Harlot traduction Turc
282 traduction parallèle
Then to the stocks with this harlot! "
Sonra da bu fahişeyi kütüğe bağlayıp sergileyin! "
You call me harlot, but I have great pity on your soul and the souls of your men!
Bana kahpe diyorsun ama ben senin ve askerlerinin ruhlarına acıyorum.
This harlot mocks our court!
Bu fahişe mahkememizle alay ediyor!
If it be no more, Portia is Brutus'harlot, not his wife.
Öyleyse Portia, Brutus'un bir odalığı demektir, karısı değil.
To squander on his temple harlot?
Tapınak fahişesine harcamak için mi?
And this is Edward's wife, that monstrous witch... consorted with that harlot strumpet Shore... that by their witchcraft thus have marked me.
Edward'ın karısı olacak korkunç cadıyla o sokak sürtüğü kahpe Shore birlikte büyü yapıp beni bu hâle getirdiler.
Forcing a helpless recruit to mimic a common harlot?
Zavallı bir eri zorla adi bir fahişe kılığına sokmak?
Sire, the Sheban harlot has been found.
Efendim, Sabâ Kraliçesi bulundu.
In the Israel that I rule, there is no sanctuary for a pagan harlot.
Benim yönettiğim İsrail'de, bir pagana huzur yoktur.
Blackmailer... harlot, murderess.
Vivian Usher. Şantajcı fahişe, katil.
Harlot!
Seni adi fahişe!
Only a born harlot could tell such a lie!
Sadece doğuştan fahişe olan biri böyle bir yalan söyleyebilir!
He married me only to have a harlot in the house.
Benimle, evde bir fahişesi olsun diye evlenmişti.
Manners that would offend a dockside harlot seem to be the only acceptable behavior to King Hitihiti.
Bir liman fahişesini rencide eden hareket tarzı Kral Hitihiti için kabul edilebilir bir davranış gibi gözüküyor.
Death to the Cossack harlot!
Kazak kahpeye ölüm!
As if to beg forgiveness for having stayed so long with your Egyptian harlot.
Sanki, Mısırlı fahişenle uzun zaman geçirmiş olduğun için af dilermişsin gibi.
Sir, it is no slight matter for a man of my character to be buffeted by a boy just for trying to bring a wanton harlot to justice!
Özür dilerim efendim ama aşüftenin tekini adalete teslim etmeye çalışırken bir çocuk tarafından hırpalanmak benim için haysiyetsizlik değildir!
- Harlot.
- Fahişe!
A harlot who was sold to the Mexicans.
Meksikalılara satılmış olan bir fahişe.
Ralph may be planning a round-the-world jaunt with some happy harlot and needs some spending money.
Ralph belki sersem bir fahişeyle bir dünya turu planladı ve canı para harcamak istiyor.
Harlot!
Orospu!
I thought there was something decent, something worthwhile. But you're just a common harlot.
Sende özel bir şeyler olduğunu ve değer verilmeye layık bir insan olduğunu düşünmüştüm ancak sen sıradan bir fahişeden başka hiçbir şey değilsin.
Sprechen, you harlot.
Sprechen, fahişe.
"who hath judged the great harlot which corrupted..." "with her fornication, " and hath revenged the blood of his servants, at her hands.
Yeryüzünü fuhşuyla yozlaştıran Büyük fahişeyi yargılayıp Kendi kullarının kanının öcünü aldı..
- Harlot!
- Orospu!
Would you sacrifice the child of our love to get a silly little harlot brought back to court?
Aşkımızın çocuğunu, aptal, ufak bir fahişeyi..... saraya geri getirmek için kurban mı edeceksin?
Go, and find a harlot, and have children by her, name the first :
Gidin ve kendinize bir fahişe bulun. Ve ondan çocuk peydahlayın. İlkine'Halkım Değilsiniz',..
Harlot's not good enough for us, eh?
"Orospu" neyimize yetmiyor?
A harlot, a trollop
Sürtük.
There is nothing worse than a harlot turned respectable.
Bir fahişenin saygıdeğer birine dönüşmesinden beter bir şey yoktur.
A reformed anything is bad enough... but a reformed harlot is the direct wrath of the Devil.
Her şeyin ıslah edilmişi yeterince kötüdür ama ıslah edilmiş bir fahişe direk Şeytan'ın gazabı demektir.
The harlot my mother is here below.
Kahpe annem burada... Aşağıda.
Harlot.
Harlot.
I don't love you, you harlot.
Ama seni sevmiyorum sürtük!
A HARLOT. A TROLLOP.
Yat artık Finletter.
- The woman is a harlot.
- Bir fahişe.
I saw nothing but a... cheap harlot. Come on.
Ve karşımda duran ucuz bir fahişeydi.
Posing as a bedroom harlot.
yatak odasında fahişe kılığında.
Look like some painted harlot.
Fahişeye benzemişsin.
Stand you there, sir, over the body of your bloody harlot.
Orada dur, Bayım! Kanlar içindeki orospunun üzerinde!
They're trust their bank to some harlot.
Bankalarını, bir fahişeye emanet etmezler.
Harlot!
Harlot!
You haven't begun to be sorry, you hillbilly harlot!
Daha üzülmeye başlamadın seni köylü kaltak.
- So, you wee harlot.
- Seni fahişe!
So, you wee harlot.
Seni fahişe!
So you wee harlot!
Seni fahişe!
Ya wee harlot, I'll kill ya.
Fahişe, seni öldüreceğim.
You're a harlot!
Sen bir fahişesin!
I was a harlot.
Bir fahişeydim.
- Harlot.
- Orospu.
- Harlot!
- Kahpe!