Halen traduction Turc
5,195 traduction parallèle
I don't know how long this night has lasted.
Ne kadar süredir halen gece bilmiyorum.
I currently only like one person that I hang out with.
Halen takıldıklarımızın arasından sadece birini seviyorum.
Then you still want to meet later at the Candlewood?
Halen geç saatte Candlewood'da buluşmayı istiyor musun?
You still have migraines?
Halen migrenin var mı?
I'm sure you still have feelings for each other.
Halen birbirinize hisleriniz olduğuna eminim.
I'm still getting used to it, so...
Halen alışmaya çalışıyorum.
WADE : Yup, I can still hear you!
Halen duyabiliyorum!
Embroiled in a mystery that keeps on unraveling, authorities have kept quiet thus far, but the man who killed himself has been identified as Denny Jones.
Gizemdeki karmaşa halen çözülebilmiş değil ve yetkililer de halen sessizliğini koruyorlar. Ama kendini öldüren adamın adının Denny Jones olduğu öğrenildi.
There is still civilians and LAFD inside the building.
Binanın içinde halen siviller ve itfaiyeciler var.
Sir the civilians are still in there.
Efendim binanın içinde halen siviller var.
Nope, still just a random statement, and still useless.
Hayır, halen rasgele bir ifade ve halen işe yaramıyor. Peki.
Are we still on for Senor Kevin's or are you guys doing this whole switchy thing?
Halen "Senyor Kevin" e gidecek miyiz yoksa bu değişim işine devam mı ediyorsunuz?
Troy still has to go on his date with Britta.
Troy halen Britta ile randevusuna gitmeli.
Ohhh! No, still not doing it.
Hayır, halen yok mu?
You heard of any more tension between Jacs and Franky?
Jacs ile Franky arasında halen bir gerilim yaşanıyor mu?
As there is still an ongoing police investigation, we will not mention the riot.
Ve soruşturma halen devam ettiği için isyandan bahsetmeyeceğiz.
His wife Jacqueline is still incarcerated...
Eşi Jacqueline ise halen tutuklu olarak...
They're still waiting on a toxicology report but it would appear at this stage that the cause of death was a heroin overdose.
Halen toksikoloji raporu bekleniyor ancak ölüm nedeni aşırı doz eroin gibi görünüyormuş.
My offer of moving you into protection still stands.
Seni gözetim altında tutma teklifim halen geçerli.
Wait, you still have a crush on her?
Bir dakika, ona halen yanık mısın?
We're still looking for answers.
Halen cevapları arıyoruz.
We're still investigating.
- Halen araştırıyoruz.
But it still has the tags on!
Ama etiketi halen üzerinde!
Hey, does Ian Duncan still teach psychology at Greendale?
Ian Duncan, halen Greendale'da psikoloji dersi veriyor mu?
It's still downloading, but it looks like he may have left messages in a social network chat room.
Halen indiriyorum, ama sosyal ağlardaki sohbet odalarında mesajlaşmış gibi görünüyor.
Still trying to determine location and identify Crowe's dance partner.
Halen binanın yerini ve Crowe'un dans partnerinin adını belirlemeye çalışıyoruz.
He went missing and it's been up in the air ever since.
O zamandan beri halen kayıpdır kendisi.
3 MURDERS NOBODY KNOWS MASTERMIND STILL AT LARGE In 2004, in Shirosato Town, Ibaraki, electronics store owner Satoru Ushiba, was found dead under suspicious circumstances.
3 CİNAYETİ KİMSE BİLMİYOR AKILUSTASI HALEN KAYIP 2004 yılında, Shirosato Town, Ibaraki, elektronik mağaza sahibi Satoru Ushiba, ölü bulundu.
The reality of it is... that I'm alive.
Bunun gerçeği... Halen yaşıyorum.
However, the members of our herd are still amassing at the banks of the river.
Öte yandan, sürü halen nehir kenarında toplanmaya devam ediyor.
Flesh firm as ever.
Halen etin sıkı bak.
The thing's still on the loose.
Yılan halen kayıplara karışmış durumda.
That's still unclear.
Bu halen gizemini koruyor.
You, uh, you like Van Halen?
Siz, uh, Van Halen e mi benziyorsunuz?
If there is still a path of redemption for August, it is one that he must travel on his own.
August'ın halen affedilmek için şansı var, ama bunu kendisi yapmalı
I know there's still hope for your son.
Oğlun için halen bir umut olduğunu biliyorum.
Yet... here I am.
Ancak... Halen Burdayım.
I still have some of it left.
Bende halen biraz mevcut.
And yet you sought me out.
ve halen buradasın.
If August is still at the station, he's not picking up.
August halen merkezde olmalı, Telefona bakmıyor.
There's still hope.
Halen umut var.
We don't even know their names.
Adları halen bilinmiyor.
It must have been contact with Mamuro's cyberbrain. Which is still with his prosthetic body.
Mamuro'nun siber beyni ile bağlantı kurmuş olman lazım ki halen protez bedenine bağlıyken.
You see, at first, I couldn't understand how you could be in that drawing but still exist today.
Başlarda nasıl o resimde olup da bugün halen var olabileceğini çözememiştim.
Monroe was and is suspected of black market contraband.
Monroe'nun karaborsa kaçakçılık yaptığından şüpheleniliyordu ve halen şüpheleniliyor.
At the present moment, only the gates at the Sadovaja station are open, to allow rescue teams access to the tunnel.
simdilik tek açik yer olarak Sadovaya istasyonu birakildi. Kurtarma çalismalari halen bu noktadan yapilmakta.
Be still.
halen olun.
'Our London house is now the secret headquarters of our rebellion.
'Londra'daki evimiz, halen isyanımızın gizli merkezi.
Now, we don't know what LUCA looked like, we don't know precisely where it lived or how it lived.
Halen LUCA'nın neye benzediğini tam olarak nerede ve nasıl yaşamış olduğunu bilmiyoruz.
We know the truth, and we love you.
Gerçeği biliyoruz ve seni halen seviyoruz.
Why do you still have a thing for Nelson?
Neden halen Nelson için bir şeyler hissediyorsun?