Hadass traduction Turc
42 traduction parallèle
Well, as soon as you see Hadass, you'll feel better.
Hadass'ı gördüğünde kendini daha iyi hissedeceksin.
Who's Hadass?
- Hadass kim? - Hmmmm?
- Is she pretty, this Hadass?
Hmmm Bu Hadass güzel mi? Hayır.
Why'd you have to talk about Hadass?
Hadass'dan neden bahsettin ki?
- Hadass made it herself.
- Hadass pişirdi.
But from a hidden part of the body, so she'd be modest. - Stop it. - Like my Hadass.
fakat vücutta saklı bir yerden, kadın çok sıradan bir şeyden yarattı.
Hadass, sweetheart, try to understand.
Hadass, tatlım, anlamaya çalış.
- Did you talk to Hadass?
- Hadass ile konuştun mu?
Hadass is a nice girl, but don't make her into more than she is.
Hadass güzel bir kız fakat gereğinden fazla ona üzülme.
- And Hadass? - She's still in love.
Hadass nasıldı?
- I want you to marry Hadass.
Hadass ile evlenmeni istiyorum.
Hadass isn't a widow, and I'm not your brother.
Ben senin erkek kardeşin değilim.
Where are your parents, Hadass?
# Annen baban neredeler?
- You don't have to be frightened, Hadass.
- Korkma!
But you don't have to do anything you don't want to, Hadass. Anything.
İstemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin.
- The thing is... The thing is, Hadass, because you're still thinking of Avigdor,
Doğru Hadass, fakat sen hala Avigdor'u düşünüyorsun.
You're very hard to resist, Hadass, but I'm not going to force myself on you.
Çok ısrarcısın, Hadass, Fakat senin için kendimi zorlayacak hiçbir şey yapmayacağım.
- Good night, Hadass. - Good night.
iyi geceler, Hadass.
That's love, Hadass.
İşte bu aşk, Hadass.
Why not? Why not, Hadass? It's the least a husband can do for his wife, the most maybe.
Bir koca karısı için elinden ne gelirse yapabilir.
Now, pay attention, Hadass.
şimdi dikkatini ver, Hadass.
What is so incredible, Hadass, is that it's a masterpiece of literature, folklore and philosophy.
o bir başvuru kaynağı, folklor, ve felsefe şaheseridir.
I'm the one who's sorry, Hadass.
Üzgün olan biri de benim, Hadass.
Don't stop, Hadass. It's pretty.
durma Hadass. çok güzel.
Well, what are you doing, Hadass?
Şeyy, neyse... ne yapıyorsun, Hadass?
Hadass, I...
- H-Hadass, Ben...
- I'm so sorry, Hadass. - For what?
- üzgünüm, Hadass.
It won't be the same here without you. Hadass.
Sensiz burda hiçbir şey aynı olmayacak.
Do you remember what we studied last week in the Talmud about patience?
Hadass. Geçen hafta derste ne çalıştığımızı hatırlıyor musun? Talmud'da sabır konusunda?
In God's face, in my face, in Hadass'face!
Tanrının yüzüne, benim yüzüme, Hadass'ın yüzüne!
So you lied to me! You lied to Hadass!
Bana ve Hadass'a yalan söyledin!
I don't think Hadass will listen to her parents anymore. Maybe there's something else we can do.
Hadass'ın artık anne babasını dinleyeceğini sanmıyorum.
Here's a statement for the rabbi and a note for Hadass.
Burada haham için bir evrak var.
Would you give it to her for me, please?
ve Hadass için de bir not. Ona benim için verebilir misin, lütfen?
Take care of yourself and Hadass.
Neyse, görüşürüz. Kendine ve Hadass'a dikkat et.
- Hadass should be proud to be his wife.
Anshel, lütfen.
You should be proud to be his father-in-law.
Hadass onun karısı olarak onurlandıracak onu.
Hadass and I could be...
Hadass ve ben biliyorum...
Hadass and I talked, laughed a little...
Oh. Hadass ve ben konuştuk, güldük biraz... çok eğlendik aslında.
- I find you beautiful, Hadass, beautiful.
- Seni güzel buldum, çok güzel.
God, Hadass.
- Tanrım, Hadass!
Hadass.
Hadass.