Hanging traduction Turc
14,433 traduction parallèle
I think what my better half is trying to say is that having played up a bit in his teens, he will be experienced enough to make sure that our kid knows the pitfalls of hanging out with wrong'uns.
Bence daha iyi yarım söyleyecek ne deniyor? Onun gençler biraz oynadı sahip olmasıdır, O yeterince deneyimli olacak
Em, come on, you didn't think I would just, like, leave you hanging, did ya?
Em, hadi, sanki senin gibi, Seni asar bırakın, değil mi?
- Hanging's too good for you!
- Asılmak senin için çok hafif kalır!
Yeah. I had a Picasso hanging right there.
evet.tam şurada aılı bir picasso tablosu vardı.
Did you have a laundry line hanging in the backyard when you were growing up?
Küçükken evinizde çamaşırları arka bahçedeki bir ipe asar mıydınız?
You know, with jeans and t-shirts and underwear hanging in the backyard?
Bilirsin işte arka bahçede sallanan kotlar,.. ... tişörtler, iç çamaşırları falan olur muydu?
I didn't like my underwear hanging out there for the other kids to see, but I did enjoy my one friend's mom's brassiere...
Bizim de. Esasında diğer çocukların gözleri önüne iç çamaşırlarımın serilmesinden hazzetmezdim ama bir arkadaşımın annesinin sütyenini görmekten oldukça haz duyardım.
-... hanging on their laundry line.
- Kendi çamaşır iplerinde aslı durudu.
# Tired of hanging out With guys twice my age
Bıktım babam yaşında Olanlarla takılmaktan
Just hanging in there, so to speak.
Sadece oraya asılıyorsun, konuşmak için.
He calls him Jacky, too! Uh, yeah, I'm, I'm hanging in there.
bunu çözeceğim.
I want to see who he's hanging out with at those strip clubs.
O striptiz kulüplerinde kimlerle takıldığını görmem gerek.
Why are you hanging out with her?
- Niye onunla takılıyorsun ki?
- Her clothes are hanging on the line.
Giysileri ipte asılı.
One day... she'll be walking home from school... or she'll be out on a date... or hanging out with her friends.
Bir gün okuldan eve dönerken ya da bir randevudayken ya da arkadaşlarıyla takılırken.
I'm hanging up. I'll call later.
Kapatıyorum, sonra ararım.
How's it hanging?
Nasıl gidiyor?
I just, I can't picture you hanging out with someone like this.
Böyle biriyle takıldığını hayal bile edemiyorum.
I found him hanging in the garage.
Onu garajda asılı hâlde buldum.
What's he doing hanging out with a kid?
- Bir çocukla ne işi var?
Working at McDonald's, hanging out with a 15-year-old schoolboy.
McDonald's'ta çalışmak 15 yaşındaki bir okul çocuğuyla takılmak.
There was a guy hanging around who wanted to give you this.
Bir adam geldi, sana bunu vermek istiyordu.
Okay, I'm hanging up in about two seconds...
Tamam, iki saniyeye kapatmış olacağım...
You know, I'm hanging up for good.
Biliyor musun şimdi kapatıyorum.
There's a bunch of them Gangster Disciples down there on the corner, with their pants hanging all around their ankles.
Orada köşede bir demet Gangster Müridi var, Pantolonları bileklerinin etrafında asılı duruyordu.
Well, frankly, Mr. Palmer, we're concerned about the people that Jalen's been hanging around with lately.
Açıkçası, Bay Palmer, Jalen'in son zamanlarda asılı durduğu insanlardan endişe duyuyoruz.
'Cause that's who he's been hanging with every day.
Çünkü her gün asılacak olan budur.
Ain't nobody wants to see your butt cheeks hanging out.
Kimse yanak yanaklarını görmek istemez mi?
We're concerned about the people that Jalen's been hanging around with.
Insanlardan endişe duyuyoruz Jalen'in yanında dolaştığını.
She's been hanging around Scott Hipwell's house.
Bir süredir Scott Hipwell'in evinin etrafında geziniyor. Hem de çok defa.
V Section left us hanging out to dry.
V Bölümü bizi desteksiz bıraktı.
Well, yes, but leaving the police hanging is not the main thing now.
Şey, Evet. Fakat polisi askıya almak şu anki esas konumuz değil.
And now he's hanging you out to dry.
Şimdiyse senden elini eteğini çekti.
Kept thinking I'd be found hanging from the bars of the cell or take a dive from the top walk.
Hücre parmaklıklarından asılı bulunacağımı düşünüp durdum.
Did you see anyone else hanging around the grounds?
Oralarda başka birini görmüş müydün?
His cape was hanging by the door.
Pelerini kapının yanında asılıydı.
And stop hanging on underwear like it's wet there.
Ve iç çamaşırı ıslakmış gibi orada sallandırmayı kessin.
- How's it hanging, César?
- Asılmak nasıl Caesar?
Mishima's bloody head was hanging off him, quite literally.
Mishima'nın kanlı başı önünde asılı kaldı gerçek anlamda.
I didn't agree to some strange man hanging around my daughters.
Kızlarımın etrafında yabancı adamların dolaşmasını değil.
Don't leave me hanging.
Yalvartma beni.
I invited you here, you said yes, so why aren't we hanging out?
Seni buraya çağırdım, olur dedin ama neden takılmıyoruz?
Shouldn't you be out walking the Great Wall or hanging out with some energy healing voodoo master?
Çin Seddi'nde yürüyor olman ya da vudu ustasıyla takılıyor olman gerekmiyor muydu?
Now, if you'll excuse me, I have a hanging in Wandsworth and I'd hate them to start without me. - A hanging?
Şimdi izin verirseniz, Wandsworth'te bir asılma var ve bensiz başlamalarını istemem.
Debt hanging down our throats.
Boğazımıza kadar borca batmışız.
I'm hanging UP -
Ben asılıyorum UP -
Come on. To me, the hanging tooth felt like rock bottom.
Asılı diş beni dibe vurmuş hissettirdi.
I saw a kid with potential hanging around with shit, and shit's getting on ya, is that what you want?
Bir sürü potansiyele sahip pislikle çevrili bir çocuk gördüm. İstediğin bu mu?
You're hanging us out to dry.
Bizi ortada biraktiniz.
Ash and I have been hanging out for about six months now, and I've got to say, she's the total package.
Ash'le yaklaşık altı aydır takılıyoruz, ASHLEY WEDNESDAY CONNER'IN SEVGİLİSİ mükemmel biri olduğunu söylemeliyim.
And you leave places in the middle of hanging out, and everyone's really, really worried about you because you sell weed in the most public way possible : on the Internet.
Çünkü hep taşlandın ya da hap kullanıyorsun. Ve yerleri dışarıda kalmanın ortasında bırakıyorsun, Ve herkes gerçekten endişeleniyor.