Hate you traduction Turc
21,527 traduction parallèle
I don't hate you. I don't hate you.
Senden nefret etmiyorum.
I hate you! I hate you so much!
Senden nefret ediyorum!
- I hate you so much!
- Senden nefret ediyorum!
I don't hate you.
Senden nefret etmiyorum.
I don't hate you, Lucy.
Senden nefret etmiyorum Lucy.
- I hate you.
- Sizden nefret ediyorum.
- She doesn't hate you.
- Senden nefret etmiyor.
You know, you need to be smarter about things, or people will start to hate you.
Yahu sen böyle devam edersen milletin canını daha çok sıkmaz mısın?
Listen. I hate you.
ben senden nefret ediyorum.
I still hate you, and you hate me,
Senden şu an bile nefret ediyorum. Sen de benden.
Hate you?
- Senden nefret?
Perhaps I hate what's become of you but I could never hate you.
Belki evlendirilmenden nefret ederim... Ama senden asla nefret etmem.
They hate you for it.
Gerçek yüzünden senden nefret ediyorlar.
So, do you actually hate your penis?
Penisinden nefret ediyor musun?
And you hate him too, so why do you even care?
Sen de ondan nefret ediyorsun. Yani neden umurunda ki?
Why you hate me?
Neden benden nefret ediyorsun?
Why you hate me so much?
Neden benden bu kadar nefret ediyorsun?
Oh, Jewish God, why do you hate me?
Oh, Yahudilerin Tanrısı, neden benden nefret ediyorsum?
Well, I hate to say I told you so, but--you know what?
Sana daha önce söyledim demekten nefret ediyorum, ama, biliyor musun?
I know you hate it now, but travelers wrote our most precious books.
Şu an bundan nefret ettiğini biliyorum, fakat en güzel kitapları gezginler yazdı.
Why do you think? I fucking hate the DEA.
Ne sanıyorsun, UMD'den nefret ediyorum da ondan.
I would hate to see that too, because I know he has a family and, you know, he's probably, uh, a good bloke down deep.
Bunun olmasını da istemem çünkü bir ailesi var, biliyorum ve muhtemelen aslında iyi bir adamdır.
I mean, I know you hate the guy, but- - but murder?
Adamdan nefret ettiğinizi biliyorum ama cinayet nereden çıktı?
You both need someone to fight and to hate and to destroy. You can't just be.
İlla didişecek, nefret edecek, boğuşacak birilerini arıyorsunuz, rahat duramıyorsunuz.
Why do you hate me so much?
- Neden benden bu kadar nefret ediyorsun?
I hate to see this happen to you.
Seni bu halde görmekten nefret ediyorum.
Honey, hate to say this, but you've wasted a trip.
Tatlım bunu severek söylemiyorum ama boşuna gelmişsin. Bak.
Do you hate these setups as much as I do?
Bu görücü usulü görüşmelerden sen de benim kadar nefret ediyor musun?
- I hate you.
- Senden nefret ediyorum.
I hate you.
Senden nefret ediyorum.
So, you didn't hate me.
Demek benden nefret etmedin.
I know you hate me, and I don't blame you, but you have to believe me.
Benden nefret ediyorsun ve seni suçlamıyorum ama bana inanmalısın.
Yo, man, I hate to tell you this, but I got to close up shop.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama dükkânı kapatmam lazım.
And he said, "Don't hate what you are."
Ve "Olduğun şeyden nefret etme" dedi.
Ted ruined you, Allison, and yet I'm the one you hate.
Ted seni mahvetti, Allison,... ama sen benden nefret ediyorsun.
You hate the Hunters, but if you kill me... you're no better than they are.
Hunterlardan nefret ediyorsun ama beni öldürürsen onlardan bir farkın kalmaz.
After all you did just get a new chance at life and I'd hate to see you to waste it. Retreat with victory so close at hand?
canlanıp buraya gelmek için bir çok şeye katlanmadın mı?
Hate to break it to you, but that's normal for Takata.
Sana söylemekten nefret ediyorum ama bu Takata için olağan.
You hate me, don't you?
İshida. Benden nefret ediyorsun değil mi?
Do you hate me?
İshida. Nefret ediyor musun benden?
You have to learn to love even the things you hate about yourself and move forward.
İşte bu yüzden iyi ve kötü yönlerimizle kendimizi severek yaşama asılmalıyız!
If you want to hate someone, Whitney, hate me.
Eğer birinden nefret etmek istiyorsan, Whitney, benden nefret et.
I hate to think of you alone here.
Seni burada yalnız düşünmekten nefret ediyorum.
I understand if you hate me for it.
Benden bunun için nefret ettiysen anlarım.
The thing is, I've just spent the past few days with you learning about how much you hate vampires and what they did to your town.
Mesele şu ki son birkaç günümü vampirlerden ne kadar nefret ettiğini ve kasabana neler yaptıklarını anlatmanı dinleyerek geçirdim.
Do you hate it or something?
- Hoşuna falan mı gitmiyor?
Mom, you don't have to sit with me if you hate it.
Anne, diziyi sevmiyorsan benimle oturmak zorunda değilsin.
Do you hate my penis?
Penisimden nefret ediyor musun?
Yeah, I hate to tell you this, but the Purrgil are heading right where I calculated those fighters came from.
- Ne? Evet, sana bunu söylemekten nefret ediyorum ama Purrgil tam olarak o fighterların geldiği yöne doğru gidiyorlar.
I hate to break it to you, but we're not goin'anywhere.
Bunu size söylemekten nefret ediyorum ama bir yere gitmiyoruz.
Actually, you'll hate him. But he's a genius.
Aslında nefret edersin ama adam bir dahi.
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your hat 64
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73