Hannah traduction Turc
5,721 traduction parallèle
Hannah, don't you come to this house right now.
Hannah, sakın bu eve şuan gelme
Hannah.
Hannah.
Hannah?
Hannah?
- Hannah?
- Hannah?
It was hannah.
Hannah.
Ryan, it's me! It's hannah!
Ryan, benim Hannah!
Hannah, we just want to talk with him.
Hannah sadece onunla konuşmak istiyoruz.
The angel formerly known as Hannah has restored order up top.
Hannah diye bilinen melek yukarıda düzeni sağladı.
Um, it was Hannah.
Hannah yaptı.
Hannah?
Hannah!
Hannah!
Hannah!
Hannah, the guy laid hands on you.
Hannah, o adam sana zarar verdi.
Heard you were helping Hannah with something. Yeah, there's been some robberies in her precinct.
Evet, bölgesinde bazı soygunlar varmış.
So when were you going to inform me that we're assisting Hannah Gregson on a case?
Bir davada Hannah Gregson'a yardımcı olacağımızı bana ne zaman söyleyecektin?
WATSON : Hannah, come in. ( door closes )
Hannah, içeri gir.
Hannah?
Hannah mı?
Excuse me, but have you ever even talked to Hannah?
Affedersin, ama Hannah ile hiç konuştun mu?
What if I told you I see something in Hannah?
Ya sana Hannah'ta bir şeyler gördüğümü söylersem?
Hannah made a big collar on her patrol this morning.
Hannah bu sabah görevdeyken büyük bir iş patlattı.
This is not about credit, Hannah.
Konu övgü almak değil, Hannah.
Upstairs, may I presume that was Hannah that you sent to voicemail?
Yukarı kat, sesli mesaj gönderenin Hannah olduğunu farz edebilir miyim?
You've expended enough time and effort on Hannah Gregson.
Hannah Gregson için çok zaman harcadın.
Hannah, please.
Hanna, lütfen.
Thanks, Hannah.
Teşekkürler, Hannah.
Look, I understand that you're frightened, Hannah.
Bak, korkmanı anlayabiliyorum, Hannah.
- Hannah, it's real. Okay?
- Hanna, ciddi bir şey.
- Hannah's.
- Hannahlara gitti.
Hannah Wyland...
Hannah Wyland...
Hannah.
- Hannah.
Why, Hannah?
Neden Hannah?
We took a vote - - democracy in action - - and... Hannah's doing the job.
Oylama yaptık, demokrasi devreye girdi ve Hannah işini yapıyor.
After Hannah died, Heaven's pretty much been a suck sandwich.
Hannah öldüğünden beri cennet berbat bir sandviç gibi.
Holy Hannah!
Hay babanın!
Hannah Taylor.
Hannah Taylor.
But, Hannah, each case is different.
Fakat her dava farklı Hannah.
Hannah, I... are you...?
Hannah, ben... Sen...?
I'm here to talk about Hannah Taylor.
Hannah Taylor hakkında konuşmak için geldim.
Do you remember this girl, Hannah?
Bu kızı hatırlıyor musun? Hannah?
Hannah says you drugged her and had sex with her against her will.
Hannah ona ilaç verip rızası olmadan onunla seks yaptığınızı söylüyor.
Hannah, you must know how hard it is to prosecute a rape charge.
Hannah, tecavüz davalarının ne kadar..... zor olduğunu bilmelisin.
The fact that you rape women, and not just Hannah Taylor, but dozens of others, going back as far as I can tell throughout your entire academic career.
En azından tüm akademik kariyeriniz boyunca eskiye giden sadece Hannah Taylor değil düzinelerce başka kadına tecavüz ettiğiniz gerçeği.
How about we call a press conference, let Hannah tell her own story?
Bir basın toplantısı yapıp Hannah'ın hikayesini anlatmasına izin verelim mi?
The media will tear Hannah apart.
Medya, Hannah'ı parçalar.
The system is set up to silence women like Hannah and protect men like Holland.
Sistem, Hannah gibi kadınları susturmak ve Holland gibi adamları korumak üzerine kurulmuş.
Hannah, honey, your daddy didn't leave you.
Hannah, tatlım, baban seni terk etmedi.
Why is my name Hannah?
Neden adım Hannah?
So, Hannah.
Peki Hannah.
HANNAH FOR YOUR BELOVED HUSBAND AND HER DAUGHTER GRACE ELLEN
HANNAH'NIN KOCASI VE GRACE ELLEN'NIN BABASI.
¿ Has oído hablar de Hannah Potts?
Hannah Potts diye birini duymuş muydun?
Una noche, Hannah y Frank acosados por algunos de la ciudad.
Bir gece Hannah ve Frank, bölge sakinlerinin hışmına uğradı.
Oh, hey.
Hannah'a bir konuda yardım ettiğini duydum.