Hannes traduction Turc
69 traduction parallèle
... Bruns, who played sweeper for Hannes in the first game.
Hannes'in yerine libero oynayan Bruns, ilk maçta...
That's when the Hannes's clan came here from Thüringen.
O zaman Hannes sülalesi Thûringen'den geldi.
Hannes!
Hannes!
I've got friends too, a whole bunch. Look Hannes and me.
benimde bir sürü arkadasim var, o Hannes ve ben.
Hannes : Good day.
Gärtner : selam.
Okay, thank you Hannes.
evet, cok tesekkurler Hannes.
This has to be a secret. Hannes :
simdi sana söyledigim, aramizda kalsin.
In any event.
Hannes : niyeki.
Hannes : Of course. Your opening.
Hannes : evet, acilis icin Christian : hayir..
Hannes : Thank you.
Hannes : sagol.
Hannes : The part with Hans?
Hannes : hans tan mi?
- Hello, Hannes.
- Merhaba, Hannes. - Merhaba.
Hannes, our daughter is a good mother.
Hannes, kızımız iyi bir anne.
- What on earth happened, Hannes?
- Neler oldu sana, Hannes?
Thank you, Hannes.
Teşekkür ederim, Hannes.
Away from the boat!
Hannes! - Tekneden uzaklaş!
Hannes. Talk to me.
- Hannes, konuş benimle!
Mr. Hannes...
Hannes.
Hannes?
Sanki kendi elinden bir şey gelirmiş gibi, değil mi Hannes?
Mr. Hannes!
Dursana Hannes!
Hannes!
Hannes-san!
Hannes.
Bu sizin hatanız değildi Hannes-san.
If you hadn't gone and gotten Mr. Hannes for us, Mikasa and I would've been Titan food.
Beş yıl önce, sen Hannes'i çağırmasaydın Mikasa ve ben o Dev tarafından yenmiş olacaktık.
And what did Hannes do?
Peki, Hannes ne yaptı?
... and sees it there, Hanne's worthless, disgusting, staring out into the void.
Ve orada Hannes'in değersiz, iğrenç bir boşluğa baktığını görüyor.
- That's Hannes.
- Bu Hannes.
Hey Sölvi, I should introduce you to Hannes it's about time he met our star...
Hey Sölvi, seni Hannes ile tanıştırmam gerek yıldızımızla tanışma zamanı.
Hannes, Sölvi.
Hannes, Sölvi.
Just trying, finish this report for Hannes.
Hannes için raporu bitirmeye çalışıyorum.
Don't worry about this report, I mean, I'll talk to Hannes.
Rapor için endişe etme, Hannes ile konuşurum.
I'll have a look through it and then pass it on to Hannes.
Bir göz gezdirip sonra Hannes'e paslayacağım.
But I lifted the numbers a little, within the margins, before Hannes got to see it.
Hannes görmeden önce kenar boşluklarının içine doğru sayıları biraz kaldırdım.
Well Hannes went through that report...
Hannes raporu incelemiş.
We have to show Hannes.
Hannes'e göstermemiz gerek.
- Right then, Hannes wants to meet us.
- Pekâlâ, Hannes bizimle görüşmek istiyor.
We know exactly what's going on and Hannes knows too.
Biz de neler olduğunu biliyoruz, Hannes de biliyor.
- Hannes?
- Hannes mi?
- No, Hannes is not invited.
- Hayır, Hannes davetli değil.
Hannes read the report I did, before you fiddled with it.
Hannes sen kurcalamadan önce raporumu okumuştu.
Hannes Pike.
Hannes Pike sayesinde.
Jack, for a moment, They will think you're Hannes, so lead them out and keep them busy.
Jack, bir an için seni Hannes sanacaklar.
Hannes, my old friend.
Hannes, eski dostum.
Does Hannes'chippy always talk for you, Doctor?
Sizin adınıza hep bu fingirdek mi konuşur doktor?
Hannes prefers the term "floozy" for all his boy toys.
Aslında Hannes'in erkek sevgilileri ona "hoppa" demeyi tercih ederler.
Hannes, come on! - Dad!
- Hannes, hadi!
- Hannes!
- Baba!
Jon! - Hannes, stop it!
Jon!
Dad!
Hannes, yeter!
- Hannes!
Baba!
- Hannes!
Hannes!
Hannes, Come on!
Hannes, çabuk gel!