English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Gulp

Gulp traduction Turc

262 traduction parallèle
Gulp it down quick.
Hemen yut.
Now here you and Kitty down in one gulp!
Bir dikişte içiyoruz!
- Yes. All in one big gulp.
Hepsini bir yudumda içeceksin.
One big gulp, now.
Hepsini bir yudumda.
All in one gulp, now.
Hepsini bir yudumda.
Now George, at one gulp!
Hadi George, fon dip!
I have never seen you gulp it down so fast!
Bu kadar hızlı mideye indirdiğini hiç görmemiştim!
I don't know whether to gulp it right down or just let it sit there and admire it.
Ya şunu doğru dürüst içmeyi bileceksin ya da yerine koyup ve hayran hayran bakacaksın.
I did gulp it.
Onu mideye bir çırpıda indirdim.
At least I gulp the smoke.
En azından ben içime çekiyorum.
Drink it in one gulp and you'll feel bliss greater than Solomon when he amused himself with his 1, 000 concubines.
Bir kerede iç ve kendini bin cariyeyle eğlenen Solomon'dan daha fazla keyifli hissedeceksin.
Don't gulp it!
Kafana dikme!
Gulp it down!
İç şunu!
There's plenty here. Don't gulp it.
Daha çok var.
I'll make you drink a whole bottle of sake in one gulp!
Bir yudum sake doldurayım sana!
If you gulp it, you'll fall ill.
Büyük lokmalarla yerseniz, hastalanırsınız.
You studying on taking eight in one gulp?
Sekizini bir defada mı halledeceksin?
He'd gulp it down, and slowly his coughing would diminish.
Onu yutardı ve öksürüğü yavaş yavaş azalırdı.
He brushes the dirt off him real nice... and then... swallows the birdie down in one gulp!
Özenle üzerindeki pisiliği silkelemiş ve sonra kuşçuğu yutmuş ve geğirmiş!
General, I'm sorry, but it's too much to expect a feudal country like Japan... to swallow a whole new constitution in one gulp.
General, affedersiniz, ama Japonya gibi feodal bir devletin yepyeni bir yapıyı tek seferde yutabileceğini sanmıyorum.
Gulp.
Ne dedin?
- A lot of goodies for you guys... and a Big Gulp Dr Pepper for me.
- Victor ne aldın sen? - Sizlere bir sürü cici şeyler ve bana da koca bir yudum Dr. Pepper.
Do not gulp.
Yutma.
[gulp] why don't you just... pull it's toenails out?
Ve tabi ki... kesip inceleme. - Neden sadece... tırnaklarını kesmiyorsunuz?
Sharp knife wounds that stab you in the groin, so you gasps..... and gulp the air tearing your last breath from the stars..... as the seed runs into the parched sheets and you fall into the night.
Keskin bıçak kapanmayan bir yara açmıştır bağırsaklarında... Ne zaman acıyla soluduğun hava son nefesini de çekip alır yıldızlardan, işte o zaman deniz karışır toprağa, sen düşersin karanlığa...
♪ Take a gulp and take a breath and go ahead and sign the scroll
# Nefesini tut, adımını at, ve imzala anlaşmayı
With money like that to throw around you gotta figure she's either living in a Big Gulp cup or she's selling her body for Pez.
Harcayacak o kadar parası.. ... varsa ya battal boy içecek kutusunda yaşıyordur ya da şekerleme almak için vücudunu satıyordur.
If your big gulp-head producer clients would dare to show a little brains, they would sign my ass up on that tour and I'd be touring the world.
Eğer senin koca götlü yapımcı müşterilerinde azıcık zeka olsaydı benimle sözleşme imzalarlardı ve ben de şu anda dünya turunda keyif yapıyor olurdum.
One gulp.
Bir yudumda.
The trapped heat laid low waiting for someone to give it one big gulp of air.
Kapana sıkışan ısı aşağıda kalmış... ona büyük bir yudum hava verecek birini bekliyordu.
Gulp by gulp, brick by brick.
Yudum yudum, tuğla tuğla.
And if he ever needed anything like a Big Gulp or batteries or something I'm sure the 7-Elevens up in heaven don't have those signs that say :
Hem battal boy içecek, pil gibi şeylere ihtiyacı olsa..... eminim cennetteki marketlerde "Gömlek ve ayakkabı yoksa, hizmet de yok"
And now, we take our first taste, a big boisterous gulp.
Sıra, şarabın tadına bakmaya geldi. Adapsız, kocaman bir yudum alıyoruz.
Gulp'n'Blow.
Gulp'n'Blow.
Gulp.
Eyvah.
Maybe gulp... sob me too!
Belki de sira bendedir!
Don't gulp it.
Yutma.
I'm a bitter, nasty broad... who can suck down a bottle of wine in a single gulp.
Hınçlı, pis bir karı olmuşum... koca bir şişe şarabı bir dikişte deviriyorum.
The most profound, important invention of my lifetime... the Big Gulp.
Benim dönemimin en büyük, en önemli icadı... Büyük Yudum.
Have a Big Gulp, then chain myself to the goal post.
Gazoz içip, kendimi kale direğine kelepçeledim.
The monks said you should drink the whole thing in one gulp.
Hepsini bir yudumda içmeni söylediler.
At last we can compete with the Gas-N-Gulp.
Sonunda Gas-N-Gulp'u tamamladık.
Don't gulp it down!
Bir seferde bitirme!
I have a gulp in my throat won't go away.
Boğazımdaki düğüm gitmeyecek.
Professor, don't gulp that water, we'll need it.
Profesör, suyu çok içme, ona ihtiyacımız olacak.
These are the names of the champions who emptied the horn in one gulp.
Bunlar boynuzu bir yudumda boşaltan, şampiyonların isimleri.
Among the heaviest drinkers, he was the only one to empty it in one gulp.
Ağır içiciler arasında, o tek yudumda boşaltıp birinci oldu.
They offer you a spoonful of manure, and you gulp it on down.
Verdikleri bir kaşık dolusu gübre, ve bir seferde onu yutuyorsun.
I'll gulp you down sausage.
Seni yerim sosis.
- A little gulp of water never hurt.
Birazcık suda kalmak kimseyi öldürmez.
In one gulp, great!
Bir lokmada, harika!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]