Hamburgers traduction Turc
522 traduction parallèle
So much coffee, so many rolls... ... so many hamburgers, sugar.
Şu kadar kahve, şu kadar ekmek şu kadar köfte, şeker.
Hamburgers, hot dogs and salami.
Sosisli ve salamlı sandviç ve hamburger var.
- Any more of them hamburgers, Ma?
- Hamburger kaldı mı?
That's a lot of hamburgers.
Bir sürü hamburger demek bu.
Sometimes I think everybody in Southern California makes a living selling hamburgers to each other.
Kimi zaman Güney California'da herkesin bir diğerine hamburger satarak hayatını kazandığını düşünürüm.
I get so sick of hamburgers sometimes, I...
Kimi zaman hamburgerden öyle bıkıyorum ki...
- Hamburgers.
- Hamburger.
Maybe he went over to the drive-in for some hamburgers.
Belki bir arabalı-lokantaya hamburger almaya gitmiştir.
We sell eight hamburgers a week and a case of soda pop.
Haftada sekiz hamburger ve bir kasa gazoz satıyoruz.
They'll eat it up... the story and the hamburgers.
Yiyip bitirecekler hem hikayeyi, hem hamburgerleri.
You'll sell all your hamburgers, hot dogs, soda pop... and all your Navajo rugs.
Tüm hamburgerlerini, sosislilerini, gazozlarını ve Navajo kilimlerini satacaksın.
Couple hamburgers, please.
- İki çikolata. - İki hamburger.
We had four hamburgers and four coffees.
Hesabı alır mısınız? Dört hamburger ve kahve.
Go on back and peddle your hamburgers.
Sonra da git hamburgerlerini çevir.
Those guys, there's nothing but hamburgers night off or no night off. They don't mind, though.
Çocuklar ya hamburger gecesi yapıyorlar ya da gece hiç çıkmıyorlar.
Two hamburgers and five coffees, three for you and two for the lady...
İki hamburger ve senin üç, hanımefendinin iki yani toplam beş fincan kahve.
Do I personally raise the price on hamburgers and pork and beans and frankfurters?
Hamburgerin, etin, fasulyenin, sosisin fiyatını ben mi arttırıyorum?
Hamburgers and onions, strawberry shortcake...
Hamburger, Çilekli pasta...
What's the difference whether the kids make the money for the hamburgers?
Bu çocuk parayı hamburgerden veya otoparktan kazansa ne farkeder?
Give me three hamburgers.
Bana üç hamburger.
Poor Papa, you don't know it but Maxim's will soon be serving hamburgers and hot dogs.
Zavallı baba, bilmiyorsun ama yakında Maxim's'de hamburger servisi yapılacak.
Them as wants their hamburgers rare or medium rare better shake a leg.
Hamburgerlerinizi nasıl istersiniz? Az pişmiş diyenler parmak kaldırsın.
- Two hamburgers and a coffee.
- İki hamburger ve bir kahve.
I wish there were some way I could make up for those hamburgers.
Keşke şu hamburgerleri telafi edeceğim bir yol olsaydı.
- It's the bread in the hamburgers.
- Hamburgerlerin ekmeği çok.
But he's still got a little stuff left and for you people that still believe that capitalism isn't that weird you might help him out and buy a couple of hamburgers.
Fakat hâlâ biraz eti var, kapitalizm ne kadar ilginç değil mi şimdi cebinizdeki parayla ondan hamburger alacaksınız.
Are hamburgers all right?
- Hamburger olur mu?
Two hamburgers.
İki hamburger.
What about your hamburgers and Cokes, sir?
Hamburger ve kolalarınız ne olacak, efendim?
Uh... Anyway, uh, we're having hamburgers, and I make them a special way.
Neyse, Hamburgerlerimiz var, ve onları çok değişik hazırlayacağım.
That's the whole idea, if you want to sell hamburgers.
İşin esası da bu, eğer hamburgerleri satmak istersen.
One of the hamburgers hit me on the head.
O ekmek aralarından biriyle başıma vurmuştu.
- Earle's taking us all for hamburgers.
- Earle bizi hamburgerciye götürecek.
There'll be hamburgers.
Bol bol hamburger olacak. Hazır mısın?
Just wait till you go get the hamburgers.
Hamburgerleri alana kadar bekle. Tamam mı?
I don't want the hamburgers.
Hamburger istemiyorum.
Two hamburgers and a coffee...
İki hamburger ve bir kahve lütfen.
You could buy 12 hamburgers.
12 hamburger alabilirsin.
- You wanted 12 hamburgers to go, right?
- 12 hamburger paket istemiştiniz, değil mi?
- But you can't put 12 hamburgers in a brown paper bag.
- Ama 12 hamburger tek torbaya sığmaz.
Your hamburgers.
Hamburgerler senin.
Hamburgers!
Hamburgerler!
Just hamburgers and Cokes.
Sadece hamburger ve kola var.
[Wilbur] Hey Bernie, how long does it take to cook two hamburgers?
Hey Bernie, iki hamburger için daha ne kadar bekleyeceğiz?
I'm gonna have hamburgers down here with the guys.
- Ben burda çocuklarla hamburger yiyeceğim.
- Hot dogs, hamburgers, ribs? - Everything.
- Sosis, hamburger, pirzola?
The hamburgers are getting cold.
Hamburgerler soğuyor.
Hamburgers?
Hamburger?
I never knew he liked hamburgers, did you?
Hamburger sevdiğini bilmiyordum, seninde?
What's white and sells hamburgers?
Beyaz olan ve hamburger satan nedir?
Hamburgers.
Hamburger.