlı patatesten daha iyi ne olabilir?
Here's some Gratin Flowers and Macaroni Grass.
Burada biraz Gratin çiçekleri ve Macaroni otu var.
And now, while he east his medium rare steak... accompanied by an elegant gratin galettes... he's about to receive a phone call that will change his life.
Ve şimdi, az pişmiş bifteğini yerken... Galetelere eşlik ediyor... Hayatını değiştirecek bir telefon görüşmesi yapmak üzereydi.
# Au gratin #
Au gratin
I just came by to pick up my check and I made you some cauliflower gratin?
Maaşımı almak için uğramıştım... Sana karnabahar gratin yaptım.
- Cauliflower... gratin.
- Karnabahar... gratin.
Oh, gratin.
Gratin demek.
Shafer Farm's venison loin with parsnip gratin and onion confit.
Yaban havucu ve soğan confiti karışımı bir Shaffer Farm geyiği filetosu yaptım. *
Uh, potatoes au gratin- - your favorite, right, Dad?
Patates Graten. En sevdiğin değil mi baba?
Have you had the macaroni au gratin?
Taksi!